İNGİLTERE Savunma Bakanı Ben Wallace Temmuz 20220'de "Savunma konularında başka ülkelerden ders almamız gerekiyor" diyordu. Peki güneş batmayan imparatorluk olarak adlandırılan dünyanın en büyük sömürgeci ülkelerinden biri olan İngiltere hangi ülkeden ders almalıydı? İngiliz Bakan Wallace tereddütsüz ders verecek ülke olarak hiç utanmadan ve çekinmeden adresi gösteriyordu o açıklamasında. "Türkiye" diyordu. Nedenini de şöyle açıklıyordu; "Türkiye'nin 2019 ortasından bu yana Bayraktar TB-2'leri Libya'da nasıl kullandığına bakın. Bu İHA'lar istihbarat topladı, gözetleme yaptı ve cephe, tedarik hatlarını ve lojistik üslerini hedef alan operasyonlar yaptı." Bu kadar mı? Hayır!
Devam ediyordu Wallace; "Türk İHA'ları, geçen yıl temmuz ayında Libya Ulusal Ordusu'nun kontrolündeki Cufra Havaalanı'nı vurarak çok sayıda komuta kontrol noktaları ile iki nakliye uçağını tahrip ettiler." Wallace hızını alamıyordu. Bakın neler söylüyordu; "Ya da Türkiye'nin Suriye'de müdahil oluşunu ve Elektronik Harbi, hafif silahlı İHA'ları ve tankları, zırhlı araçları ve üzerlerindeki hava savunma sistemlerini durdurmaya dönük akıllı mühimmatı nasıl kullandığını düşünün. Haberlere göre Esed rejimi ağır kayıplar verdi. 3 bin asker, 151 tank, 8 helikopter, 3 İHA, 3 muharip savaş uçağı, kamyonlar, 8 hava savunma sistemi, bir karargah ve sair ekipman ile tesisler. Bu tablo, savaşların seyrini etkileyen oyun değiştirici niteliktedir." O Wallace, İngiltere Savunma Bakanı olarak geçen hafta İstanbul'da düzenlenen "SAHA EXPO Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı"na koştu. İnsansız hava araçlarımızın gücünü tüm dünyaya gösteren Baykar standını ziyaret etti. Üzerine basa basa tekrar etti; "Türk İHA'ları modern savaşları önemli ölçüde değiştirdi" dedi. Ankara'nın bir ziyaretçisi daha vardı.
Üç gün önce İsrail Savunma Bakanı Benny Gant Türkiye'ye geldi. İsrailli Bakan altını çizerek, "Türkiye'yi ekonomik alanda, savunma alanında ve tüm bölgenin istikrarını sağlamada ilişkilerimizi geliştirebileceğimiz KÜRESEL BİR AKTÖR olarak görüyoruz" dedi. Ve dört gün önce... ABD'nin geleceğin AB liderliğine hazırladığı, Almanya'dan binlerce askerini çekip yığınak yaptığı Polonya'nın Savunma Bakanı Mariusz Blaszczak da sevinç ve coşku dolu bir paylaşımda bulundu.
Bayraktar TB2'lerin fotoğrafını yayınlayıp, altına "Geliyorlar, beklemede kalın" diye yazdı. Polonya halkına, Türkiye ile yaptıkları 24 bayraktar TB2 anlaşmasının müjdesini böyle gururla duyurdu. Ve yakında Türk askeri birliğinin Polonya'da hava polisliği görevine başlayacağını dünyaya ilan etti. Evet geliyoruz, herkes beklemede kalsın. Ve beş gün önce...
Birleşik Arap Emirlikleri'nin 120 Bayraktar TB2 için toplam 2 milyar dolar bütçe ayırdığını, körfez medyası yeryüzüne duyurdu.
Uzun menzilli balistik Tayfun Füzesi'ni denedik bir hafta önce. Atina ayağa kalktı "Başkentimizi rahat vuracak güçte" diye. Başkan Erdoğan "Bu daha ne ki?
Sırada olanlar var" dedi. Bakan Varank "Biz zaten başka füzeleri de üretmiştik" dedi.
Bildiğimiz ve bilmediğimiz daha neler var?
Dünyayı alıştıra alıştıra açıklanacak. Savaş gemisi yapan dünyanın sayılı ülkelerinden biriyiz. Tankımızla, topumuzla, yerli üretimle şaha kalktık. Kendi uçaklarımız yolda. En iyi otomatik tüfekleri üreten ülkelerin arasında artık Türkiye de var. Binlerce tüfeği Milli Savunma envanterine soktu. Eh bir de yerli arabamız TOGG sahne aldı. Milyarlarca dolar cebimizde kalacak yurtdışına gitmeyecek.
Sadece İstanbul Belediyesi "Artık yerli araba TOGG kullanacağım" kararı alsa ihya olacağız. Gerisini siz düşünün. TOGG CEO'sunun açılışta gözyaşlarını gördünüz.
O gözyaşlarına iyi bakın. Bu ülkeye Batı aşkına tek çivi çaktırmayanlar, her girişimi engelleyenler, çöpe atanların, içimizdeki ittihatçı kafa işbirlikçilerin tükendiğini gösteren en güzel belgedir o gözyaşları. TOGG'umuzla tüfeğimizle geliyoruz. Kendi arabamızı üreteceğiz diye bu ülkede birileri ayağa kalktı.
İtibarsızlaştırmak için kendini yırttı. "SİHA üretenleri yargılayacağız" diyen bir muhalefet hortladı bu memlekette. Türkiye'ye hücum eden ve kapımızda sıraya GİRİP ÖVGÜLER DÜZEN savunma bakanlarını göre göre, duya duya hem de. Bakıyorlar ama görmüyorlar. Duysalar da kahrolup saldırıyorlar. Peki ama neden? Çünkü onların kalpleri bu ülke için her yapılana kapalı.
Çünkü o kalpler mühürlü. İttihatçı kafa olmak işte bu... Dünyanın hiçbir yerinde kendi ülkesine düşman böyle bir kafa yok!
