BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 21 Temmuz 2012

Şam bombasını kimler organize etti?

Şam'da patlayan bombayı kimlerin koyduğu, arkasında güçlü bir istihbarat servisi olup olmadığı çeşitli platformlarda konuşuluyor. Bu gelişmeleri, MİT eski Daire Başkanı Prof. Dr. Mahir Kaynak'la konuştuğum sırada, kızı Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Deniz Ülke Arıboğan
'ın attığı tweet'ler dikkatimi çekti. Mahir hocamın bana yaptığı açıklamalar ile Deniz Hanım'ın yorumları arasında bazı farklıklar vardı.
Prof. Dr. Arıboğan, "Benim Şam saldırısı konusundaki teorim, ABD merkezli olarak planlandığı yönünde" derken, Hocam, "Esad'ın yakın çevresinden birileri bunu yaptı.
Amaçları, Esad'ı öldürmek değildi. İdareyi bize bırak diyenler bunlar" yorumunda bulundu.
Kaynak, "Benim teorim: Amerika ve Rusya, Suriye işini beraberce hallediyor. Süreç konusunda kızımla farklı düşünüyoruz" diyerek, ilginç duruma açıklık getirdi:
Önce Prof. Dr. Deniz Ülke'nin yorumuna bakalım: Uluslararası girişimleri kitleyen Rusya'nın en ağır imaj darbesini bu saldırıyla aldığı söylenebilir. Putin-Erdoğan görüşmesi öncesi pozitif ortamı ortadan kaldırmak ve Suriye konusunda Rus-Türk ittifakıyla bir gelecek tasarımının önüne geçmek arzu edilmiştir. Saldırı istihbarat servislerinin desteğiyle planlanmış küresel bir operasyondur." "İngiltere'
ye yerleşecek"
Prof. Dr. Kaynak,
kızından farklı bir teorem üzerine detay notlar verdi:
ABD, Rusya'nın arkasında olduğu Esad'ı öldürmez. Son bomba, Esad'ın yakın çevresinden bazı isimler tarafından organize edildi. (Esad'a seni öldürmek istemiyoruz, yönetimi bırak) mesajı verildi.
Esad'ın çok yakınında bulunan bazı isimlerin hem Rusya hem de Amerika ile bazı temasları olmaktadır. Bir ismin üzerinde anlaştıkları taktirde, Beşar Esad görevi bırakacak. Esad ve ailesi İngiltere'ye yerleşecek.
Kızım, Amerika-Rusya ayrımı üzerinde duruyor ama aslında Amerika ve Rusya perde gerisinde pazarlık yapıyor, Suriye'nin bölünmeden yeni bir yönetime geçmesini planlıyor."
Prof. Dr. Kaynak, "Başbakan Erdoğan'ın iki cümlesine'' özellikle dikkat çekti: Suriye bölünmeyecek ve Esad sonrası alternatif isimler verdim."
Bunlar görüşmelerin şifresidir.
Erdoğan ve Putin yakın temastalar. Aralarında sıkıntı olmaz. Suriye'nin geleceğini konuştular. İki lider, Suriye'nin bölünmemesi ve Cenevre toplantısına göre, geçiş hükümeti kurulmasında hemfikir. Geçiş hükümeti kurmak demek. Esad gitti demektir. Esad olacaksa, geçiş hükümetinin konuşulması mantıklı değildir."
Erdoğan'ın görüşmesi bittikten sonra Başkan Obama'nın Putin'i aramasına da dikkat çeken Kaynak, "Erdoğan-Putin-Obama arasında kimsenin bilmediği temaslar var.
Orada olan her şey açıklanmaz.
Çok şeyler konuşulur. Esad sonrası hem Rusya hem Amerika ve Türkiye'nin (evet) diyeceği süreç yaşanıyor"
yorumu yaptı.
Prof. Dr. Arıboğan'da, Esad'ın ayrılmasına işaret ediyor, "Saldırı Esad'a ve çekirdek ailesine bir mesaj olarak da algılanmalıdır. Ülkeyi terk etmesi için kendisine hala açık bir kapı bırakılmaktadır. Esad'ın kendisine sığınma hakkı veren bir ülkeye gitmesi mümkündür.
Kanımca süreç hızlanacaktır" yorumunda bulunuyor.
Gelişmelerin hangi boyutlarına doğru kaymakta olduğunu gösteren bir yazıyı da dikkatinizi çekmek istiyorum.
Başbakan Erdoğan'ın çekirdek kadrosundan Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan'ın Star gazetesinde çıkan köşe yazısı, Ankara-Moskova hattındaki bir şifreyi açıklıyor: "Yalçın Akdoğan'a göre, "Erdoğan, Putin'e yeni Suriye yönetimi için isimler verdi. (Esad bir an önce yönetimi bırakmalı ve mutabakata varılan isimlerin ülkeyi özgür seçimlere götürmesi planlanmalıdır. Çıkacak sonuca ise herkes saygı göstermelidir.)"
Yalçın Akdoğan'a göre, Rusya'nın güveneceği ilk ülke Türkiye'dir... (Rusya devlet ajansı RİA'da çıkan bir yorumda şöyle deniyor: Annan ve Erdoğan'ın Moskova ziyaretleri, Suriye'de bugünkü iktidarın kalması ya da gitmesinden çok, ileride Moskova'nın bir bütün olarak bölgede ne kadar söz sahibi olacağıyla ilgili.
Burada kiminle ortaklığa gidilebilir? Müslüman 'büyük Ortadoğu'da hangi rejim Rusya'ya daha yakın? İran mı, Suriye mi? Görünen o ki, Türkiye'den iyisi yok...

Irak'a dikkat

Mahir hocamın "Suriye'nin bölünmemesi Türkiye için çok stratejik bir durumdur. Yeni yönetimle yakın ilişkisi olacağa için, yeniden Suriye olayları öncesi döneme dönülecektir. Beni esas düşündüren Irak. Bölünmüş bir Irak'ın daha tehlikeli gelişmelere yol açacağını düşünüyorum'' sözlerini de dikkatle düşünmeliyiz.