Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 24 Ocak 2021

Blinken’in yerli versiyonları…

Uluslararası ilişkilerde eskiden hakim olan diplomatik kıvraklığın artık kalmadığı ve bunun yerini güce dayalı kaba bir şeffaflığın aldığını söyleyenler, galiba haklı... Bunun iyi mi kötü mü olduğu, ayrı ve uzun bir bahis.

ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, daha aday iken Türkiye'den 'sözde stratejik müttefik' olarak bahsetmiş… Tecrübesiz birisi olsa patavatsızlık etti diyeceğiz. Ama adam, Obama döneminde dışişleri bakan yardımcılığı yapmış.

Blinken'in, 'sözde' kavramını Kemal Kılıçdaroğlu'ndan mı öğrendiğini yoksa Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu'nun ABD için ve haklı olarak kullanmasından mı hatırladığını, bilmiyoruz.

Her ne şekilde söylemiş olursa olsun, aslında şecaat arz ederken sirkatini söyledi Blinken. Rusya'dan S-400'leri satın aldı diye Türkiye'yi 'sözde müttefik' ilan etmeden evvel, Türkiye'ye Patriot satmadıklarını hatırlamalıydı.

Bu durumda Blinken ya da ABD'den herhangi bir yetkilinin değil, Türkiye yetkililerinin ABD'yi kast ederek 'sözde' ile başlayan cümleler kullanmaları yerinde olur…

Müttefik ya da stratejik ortak kavramları ile beraber kullandığı 'sözde' kelimesi ile ülkemize ve ABD ile aramızdaki ilişkilere bakışının ne kadar çarpık olduğunu da göstermiş oldu, Blinken. Konu Türkiye ile sınırlı da değil tabii. Yeni bakanın ABD'nin çıkarlarını eksene alan sözleri, ülkesinin ilişkide olduğu diğer ülkeler açısından de bilgilendirici.

Müttefikliğin karşılıklı dengeye dayandığı ve bu tür bir ilişkiden bahsediliyorsa 'kazan-kazan' mantığının işlemesi gerektiği, uluslararası ilişkilerin ilk kurallarından.

'ABD Patriot satmamış olabilir, ama Türkiye ihtiyacı olsa dahi Rusya'dan S-400 almamalıydı' şeklindeki sözleriyle, müttefikliğe değil bir tür ast-üst ilişkisine işaret eden Blinken, Trump dönemini uykuyla geçirmiş olmalı…

Sözde müttefik kim?..

Türkiye'nin karşılıklı ilişkilerde bir tarafın vesayetini değil 'kazan-kazan' prensiplerini esas aldığını gösteren birçok gelişmennin yaşandığı Trump dönemini iyi takip etmiş olsaydı, bu hataya düşmezdi, belki.

Bizdeki 'geç olsun, güç olmasın' sözünün ABD'de de benzeri vardır herhalde. Çiçeği burnunda bakan Blinken, Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını zamanla öğrenecektir. Bu arada ABD'nin artık eski ABD olmadığının da farkınadır inşallah.

Adam çıkıp, füze savunma sistemi satmadıkları Türkiye'nin başka yerden temini ile ilgili, kendilerini değil bizi suçlamaya kalkışıyor…

Bunu yaparken, güçlü ve istediğini yapabilecek kudrette olduğunu zannetmenin verdiği bir pervasızlıkla, gerçekleri ters yüz etmekten kaçınmıyor yeni ABD Dışişleri Bakanı…

İttifak ya da stratejik ortaklıktan bahsedilecekse eğer, Türkiye ABD ilişkilerine yüzeysel bir bakışla bile sözde müttefik denilmesi gerekenin kim olduğunu anlamak çok kolay…

Sadece Ülkemizin varlığı ve bekası açısından büyük tehdit arz eden PKK terör örgütü ve türevlerine verdiği destek, ABD'ye 'sözde müttefik' denilmesi için yeterli…

ABD Dışişleri Bakanı'nın sözlerinin bizi asıl ilgilendiren yönü, içimizden birilerinin ısrarlı bir şekilde uluslararası ilişkiler üzerine çizdikleri pembe tabloların gerçekleri yansıtmadığını açıkça göstermesi…

Çürümüşlüğü iyi bildikleri halde, evrensel birtakım değerleri dillerine dolayıp Türkiye'nin uluslararası sisteme teslim olması için bin dereden su getiren içimizdekilere dikkat etmek ve bu amaca hizmet için oluşturdukları algılara prim vermemek, çok önemli.

Blinken problem değil. Ama Türkiye'ye Blinken gibi bakan içimizdekiler, büyük tehlike…