EL Hindi ailesi Suudi Arabistan'ın saygın ailelerinden biriydi. Khairia Sabar adında bir kızları vardı. Çocuk psikoloğuydu. Khairia Sabar'ın bir gün muayenehanesine gelen bir müşterisi hayatını değiştirecekti. Gelen müşteri iki eşliydi. İlk eşinden doğan çocuğu Saad akıl hastasıydı. Müşteri "Oğlumu iyileştir" dedi. Terapi seansları başladı.
Geliş ve gidişler arttıkça Psikolog Khairia Sabar kendini müşterisinin 3. eşi olarak buldu. Ondan bir çocuğu oldu. Adını Hamza koydular. Müşterinin yani yeni doğan çocuğun babasınıN adı Usame Bin Ladin'di. İngiliz Devlet televizyonu BBC bir MI6 ajanı ile röportaj yayınlıyordu. İngiliz istihbaratının ajanı El Kaide'nin kurucusu olarak tanıtılıyordu BBC'deki o röportajda.
Ve çok ilginçtir İngilİz istihbaratı direktörü Alex Younger iki hafta önce "DEAŞ'ın düşüşe geçmesiyle birlikte El Kaide yükselişe geçti" diyordu. Allah Allah... Bir bildiği vardı mutlaka... Zaten Suudi Arabistan'da Osmanlı'yı parçalamak adına Vehabilik mezhebini kuranlar da İngilizler değil miydi? Normaldi El Kiade'nin kuruluşuna da parmak atmaları. Bir yıl önce de Suudi Krallığının veliaht Prensi Salman Washinmgton Post'a bir demeç veriyordu. "Vehabiliğin dünyaya yaılmasını Amerika istedi" diyordu.
CIA'nın finansal destek ayrılmasını ve Vehabiliğin tüm dünyaya yayılması için Kraliyetten kaynak aktarması talep ettiğini söylüyordu. "Amerika istedi, biz de yaptık" diyordu. İşte Amerikan yönetiminden ve istihbaratından gelen bu talep doğrultusunda Suudiler dünyanın dört bir yanına Vehabi camileri ve medreseleri açtı. Hatta Batı başkentlerinde bile sadece vehabilerin gittiği camiler inşa edildi. Ve bugün baktığımızda Avrupa ve Amerika kıtasından El-Kaide ve DEAŞ'a giden tüm militanların bu vehabi camilerinde yetiştiği artık aleni şekilde raporlara yansıyor. DEAŞ ve El Kaide tamamen Vehabilerden kurulu bir örgüttür.
Tohumlarını İngilizler ve Amerikalılar atmıştır. Ancak baktığımızda tüm Batı medyasında Vehabi denmez... Bir algı operasyonunun parçası olarak Vehabilik yerine Sünnilik yakıştırılır. Böylece tüm dünyaya "Sünniler terörist algısı" yayılır. Halbuki Vehabiler Sünnilerin kestiği kurban etlerini bile mundar deyip yemez. Ancak dedik ya; Kurucuların zekası, dünyada siyahı beyaz gösterme sanatında zirvededir. Amerika istiyor, Suudlar dünyanın dört bir yanında CIA aşkına Vehabi camileri açıyor, inançlarını yayıyor... Sonra bu camilerden DEAŞ'tan El-Kaide'ye, bombalı saldırı ile Somali'de dün 29 kişiyi öldüren Eş-Şebab'a kadar tüm örgütlere eleman yağıyor.
Sistemin çarkları müthiş işliyor. Sonra bir bakıyoruz Batı istihbaratlarının kurduğu Vehabi terör örgütü El Kaide, 11 Eylül'ü gerçekleştiriyor. Bu saldırı ile ABD Afganistan ve Irak'ı işgal ediveriyor.
İkiz kulelere saldıran ve ABD'ye işgal imkanı sunan uçaklardan birindeki Muhammed Atta'nın kızı da Usame Bin Ladin'in oğlu Hamza ile evleniveriyor.
Ve çok ilginçtir Nisan 2012'de tüm dünyaya bir haber geçiliyor. Usame bin Ladin'in eşi ve 11 oğlunun Pakistan'dan Suudi Arabistan'a götürülüp hapse atıldığını anlatıyor o haber. İşte o 11 çocuktan biri Hamza bugün El-Kaide'nin başına geçti. Suudi Arabistan'da güya hapisteyken nasıl oldu da birden kendini El Kaide'nin başında buluverdi açıklayabilen yok. Ve iki gün önce Iraklı milletvekili Hasan Salim'den bir açıklama geliyor. Salim "DEAŞ lideri El-Bağdadi, Anbar ilindeki çölün batısında Ayn el-Asad üssünde Amerikan askerlerin koruması altında. El-Bağdadi, Amerikalıların himayesinde gezip dolaşıyor, Irak ve Suriye arasında gidip geliyor" diyor. E tabii himaye edip, koruyacak, kollayacaklar. Elemanların Amerikan çıkarlarına hizmetleri büyük. Ne diyordu Prens Salman; "ABD istedi, biz de Vehabiliği dünyaya yaydık"... Yıllar sonrasına büyük yatırım... Herkes kullanışlı... Ve şimdi Batı başkentlerindeki Suudi-Vehabi camilerinden devşirdikleri himayelerindeki terör örgütleri ile yeni ufuklara, yeni ülkelere yelken açacaklar... CIA'nın verdiği pusula nereyi gösteriyorsa... Oraya... Venezuela'da bile DEAŞ veya El Kaide hortlarsa şaşırmam!..