Seçim yaklaştıkça yıllardır iktidara uzak kalanların fazla heyecanlanmaları, normal. Ancak, kendi zihniyetlerinde olanlar haricinde oy alamayacaklarını bilerek erken galibiyet havasına girmeleri, tuhaf.
Altılı ya da artık Yedili Masa diyebileceğimiz yapıya mensup olanların, ülkemizin mevcut durumu, fırsatlarının ve risklerinin neler olduğu, geleceğe nasıl daha güçlü bir şekilde hazırlanabileceği gibi önemsiz (!) konulara kafa yormadıkları, malum.
Artık isteseler de bu konularda çalışmaya vakit bulabilme şansları da yok. Zaten, Türkiye'nin geleceği gibi konularla 'dostlarının' ilgilendiğine inandıkları için de bütün güçleriyle insanımızı dış mihraklara teslim olma konusunda kandırmaya çabalıyorlar.
Son 20 senede ülkemizi her sahada en azından 4-5 kat geliştiren bir kadroyla yarışmaya kalkışan ve yalandan başka sermayeleri olmayanların başarılı olabilmesi, çok çok düşük bir ihtimal. Ancak yine de tedirgin edici. Sahip olunan maddi ve manevi imkanların ülkemiz ve milletimiz için lüks olduğunu düşünenlerin melanette sınır tanımayacağı biliniyor çünkü.
Üstü kapalı bir şekilde devlet ve millet düşmanlığı yapıp, bunu gizlemekte başarılı olabilenler, öncelikli problem. Yapılanları yok göstermek ya da itibarsızlaştırmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan bu güruhun en önemli silahı ise insanlardaki kıskançlık ve haset duygularını körüklemek.
Teslimiyetçilerin olumsuz algı oluşturmakta başarılı olmaları, sebepsiz değil. İnsanımızın kahir ekseriyeti ihaneti aklının ucundan bile geçiremezken onlar ihanet edebiliyor ve yine insanımız yalan söyleyemezken onlar rahatlıkla yalan söyleyebiliyorlar.
Arşivler, Yedili Masa'nın cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı'nın söylediği ve doğruları ortaya çıkınca özür dilemeye bile yanaşmadığı yalanlarla dolu. Seçimde destek karşılığı masadaki partilerin kırmızı çizgilerini yerle bir eden HDP'nin, ülkemizin varlığı ve birliği konusunda farklı düşündüğünün çocuklarımız bile farkında.
MHP'yi ele geçirmeye çalışıp başaramayanların kurduğu İyi Parti'de, son bir aydaki savrulmalarla en sıkı taraftarların bile kafaları allak bullak. İlke ve prensipler yerine husumet duyguları ağır basan masadaki bazı genel başkanların neyi hedeflediklerini anlamak mümkün değil.
En vahim olanı ise Milli Görüş'ü temsil etme iddiasındaki Saadet Partisi'nin durumu. Dile getirebilecek makul tek bir tezleri bile olmayanlar, inananları ruh köklerine düşman CHP'ye yamamak için, '20 yıllık zulüm' ve 'büyük yanlışlar' gibi kuyruklu yalanlardan medet umuyorlar.
AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan husumeti dışında ortak yönleri olmayan Yedili Masa'yı ülkemizi teslim almayı düşünenlerin oluşturduğu, şüphesiz!..
İhanetlerini yalanları ile kamufle edenlerle mücadele ettiğimize göre, gerçekleri milletimizin öğrenip kavraması için daha çok çalışmalıyız!..
