Sakalla başları pek hoş olmadığı gibi çoğu da bıyıksız. Ama yine de CHP'lilerin durumu 'aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık' sözünde olduğu gibi.
13 vatandaşımızı kaçırıp yıllarca rehin tuttuktan sonra katleden PKK'ye ağız dolusu lanet okumayı isteyen CHP'li yöneticiler elbette vardır. Ama terör örgütünün siyasetteki uzantısı HDP ile ittifak söz konusu olduğu için bırakın lanet okumayı, PKK'nın ismini bile zikredemiyorlar…
Eski eş başkan Selahattin Demirtaş'ın vurguladığı gibi, HDP mensuplarının PKK'ya terör örgütü demediği, diyemediği malum. HDP'de olup da siyaset yapacağız diye hadlerini aşmaya kalkışabileceklerin başına neler geleceği bilinmez.
HDP'lilerin PKK söz konusu olduğunda demokrasi, insan hakları ve benzeri kavramlar eşliğinde eveleyip gevelemeleri, anlaşılabilir bir durum. Ama memleketin ana muhalefet partisi CHP mensuplarının terör örgütü konusunda neden dut yemiş bülbüle döndükleri, önemli.
Tam CHP Genel Başkanının '13 vatandaşımızın ölümlerinin sorumlusu Cumhurbaşkanıdır' şeklindeki saçma-sapan açıklaması tartışılırken, Özgür Özel sahne aldı.
Meseleye objektif bir şekilde yaklaşması ve terör örgütünü ismini de anarak lanetlemesi beklenmeyen Özgür Özel, '13 şehidi kimin öldürdüğünün bir önemi olmadığını' söyleyiverdi.
Ve devamında 'önemli olan bu evlatlarımızın nasıl yaşatılabileceği meselesine aranan cevap' derken de, Hükümetin PKK ile pazarlık ederek tavizler vermesi gerektiğini söylüyor, Özgür Özel.
CHP'lilerin, PKK'nın siyasi uzantısı ve siyasi müttefikleri HDP'den rehinelerin serbest bırakılmasını neden istemedikleri, herkesin merak ettiği bir husus.
Kılıçdaroğlu, Özel ve benzerleri, esas istediklerini söyleyemedikleri için laf çeviriyorlar. Sadede gelebilseler, 'siyasi müttefikimiz HDP ve PKK'ya laf etmeyiz, çünkü hedeflerimiz aynı' demeleri gerekecek çünkü.
Doğuştan ve mecburen CHP'liler hadi ne ise. Ama milli güvenlik meselesi olduğunu gösteren emarelere rağmen hala CHP'nin ardından gidenler, ciddi bir problem…