24 Haziran öncesi ve özellikle de akşamı, Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığı ya da en azından seçimin ikinci tura kaldığı yalanlarını yayanlar sebebiyle, 25 Haziran itibariyle bazı CHP'lilerde ciddi şizofrenik emareler başlamıştı.
Seçimi Recep Tayyip Erdoğan'ın kazanmış olması imkansızdı onlara göre. Seçim akşamının geç saatlerine kadar CHP adayının kazandığı ya da seçimin ikinci tura kaldığı iddialarına tavan yaptırılmıştı adeta.
Önceden oluşturulan hava sebebiyle seçimi kaybettiklerine bir türlü inanmak istemeyenlerin saçma sapan teorileri sebebiyle de, Muharrem İnce seçmenlerinin bir kesimine 'şizofren' demek zorunda kalmıştı.
İçinde bulunulan duruma bakılırsa, CHP'liler 1 Nisan günü de benzer gelişmelere hazırlıklı olmak durumundalar. Bırakın yenilerini alabilmeyi, CHP'lilerin nasıl olsa kazanacağız zannettikleri birçok yerin belediye başkanlarını da kaybedebilme ihtimalleri giderek artıyor çünkü.
Mahalli seçimlere yönelik hazırlıkların hızla sürdüğü bugünlerde, özellikle de CHP'nin kazanma ihtimalinin yüksek olduğu düşünülen yerlerdeki çekişmeler nerdeyse çatışma boyutuna varmış durumda.
Geçmişte adına Millet İttifakı denilen yapının, İP ve HDP ile ülkenin değişik yerlerinde yapılacak işbirlikleri şeklinde sürdürülmesinin CHP'lilere cazip gözüktüğünde şüphe yok. Ancak, bahsi geçen iki partinin tabanları arasındaki şiddetli uyumsuzluk sebebiyle, açıktan işbirliği zor.
Buna CHP'nin çelik çekirdeğinde bulunan ancak terör konusunda hassas olanların HDP'ye yönelik tepkileri de eklenince, işler iyice karışıyor.
MHP'den devşirilen isimlerden oluşan İP'in, birçok yerde HDP ile beraber hareket edeceği artık açıkça anlaşılan CHP ile işbirliği yapmasının sandıklara nasıl yansıyacağı da, ayrı bir mesele.
CHP, HDP ve İP; Zor denklem…
İP mensuplarının, CHP'nin kazanması umulan bazı yerlerde HDP'nin aday göstermeme kararının açık bir işbirliği olduğunu anlamakta zorluk çekmeyecekleri, açık. Dahası, CHP ile HDP arasındaki işbirliğinin, bazı bölgelerde HDP tandanslı kişilerin CHP'den aday olarak gösterilmesi şeklinde gerçekleştiğinin de herkes farkında.
Geçmişin tortuları sebebiyle MHP kökenli seçmenin ciddi tepkilerini çekecek adaylar söz konusu ve Akşener'in, bunlara oy vermeye İP'lileri ikna edebilmesi zor.
HDP ile yapılacak işbirliği konusunda şimdilik pek gürültü çıkmıyor gibi gözükse de, İP ile yapılan işbirliği sebebiyle birçok il ve ilçede CHP teşkilatlarında yaşanan toplu istifalar, malum.
2014'deki adaylığı partide ciddi sıkıntılara sebep olan ve 31 Mart'ta İP'den mi CHP'den mi aday olacağı epey tartışılan Mansur Yavaş'ın Ankara adaylığının halen birçok CHP'linin içine sindiği söylenemez mesela.
31 Mart seçimlerinde destek vermeleri istenecek İP'lilerin, kendi partilerinden aday olmaya yanaşmayan Mansur Yavaş'a oy vermeye ellerinin gidip gitmeyeceği de, merak edilecek bir husus.
Belediye başkan adaylarının büyük bir çoğunluğunu belirlemiş olan AK Parti, yoğun bir hazırlık içinde. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı manifesto, yaptıkları yapacaklarının garantisi olan AK Parti'nin başa güreşeceğinin emarelerinden…
Ellerindeki belediyeleri muhafaza etmeye çalışan CHP ise, mahalli seçimler kampanyasına çalkantılar bitince eğilecek gibi…
'Arsenikli su içmeye bile razı' seçmenleri varken, CHP'lilerin vaatler için uğraşmalarına da gerek yok zaten…
Yine de, 1 Nisan'dan itibaren şizofreni vakalarında ciddi artışlar kaçınılmaz gözüküyor…