Geçtiğimiz Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerinde İstanbul Küçükçekmece Bezirganbahçe Meydanı'ndaki Etnospor Kültür Festivali'ne gitmiş ya da televizyondan birazını olsun izlemiş olsaydınız, başlıkta size ne demek istediğimi anlardınız...
Dünya Etnospor Konfederasyonu tarafından düzenlenen bu etkinliğe uğramış ya da TV'lerden seyretmiş olsaydınız, ufkunuz da açılırdı. Ve 'futbol yok iken insanlar ne ile uğraşıyorlardı' sorusuna da cevap bulurdunuz mesela.
Bazıları unutulmuş, bazıları yöresel olarak sürdürülen geleneksel sporlarla tanışırdınız. Aşık Oyunu'nu seyreder, 'benimle aşık atamaz' diyenin aslında ne dediğini kavrardınız. Mas Güreşi'ni, Cirit'i, Kökbörü'yü ve ecdat coğrafyalarında yaygın olan başka bazı oyunları öğrenirdiniz. Bu arada Yağlı Güreş de izler ve sıra bulabilirseniz ok atma konusunda neler yapabileceğinizi ölçerdiniz.
Ve asıl önemlisi, etkinliklere gelenlerin durumuna bakarak, eğitim-öğretim çağındaki çocuklarımız ve gençlerimizin derslerden kalan vakitlerinin nasıl değerlendirilebileceği konusunda parlak fikirlere sahip olabilirdiniz. Onları bilgisayar oyunlarından korumaya kafa yoruyorsanız tabii. Çünkü üç gün boyunca çocuklar ve gençler hakikaten muhteşem vakitler geçirdiler...
Bilal Erdoğan'ın Başkanı olduğu Dünya Etnospor Konfederasyonu'nun çeşitli sponsorların katkısıyla düzenlediği Etnospor Kültür Festivali, izleyenlerin hemen hepsinin zihninde aynı fikri uyandırmış durumda: Çocuklarımız ve gençlerimizi geleneksel spor dallarımızla tanıştırmak için daha çok gayret etmeliyiz...
YENİ KULÜP VE TESİSLER...
Çok uzak olmayan bir zamanda Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın, belediyelerin ve bazı büyük kuruluşların geleneksel sporlarımız üzerine daha fazla yoğunlaştığını görürseniz, şaşırmayın. Çocuklarımızı ve gençlerimizi Okçuluk, Mangala ve Binicilik gibi alanlara yönlendirecek kulüp ve tesislerin sayısında kısa sürede büyük artışlar olabilir.
Belki biraz da tereddütlerle düzenlenen Festival, insanımızın bize has sporlara ne kadar ilgi gösterdiğini ve bu konuda yapılması gereken çok şey olduğunu, net bir şekilde gösterdi. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın festivalin kapanışında söylediği şu sözler de bunun göstergesi:
"Geleneksel sporlarımızın icra edilmesi ve yaşatılması için atmamız gereken adımlar, çok büyük masraf gerektirmiyor. Önümüzdeki yıl hızlı bir çalışmayla, bu spor dallarımızın en iyi şekilde temsil edilebilmesi için atacağımız adımlarla bu organizasyonları, çok daha farklı noktalara taşıyacağız. Tesis ve altyapı anlamında elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız." Festivale yönelik yoğun ilgiden duyulan memnuniyeti yansıtan diğer konuşmalarda verilen mesajlar da, belediyelerin ve sponsor kuruluşların atacakları adımların duyurusu gibiydi.
Bilal Erdoğan'ın AA'ya yaptığı:
"Sadece Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ve İslam dünyası değil dünyadaki bütün geleneksel sporların yaşatılmasını istiyoruz. Dolayısıyla bir sonraki etkinliğimizin uluslararası olması muhtemel. Bu etkinliğe gösterilen teveccüh de bunu gerektiriyor" şeklindeki değerlendirme de, konunun geleceğine ışık tutuyor.
Üç gün süren ve çevredeki belediyelerin de destekledikleri Festival, yarışmaları ve yoğun ilgi gören diğer etkinlikleri ile bundan sonrakinin uluslararası olacağının müjdesini verdi zaten.