Rahmetli Mehmet Akif Ersoy, Türkiyemiz'e medeniyet dersi vermeye çalışanların ruhunu 100 yıl önce anlamış, o zamandan beri kendilerine medeniyet diyenlerin rezil, iki yüzlü, insanlığı fesih etmiş hallerini dile getirmiştir.
Bugün Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı hedefleyerek AZİZ MİLLETİMİZ yeniden kuşatılıyor.
Tek dişi kalmış canavar, Hıristiyan- Siyonistler, teknik imkânlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla Anadolu'ya göz dikmişlerdir. Batı- Avrupalı kendini çelik zırhla korurken, aziz milletimiz, Müslüman kanına susamış canavarlara iman dolu altın göğsüyle, MİLLİ ve BAĞIMSIZ duruşla cevap vermektedir. Haçlı-Siyonist zihniyet, kalkıyor, sokaklarını kana susamış PKK militanlarına açıyor. Küstah afişlerle, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'a saldırmak rezaletine imkân veriyor. CHP'nin başı Kılıçdaroğlu'nu uluslararası casusluk yapan Enis Berberoğlu'nu adaletten kaçırmak için sözde "ADALET" diyerek yollara düşürüyor. Yanına, HDP-PKK'yı takıyor. Gezi kalkışmasının Marksist- Leninist-komünistlerini, dev yatırımlara engel olan Taksim platformcularını, Haziran bileşenlerini bir araya getiriyor.
Daha yürüyüşün ilk dakikasında Kılıçdaroğlu'nu, "Biz Türkiye'de kendi topraklarımızda bir dikta yönetimiyle karşı karşıyayız. Yeter diyoruz. Biz dikta istemiyoruz, 20 Temmuz darbesini yapanları istemiyoruz" deme ruhsuzluğuna imza attırıyor.
CHP'nin başı, vicdanı sızlamadan 15 Temmuz'a "kontrollü darbe" diyor.
15 Temmuz'da, ABD adına Türkiye'yi işgale kalkışan CIA-FETÖ-PENTAGON-NATO unsurlarına tek laf etmiyor.
"20 Temmuz darbesi" uydurmasıyla, Türkiye'yi kuşatan Haçlı-Siyonistler'e selam çakıyor. Soruyoruz. Mustafa Kemal'in kurduğu CHP'yi, "İşgalcilerin siyasi emellerine" destek verir duruma sokmak ne büyük cürettir? Bölücü PKK ile CHP'yi kol kola yürütmek, kimlere hizmet etmektir? CIA kuklası FETÖ ile ABD'nin suç ortaklığını ortaya çıkaran İstanbul Savcılığı iddianamesini pas geçiyor, üzerini örtmeye çabalıyor.
Ne büyük rezalettir? Kılıçdaroğlu'nun arkasında konumlanan Almanya;
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın, Türk vatandaşlarıyla buluşmasına engeller çıkartıyor. Belçika'da camilerle alakalı olumsuz kararlar alınıyor.
Hollanda, 15 Temmuz için ülkesine gelecek Başbakan Yardımcımız Tuğrul Türkeş'e engel oluyor? Ne rezilliktir bunlar. CHP'nin başının bunlara bir tepkisi var mı? Derin ABD gözümüzün önünde, Suriye'de İslam düşmanı PKK'ya bir ordu kuruyor. Uydu kantonlarda, koridorlar açmayı planlıyor.
Bu alçaklığa, Türkiye'nin anamuhalefet partisinin başının söyleyeceği bir laf yok mu? Birbiri ile ilgisi yokmuş sanılan olaylar çok. Bütün bu alçaklıklar, birbirinden bağımsız değil. BÜYÜK RESİM Haçlı-Siyonist ittifakı. Diyorlar ki: "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Müslümanlar'ı birleştirmesine, ortak harekete getirmesine müsaade etmeyiz.
Türkiye'nin Suriye'de koridorları, uydu PKK kantonlarını paçavraya çevirmesini istemiyoruz. Taşeron orduları FETÖ- PKK-DEAŞ-DHKP-C'yi üstünüze göndeririz. Cezaevlerindeki FETÖ- NATO-PKK-DHKP-C'li uşaklarımızı bırakın. Suriye'ye, Irak'a Türk Ordusu'nu göndermeyin. Eğer ısrar ederseniz, Türkiye'de başta CHP-HDP (PKK) olmak üzere tüm bileşenleri sokağa dökeriz.
Kaostan başınızı kaldırtmayız."
SONUÇ: Kuşatmaya karşı büyük Türk milleti ne yapıyor? İstiklal Marşı yazarımız Mehmet Akif Ersoy'un iman dolu, milli duruş, bağımsızlık sergileyen "Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar... Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, 'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?" sözleriyle ayağa kalkıyor. Haykırıyoruz:
"Haçlı-Siyonist kuşatmayı yaracağız. Kirli hesaplarını bozacağız."
