Zor bir mesele ile karşılaşan çoğu insan olmayacağını bilse de, bir mucize gerçekleşmesi ve problemlerinin hemencecik çözülüvermesi ümidine kapılır zaman zaman. Ancak hayat sürekli bir imtihandır ve neticeye ulaşmanın yolu da genellikle gayret etmekten geçer.
Ülke olarak zor bir dönemden geçtiğimiz söylenebilir. Ancak geçmişe baktığımızda, zorlukların hemen her dönemde olduğunu ve bunların da çabalamakla alt edildiğini görürüz…
Şartlar ne kadar namüsait gözükürse gözüksün, millet olarak yapmamız gerektiğini yaptığımızda gayretlerimizin bereketlendirilmesi, belki de işin mucize yönü.
Cenab-ı Hakk Kur'an-ı Kerim'de 'insan için sadece çalıştığının karşılığı olduğunu' söylüyor. Ama iyi yolda çalışanların yaptıklarının bereketlendirileceğini de biliyoruz…
Çanakkale Deniz ve Kara Savaşı'nda yaşanan muhteşem tablolar, var olmak ve yok olmak arasındaki ince çizginin bizleri nasıl harekete geçirdiğini gösteren örnekler.
Neredeyse işi bitmiş gibi gözüken bir milletin İstiklal Harbi'nde yaptıkları da, aynı cümleden… 15 Temmuz'da ülkemize göz dikenlere ve içimizdeki uşaklarına karşı milletçe kazandığımız zafer, en son örneklerden birisi…
Saydığımız olayların milletimiz lehine sonuçlanmış olmasının objektif açıklamaları da vardır muhakkak. Ama olup bitenlerin satır aralarına dikkatle bakıldığında, yaşananların milletimiz lehine neticelenmesinde 'izahı güç katkılar'ın epey rolü olduğu da söylenebilir…
Bu izahı güç katkılar meselesi, işin hikmet tarafı ve detayları da erbabınca malumdur. Ancak olup bitenlere bakarak 'niyet hayır, akıbet hayır' sözünün ne kadar doğru olduğunu anlayabiliriz…
En olumsuz gibi gözüken şartlarda bile üzerimize saldıranlarla baş edebilmemizi izah sadedinde, Cumhurbaşkanından en sıradan insanına kadar iyi niyetli olmamızı gösterebiliriz. Niyetimiz kadar iyi olamasa bile, davranışlarımızın da bu yönde olması, belki de zaferlerimizin temel sebeplerinden…
Mazeret yok!..
Dur durak bilmeden bize saldıranların bundan vaz geçecekleri yönünde bir emare yok. Neler olup bittiğinin farkında olup bize destek olabilecekler de, nerdeyse yok denebilecek kadar az…
Ancak, millet olarak dimdik ayaktayız... Nerden ve kimden gelirse gelsin bütün saldırılarla baş edebilecek durumdayız.
Aslında hepimizin çok iyi bildiği ve zaten yaptığımız şey ise, saldırılara karşı elimizden gelen gayreti göstermek… Gayret etmezsek düşeceğimizin ve düşersek de bir daha zor kalkabileceğimizin farkındayız çünkü…
Saldırıların en çok yoğunlaştığı bir dönemde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmiş olmamız, geleceğe daha sağlıklı bakabilmemiz açısından müthiş bir imkan.
Eskinin iyi şeyleri engellemek için çalışan mekanizmaları yerine şimdi olması gerekeni bir an önce yapacak mekanizmalar devrede...
Her sahanın olabilecek en iyi isimleri işbaşına geçmiş durumda ve muhtemel bir başarısızlık konusunda hiç birisinin mazeretleri de yok…
Kendi ayaklarımız üzerinde durmamızın telaşlandırdığı çevrelerin saldırılarını yoğunlaştırmaları da bu yüzden… Kimseyi millet ve memleketi aleyhine bir şeye razı edemeyeceklerini biliyorlar çünkü…
Başımızdakiler mutlaka başarma ruhuyla çalışmalarına yoğun bir şekilde başlamışlarken, saldırılara göğüs germek için hepimizin üzerimize düşenleri yapmamız gerek…
Biz de gayret edecek ve başaracağız inşallah... 'Gayret bizden Tevfik (başarı) Allah'tan…' esasını unutmadan...
Son günlerdeki olumlu gelişmeler de gösteriyor ki, ne kadar zor durumda olursak olalım esbaba sığınıp elimizden geleni yaparsak, mutlaka başarıyoruz…