Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 24 Mayıs 2019

Okuyun bakayım!..

YSK'nın İstanbul seçimlerinin iptali ve yenilenmesi ile ilgili gerekçeli kararı açıklandı. 200 sahifeden fazla olan gerekçeli karar, İBB seçimlerine organize müdahaleyi kabul etmeyenler için bir kılavuz.

Gerekçeli kararı okuduklarında, AK Parti'ye ve Cumhurbaşkanımıza yönelik husumetleri sebebiyle gözleri kararanların bile YSK'nın iptal kararını anlamaları ve hatta hak vermeleri mümkün.

31 Mart'tan çok önce oluşturulmaya başlandığı anlaşılan tezgahla, doğrudan İBB Başkanlığı ile ilgili oyların hedeflendiği ve aradaki farkın düşük olmasından istifade edilerek arzu edilen neticeye ulaşıldığı, gerekçeli kararın ayan beyan ortaya koyduğu hususlardan.

Organize faaliyet, AK Parti'ye kaybettirme mantığı üzerine bina edilmiş, belli ki. AK Parti İBB adayı Binali Yıldırım'a verilen oylar sayılmamış, iptal edilmiş ya da başka partilere yazılmış.

Gerekçeye bakıldığında, seçimin iptali yönünde oy veren 7 üyenin görüşleri tamamıyla hukuki temellere istinat ettiği görülüyor. İptale karşı oy kullanan 4 üyenin itiraz şerhleri ise ciddi zorlamalarla dolu. Seçim Kanunu hükümlerinin ihlali söz konusu olduğu için muhalif kalanlar gerekçe bulmakta sıkıntı çekmişler anlaşılan.

Karar gerekçesinin en dikkat çekici yanı, sandık kurullarının oluşumunda kanunun açık emrine rağmen memur olmayanlara görev verilmesi konusunda birilerinin oluşturmaya çalıştıkları algının yanlışlığı.

Gerekçeli kararda, başta CHP'liler olmak üzere İBB seçimlerini bir oldu-bittiye getirmeye çalışan çevrelerin dile getirdikleri bütün iddiaların asılsız olduğu açık ve net bir şekilde ortaya konulmuş.

31 bin 186 sandığın bulunduğu İstanbul'da, memurlar arasından belirlenmesi gereken başkan ve üye ihtiyacı 93 bin 558 ve bu duruma uygun memur sayısı 220 bin iken, yaklaşık 20 bin kişin dışarıdan atanması, meselenin bam teli.

Demek ki neymiş!..

Konunun gerekçeli kararda ironik bir şekilde yer alması dikkat çekici: "Rakamlar incelendiğinde görüleceği üzere, İstanbul ilinde sandık kurulu başkanlığı için ihtiyaç duyulan kamu görevlisinin yaklaşık yedi katı kamu görevlisi bulunmaktadır."

Olağanüstü itirazın görüşülmesi sırasında YSK'nın 'neden memur olmayan sandık kurulu başkanı ya da üye atadınız' sorusuna ilçe seçim kurullarının verecek cevap bulamamış olmaları, birilerinin kurdukları tezgahın farkına varılmayacağını umduklarını gösteriyor.

Yaptıklarını izah edemeyen ilçe seçim kurulları ile ilgili adli süreç başladıktan sonra, kanunun açık hükmüne rağmen sandık kurullarına dışarıdan atanan isimlerle ilgili sır perdesinin aralanması da herhalde mümkün olacaktır.

AK Parti'nin olağanüstü itirazını ve YSK'nın kararını itibarsızlaştırmaya yönelik çabaların önemli tezlerinden birisi de, sandık kurulları ile ilgili itirazların zamanında yapılmadığı iddiaları idi.

Gerekçede sandık kurullarının kamu görevlisi olması gereken başkan ve üyelerinin listesinin siyasi partilere verilmediği, dolayısıyla bu konuda itiraz haklarının kullanılamadığının hatırlatılması, neticeyi oldu-bittiye getirme telaşındakiler ve destekçilerinin konuya hukuk açısından bakmadıklarının ispatı.

İptalin ana sebeplerinden birisi olan bu husus, gerekçede şu şekilde yer alıyor: "İlçe seçim kurullarının (sandık kurullarının oluşum sürecindeki) görevlerini kanuna ve genelgelere uygun olarak yerine getirmedikleri, olağanüstü itiraz üzerine yapılan incelemeler sonucu ortaya çıkmıştır."

Başta CHP'liler olmak üzere ilgili herkes gerekçeli kararı okumalı... Özellikle de bir arpa boyu yol almadığımızı söyleyenler…