Mevduatları kur artışına karşı korumayı hedefleyen düzenlemenin, döviz fiyatlarını yükseltmek için saldıranların morallerini çok bozduğu, malum. 20 Aralık akşamı, 20 TL'yi zorlayan doların Cumhurbaşkanımızın açıklamasını takiben 12 TL'ye inmesi ile tezgahları çöktüğü için bu normal.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'ye husumet duyanların, kur garantisini 'örtülü faiz' diyerek itibarsızlaştırmaya çalışmaları anlaşılabilir. Ama neler olup bittiğini bilmezden gelen birilerinin de faiz üzerinden tartışma başlatmaları, düşündürücü.
Ödünç verilen bir şeyi bir süre sonra daha fazlası ile geri almak olarak tarif edebileceğimiz ve İslam Dini'ne göre haram olan faiz, oldukça detaylı ve hassas bir konu. Ülkemizde uzunca bir süredir var olan faizin akşamdan sabaha kaldırılmasının mümkün olmadığı da –maalesef- tecrübe ile sabit.
Geçtiğimiz Kasım'da başlatılan kur saldırısının ekonominin bilinen kuralları ile izahı mümkün değil. Hükümetin bu saldırıya karşı TL mevduatlarını kur artışına karşı koruma garantisi getirmesinin ezber bozan bir uygulama olduğu da, bir gerçek.
Dövizin süratli artışından bazı beklentileri olanların, bu uygulamayı 'örtülü faiz' olarak adlandırmaları, karalamak için başka argüman bulamayışları ile ilgili.
Konuya dini açıdan yaklaşan bazılarının TL mevduatı olanların dövize kaymaması için alınan tedbiri insafsızca eleştirmeleri, düşündürücü.
Parasını zaten faiz getirisi olacak şekilde yatıran mevduat sahiplerinin ülke ekonomisini sarsmaya çalışanların oyununa gelmemesi için bulunan kur garantisini 'faiz' olarak nitelemek, teknik olarak doğru olabilir. Ama kurların yükselmeyeceği beklentisini de unutmamak gerek.
Esas konu, insafsız eleştiri sahiplerinin ekonomimizi altüst etmeyi hedefleyenlere karşı kur garantisi getirilmeseydi nelerin yaşanacağına da kafa yormalarının gerekip gerekmediği…
Hükümeti, faizleri artırmaya zorlamak için döviz üzerinden saldıranların, işin dini tarafına bakmazlar. Ancak işin dini tarafını düşünenlerin, tedbir alınması gereken saldırılara sessiz kalınmasını savunamayacaklarına göre, uygulamayı eleştirirken insaflı olmaları beklenir.
Konuya dini açıdan yaklaşan ve zaten faizli olan mevduatlara yönelik kur garantisini de faiz olarak değerlendirenlerin, kur saldırısı başarıya ulaşsa ve 20 Aralık gecesi dolar 20 TL'ye çıksa neler olabileceği konusunda bir fikirleri var mıdır, bilinmez.
Ülkemiz, bir zamanlar çok yüksek olan faizleri 2013'te 4,7'ye indirdikten sonra değişik saldırılara uğrayan ve buna rağmen inatla düşük faiz diyen bir Cumhurbaşkanı tarafından yönetiliyor.
Kur garantisi formülünü ülke düşmanları ile birlikte itibarsızlaştırmaya çalışanlar arasında gıpta, hatta kıskançlığı bile aşıp haset sınırlarını zorlayanlar var.
Meseleye 'Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti gitsin de ne olursa olsun' diyenler gibi yaklaşmaları bunun göstergesi… Oysa, bildiğimiz kadarıyla 'maslahat' diye bir kavram da vardır!..