Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 1 Eylül 2016

Ha ‘Hoca Ali’, ha ‘Ali Hoca’...

Türkiye olarak karşı karşıya kaldığımız sıkıntıların 'kendiliğinden' yani hayatın normal akışı sebebiyle mi başımıza geldiği, yoksa bütün bu gelişmelerin aslında bir üst akıl tarafından mı planlanıp uygulamaya konulduğu -15 Temmuz'la biraz tavsamış olsa da-, halen tartışılıyor.
7 Şubat, Gezi Olayları, 17-25 Aralık, terör saldırıları, çukurlu barikatlı öz yönetim saçmalıkları ve hatta 15 Temmuz gibi olayların ardında bir 'Üst Akıl' olmadığına inanıyor birileri ve bizleri de ikna etmeye çalışıyorlar.
Kendi kararlarını kendisi alıyor Türkiye. Eskiden olduğu gibi arzu edildiği şekilde davranan -ya da en azından davranıyormuş gibi yapan- bir ülke olmaktan da gittikçe uzaklaşıyor.
Bu da sistemin egemenlerini ciddi şekilde rahatsız ediyor anlaşıldığı kadarıyla.
Ülkemizle ilgili iç ve dış sıkıntıların hemen tamamının kesişme noktası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı ve sürmesi için de elinden gelen her şeyi yaptığı, kendi kararlarını alan ve uygulayan Türkiye gerçeği.
Kendi kararlarını kendisi alan Türkiye, sistemin ağababaları açısından kendi kalkınma yolculuğunu sürdüren bir ülke manasına gelmiyor sadece.
Atılan her adımın ve alınan her kararın çeşitli yansımalarının olması kaçınılmaz. Ve bu durum da sistemin menfaat çarklarını zedeliyor tabii olarak.
Türkiye'nin 2000'lerden 2016'ya almış olduğu mesafeye baktığımızda, gelişmelerin eğitim, sağlık, ekonomi gibi sahalardakilerden ibaret olmadığını görürüz. Artık kendi ihtiyaçlarının birçoğunu kendisi yapan, kalanları yapmaya çalışan ve böylelikle uygun bir pazar olmaktan uzaklaşan, dahası mevcut pazardan pay kapmaya çalışan bir ülke konumundadır Türkiye.

Borç alırsan, emir de alırsın...

Bu açıdan, dünyanın en büyüğü olmaya aday Üçüncü Havalimanı ve Kanal İstanbul yanında Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü ve bunlara bağlı otoyollar da sistem açısından ciddi problemler.
Bu büyük projelerden Üçüncü Havalimanı, doğrudan Türkiye'ye sağlayacağı fayda ve başka bazı ülkelere yapacağı negatif etki sebebiyle istenmiyor. Tıpkı başka büyük yatırımlarda olduğu gibi Devletin borçlanarak yaptırması yerine, Yap İşlet Devret usulü ile yapılıyor olması da önemli sebeplerden birisi tabii. Borç alan ve dolayısıyla emir de alabilecek Türkiye, sistem açısından daha uygun bir partnerdir, malum.
Bunlar işin sadece bir yönü.
Türkiye'nin bulunduğu konum dolayısıyla sahip olduğu imkanları sistemin belirlediğine göre değil, kendisinin ve bölgenin menfaatlerine göre domine etme gayretleri, belki de asıl mesele.
Enerjinin kaynağı ve enerjiye ihtiyacı olanlar arasında koridor olma özelliğimizi, ülkemiz ve bölge ülkeleri lehine kullanma gayretimiz, önemli sıkıntı kaynaklarından birisi.
Enerji üreten ve çevrelerindeki ülkeleri yola getirme konusunda başkaları adına askeri güç kullanmama kararlılığımız da önemli bir husus...
Türkiye işte bu sebeplerle birtakım girişimlerle karşı karşıya kalıyor ve bu normal bir durumdur; dolayısıyla 'Üst Akıl' filan yoktur diyor birileri...
Başkaları da, Türkiye bütün bunları yapmakta olduğu için 'Üst Akıl' dediğimiz bir mekanizma tarafından hedef alınmış ve alınmaktadır, diyor...
Büyükler, 'ha Ali Hoca, ha Hoca Ali' sözünü işte tam da böylesi durumlar için söylerler...