TBMM'de 2021 yılı bütçesi ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Eskiye hasret olarak değerlendireniniz olabilir belki ama 80'ler ve 90'lardaki bütçe görüşmeleri sanki daha heyecan vericiydi.
Rahmetli Erbakan Hoca'nın muhteşem bütçe konuşmalarını hasretle bekleyenler olurdu mesela. Kürsüye çıktığında ülke ile ilgili çeşitli rakamları adeta dans ettiren Demirel'i, keza… Rahmetli Özal ve Ecevit'i de unutmamak gerek tabii.
Eski ile bugün arasındaki fark, muhalif cephede bulunanların bütçe ile ilgili konuşmak yerine başka mevzularda laf çevirmeleri ile alakalı. Eski yıllarda da laf çevirenler olurdu elbet. Ama muhalefet cenahı bütçe görüşmeleri için hakikaten çok sıkı bir şekilde hazırlanırdı.
Muhalefetteki partilerin genel başkanları ya da en sıkı konuşmacıları, kürsüye çaktıklarında iktidara –tabir caizse- soğuk terler döktürürlerdi. Muhalefettekiler ülkenin neyi var neyi yok bilirler ve iktidardakilerden daha çok derslerine çalışırlardı çünkü.
Bunun için de, gelecek yılda ülke ya da millet lehine, yapılabileceği halde bütçede yerini almamış hususlara dikkat çekerlerdi. Böylelikle, ülkenin nasıl yönetileceğini bildikleri ve eğer işbaşına gelirlerse iktidardakilerden daha iyisini yapabileceklerinin mesajını vermiş olurlardı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 3. Yılı bütçesi ile ilgili olarak TBMM'de yapılan görüşmelere baktığımızda, ülkenin sahip oldukları konusunda zerre kadar fikirleri olmayan muhalefet mensupları ile karşılaşıyoruz.
Önümüzdeki yıl bakanlık olarak neler yapacaklarını anlatan Bakanları dinlemiyor, anlatılanları da ya anlamıyor ya da anlamazdan geliyorlar genellikle. Ama, masaları yumruklayıp gürültü çıkarmaya başladıklarında, anlamaya başladıkları bazı şeyleri başkalarının anlamaması için bunu yaptıklarını sezebiliyorsunuz.
Keşke şimdi de Türkiye'nin mevcut durumu ile ilgili her konuyu detaylarına kadar bilen ve daha iyisine nasıl ulaşılacağı konusunda kafa yoran bir muhalefet olsaydı…
Yalan ve mübalağa…
Bütçe görüşmelerinde CHP, İP ve HDP adına konuşanlar, ilgili konuya biraz değinseler de her şeyi inkar eden, karalayan ve itibarsızlaştıran bir muhalefet sergilemeye gayret ediyorlar.
Adalet ve hakkaniyet gibi hususlarla zaten alakası olmayan konuşmacıların, muhalefet yapacağız diye düştükleri durumlar da ibretlik. Bir yandan ülkenin yandığı, bittiği, mahvolduğu gibi iddialarda bulunurken, bir yandan da neden insanlara daha fazla imkan sağlanmadığı gibi konularda hesap sormaya kalkışabiliyorlar…
2002'de bütçe harcamaları içindeki payı yüzde 43,2 olan faiz ödemelerini 2020'de yüzde 11,3 seviyesine indiren bir iktidarın gelecek yıl bütçesi ile ilgili olarak 'faiz bütçesi, haramzadelere hizmet bütçesi' diyebilen bir ana muhalefet liderinin varlığı, durumu anlamak için yeterli aslında.
Aynı kişi ve diğerleri, 2002'de 97 milyon ton olan bitkisel üretimin yüzde 18 artışla 2018'de 115 milyon tona ve sonrasında yüzde 8 artışla 2020'de 124 milyon tona çıkarıldığından habersiz olmalılar ki, "AK Parti iktidarı döneminde tarım ve hayvancılığın bitirildiği" iddialarını tekrarlayıp duruyorlar…
Türkiye'nin ne durumda olduğu, buralara nereden geldiği, 2021'de neler yapılarak hangi noktalara varılacağı ile ilgilenmedikleri için, konuşmalarında bildik yalanlarını tekrarlıyor ve insanların bunlara inanmasını bekliyorlar.
İnsanımızın kahir ekseriyeti muhalefetin nerede yalan söylediğinin ve nerede pireyi deve yapmaya çalıştığının farkında, bereket…
Muhalefetin de hayırlısı diye dua etmek gerekiyor galiba…
