BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Mehmet Keçeciler'in 'Evet' oyu, Cindoruk'un 'Hayır' oyu

Eklenme Tarihi 3 Ağustos 2010
Türk
siyasetinin son 30 yılında çeşitli görevlerle yönetimde bulunmuş bazı isimlerin,12 Eylül referandumunda kullanacakları oyları ilan ederken yaptıkları açıklamalara bakınca, şaşırmamak mümkün olmuyor. Dün (ak) dediğini bugüne (kara) diyenler, dün karşısında olduğu bir konuya bugün sahip çıkmaya çalışanlar karşısında, bir atasözümüzü tekrarlamak iyi olacak. "Hafızayı beşer, nisyan ile malüldür.'' Yani insan aklı unutma zayıflığına sahiptir. İnsanlar unutabilir ama tarih unutmaz. Üç ismin açıklamalarına bakarak, siyasi tarihimizde neler yaşanmakta olduğunu daha iyi anlatabiliriz. Hüsamettin Cindoruk. Demokrat Parti Genel Başkanı. Referandumda (hayır) oyu verecek. Mehmet Keçeciler. Rahmetli Turgut Özal'ın sağ kolu, Anap kurucusu (Evet) oyu kullanacak. Ahmet Özal. Rahmetli Özal'ın oğlu, eski bir siyasi parti lideri, bugün Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı, Cindoruk'un yeni takım arkadaşı. Önce (evet) oyu kullanacaktı, şimdi (hayır) oyu kullanacak. Yani çark etti. Mehmet Keçeciler, hem Erbakan Hoca'nın kurmay takımında bulundu, hem de rahmetli Özal'ın kabinede ve partide vazgeçilmez ismiydi. Sağduyulu davranışları ile ağırlığını hep hissettirmiş bir isimdi. Keçeciler, "Referandumda evet oyu vereceğim. Demokrasiye inancımın gereğini yerine getiriyorum" diyor. DYP-Anap birleşmesine neden karşı çıktığını şöyle açıklıyor: "Demokrat Parti'yle (DP) bu şekildeki birleşme modeline karşı çıktığım için şu anda o safta değilim. Ben her şeyden önce ANAP'ın ilk üç kurucusundan birisiyim. Birleşme sürecinde önerdiğimiz modelde her iki partinin kendisini feshedip, yeni bir partide, siyasete yeni başlayan bir genel başkanın liderliğinde birleşme söz konusuydu. Böyle gerçekleşmediği için ANAP'lılar, şimdi mutsuzdurlar. Ben bu durumun böyle olacağını fark edip; partili arkadaşlarımı uyarıp karşı çıkmıştım.''

* * *

TARİHE BAKMAK
12 Eylül sonrası hazırlanan 1982 Anayasa referandumunda, o zaman yasaklı olan Süleyman Demirel ve sağ kolu Hüsamettin Cindoruk, Kenan Evren'e rağmen (Hayır) kampanyası yaptılar.12 Eylül Anayasası aleyhine her yerde konuştular. Aradan yıllar geçiyor, 12 Eylül Anayasası değiştirilecek, Hüsamettin Cindoruk ve Demokrat Parti, (hayır oyu) vereceklerini söylüyorlar. Yani,12 Eylül Anayasası'na sahip çıkıyorlar. 28 yıl geçmiş, karşı çıkılan anayasaya bugün sahip çıkmak hangi akla hizmettir? Demek önemli olan, demokrasi, anayasa değil. Kavga başka. Siyasi hesaplaşma. Darbelere rağmen, sıkıntılara rağmen, bitmeyen hırs.

* * *

AHMET ÖZAL ÇARK ETTİ
Peki, Demokrat Parti'de Hüsamettin Cindoruk'un listesinden aktif göreve gelen Ahmet Özal'a ne demek lazım? Bir süre önce 12 Eylül'de gerçekleşecek anayasa değişiklik paketine ilişkin referandumda 'evet' oyu kullanacağını açıklayan Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Özal, bu kararını değiştirdi. Referandumda 'hayır' oyu kullanacağını ifade etti. Rahmetli babası Turgut Özal'a, Kenan Evren Paşa kök söktürmüş, seçimi kazanmasına rağmen, devlet başkanı olarak uzun süre randevu vermemiş, demokrasi hamlelerine mani olmuş, bir yönetimin çıkardığı 1982 Anayasası'na, sahip çıkmak ne demektir? Rahmetli babasının ruhunu sızlatmak anlamına gelmez mi? Darbe sonucu hazırlanmış, milletimiz tarafından önemli noktaları değiştirilme noktasına gelmiş, 12 Eylül Anayasası'nı savunmak ne demek? Yıllarca milletimizden sandık sandık oy alanların, millete karşı çıkmalarını anlamak zor oluyor. Hele hele, 28 yıl önce, darbe anayasasına (hayır) deme cesareti gösterenlerin, şimdi aynı anayasaya sahip çıkmalarını anlamak gerçekten zor oluyor.