Ortalık her zamanki gibi hareketli. Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durma kararlılığına canı sıkılan 'dışarıdakiler'; demokrasi, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığını geçtik, diplomatik teamülleri de hiçe sayıyor.
Kelimenin tam manasıyla 'hadsiz' bir açıklamaya imza atan ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda büyükelçileri Dışişleri Bakanlığımıza çağrılarak uyarıldı, biliyorsunuz.
Bu 10 ülkenin büyükelçileri, sosyal medyadaki ortak açıklamalarında, hakkındaki davanın demokrasi ve hukukun üstünlüğüne gölge düşürdüğünü iddia ettikleri Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını istemişlerdi.
Ülkemizin egemenliği ve bağımsızlığı ile yakından ilgili bu hadsiz davranışla ilgili olarak başını CHP'nin çektiği ittifakın adeta üç maymunu oynaması, dikkat çekici.
10 ülke büyükelçisinin, ülkemiz yargısına ve hatta içişlerimize müdahale manasına gelen davranışları sebebiyle doğrudan açıklama yapmayan ittifak mensupları, sorulara verdikleri cevaplarda da topu taca atmayı tercih ettiler.
Kılıçdaroğlu 'Türkiye'nin AİHM kararlarına uyacağı sözünü verdiğini' vurgularken, Akşener de 'Rahip Brunson'ı hatırlatan eylem ve söylemlerden uzak durulmasını' tavsiye etti!..
İç işlerimize karışılmasına tepki göstermeleri gerekirken, adeta benimser bir tutum takınan CHP ve İP liderleri, böylelikle 'dostlarının' kimliği konusunu da açıklığı kavuşturmuş oldular.
Bu arada AB Komisyonunun, aday ülkeler Türkiye, Sırbistan, Karadağ, Kuzey Makedonya ve adaylık başvurusu yapan Bosna Hersek ve Kosova ile ilgili değerlendirmelerinin yer aldığı 2021 Raporu da yayımlandı.
Bekleneceği gibi göç politikası, ekonomi ve iklim konularında olumlu ifadelerle anılan ülkemiz demokrasi, temel haklar, yargı gibi konularda eleştirildi.
Eleştirilerin odağında da Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş meselesi vardı. Süslü laflarla söyleseler de, aslında 'bizim adamlarımız olan Kavala ve Demirtaş'ı neden hala içerde tutuyorsunuz?' demeye çalıştıkları rapor da bir kısım muhalefetin ilgi alanına girmedi tabii.
Oysa raporun satır araları Türkiye'nin menfaatlerini hiçe sayan ve ülkesini seven herkesin tepki göstermesi gereken mesajlarla doluydu…
Avrupa Birliği ülkeleri ve çeşitli bahanelerle ülkemize yüklenen diğerlerinin dertleri, Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durma kararlılığından duydukları rahatsızlık...
İşin sıkıntılı tarafı, içimizden bazılarının ve özellikle de iktidara talip muhalefet liderlerinin de benzer bir rahatsızlık duymaları…
Cumhurbaşkanımız ve diğer yetkililer dışardakilere ve içerdeki uzantılarına gerekeni söylüyorlar zaten. Bize de etrafımızdaki muhalefet sempatizanlarına liderlerinin kimden yana olduğunu sormak düşüyor…
Bizden yana olmadıkları kesin çünkü…
