Dünyada yer yerinden oynuyor...
Gerilimler, çatışmalar durmak bilmiyor...
25 yıllık planlar yapanlar, Ortadoğu'dan Asya'ya, Kore'den Afganistan'a, hatta Çin'in dibindeki Myanmar'a kadar oyunlar tezgahlıyor, oradan Afrika'ya iniyor.
Avrupa'ya bakıyoruz, ortada kocaman bir çöküş var. NATO Gladyosu, Washington'un istekleri doğrultusunda İspanya'yı bölünme noktasına getiriyor, Katalanlar referandum kararından, İspanya hükümetinden gelen askeri tehditlere rağmen vazgeçmiyor.
Avrupa Birliği ülkeleri zavallı bir şekilde İspanya'yı sadece izliyor, "Dur" diyecek gücün zerresini kendinde bulamıyor. Nitekim Katalonya Özerk Bölgesi Başkanı Carles Puigdemont dün Avrupa Birliği'ni yerden yere vurdu.
Carles'ın eleştirirken yaptığı örnekleme ilginçti. "AB Türkiye'ye karşı cesur ama iş bize gelince gıkını çıkaramıyor" diyordu. Aslında olay Avrupa'nın geldiği zavallı durumun bir göstergesiydi. Hollanda seçim öncesi medyası ve siyasetçileri ile haftalarca Türkiye'yi konuştu, Ankara'ya saldırdı. Adamların tek dertleri vardı o da sadece "Türkiye" idi. Bugün gelinen noktada tam 200 gündür hükümet kuramıyorlar.
Yenisi kurulana kadar eskisi ile devam ediyorlar. Ancak eski hükümeti basit işler dışında hiçbir şey yapamıyor, ülke için önemli kararlar alamıyor. Seçimden yeni çıkan Almanya'da da durum farklı değil. Merkel ve Schultz gibi liderler bile gaza getirilip seçim öncesinde aylarca "Türkiye" ile uğraşmak acizliğine düştüler. Şimdi Türkiye kadar taş düştü başlarına. Alman gazeteleri dün "Sonumuz Hollanda gibi olacak.
Sandıktan çıkan sonuç 2018 Mayıs ayına kadar hükümet kurulmasını zorlaştırıyor. Kriz kapıda" diye manşetler atıp ağıtlar yakıyor. Müthiş şekilde tezgaha getirildiler... Bakın Rusya "DEAŞ lideri Ebubekir El Bağdadi'yi füzeyle öldürdük" diye açıklama yapıyor. Hemen arkasından Amerika'dan "Hayır DEAŞ lideri ölmedi" diye yalanlama geliyor. ABD Başkanı Trump'ın "Obama kurdu" dediği DEAŞ'ta lider öldü mü yoksa hayatta mı tabii ki kurucusu bilecek. İşte o DEAŞ'ı Avrupa'ya salarak bombalarla sarstılar, Müslümanlara karşı öfke oluşturup ırkçılığı hortlattılar.
Sonuçta ırkçı partilerin oyları artınca Merkel ve Schultz gibi zavallılar bile bu oyuna gelip "Irkçı söylemler" kullanmaya başladılar.
Irkçı partiye oy kaptırma korkusu onları ülkede ve Avrupa'da en çok Türk olduğu için "Türkiye'ye saldırarak" sandıktan rahat çıkma telaşına itti. Oyuna geldikleri noktada da burada başlıyordu. Irkçılığı hortlatma tezgahını DEAŞ ile kuranların sinsi planlarına yoğunlaşacaklarına, önlerine konan "Irkçı takılma" projesine balıklama atladılar.
Şimdi "Eyvah hükümet kuramayacağız" diye manşetler atıyorlar. İçlerinde gerçeğe uyanan Fransa Cumhurbaşkanı Macron oldu. Önceki gün "AB artık dünyadaki etkisini kaybetti. Bittik artık" diyor.
"Dünyada AB olarak hiçbir sorunu çözecek gücümüz kalmadı." diye bağırıyor. Macron'un feryadı, gündem K.Irak olduğu için satır aralarında kayboldu gitti. O satır aralarındaki bir cümle için ciltler dolusu kitap yazılabilirdi. Macron o cümlede "NATO bireysel hareket diyor. AB kendi ordusunu kurmalı adı da Avrupa Ordusu olmalı" diyordu.
Yani işin özeti "NATO ABD'ye hizmet ediyor" diyemediği için "Bireysel" takılıyor diyerek geçiştiriyordu nezaketen. Ve NATO üyesi bir ülke, NATO'ya karşı yeni bir ordu kurulmasını istiyordu. Macron'un deyimiyle "Bitik Avrupa" yıllarca ABD tarafından Sovyetlere karşı kullanılmıştı. Washington "Çıkarları için kullanmakta ve işi bitince atmakta" uzmandı. Trump bugün muhalefet ve medya kendisine deliler gibi "KGB ajanı" diyerek bile saldırmasa gidip Rusya ile açıktan işbirliği yapacak ve yeni NATO'da Moskova ile güç birliği oluşturacak kafadaydı. Çünkü Brezinski gibi başkanları yöneten derin danışmanlar dahi "ABD ayakta kalmak istiyorsa 21.yüzyılda Moskova ile ortak olmalı" diyordu. Bugün o kullanılan ve "Türkiye paranoyası" ile oynatma projesine atlayıp aptallaşan Avrupa, petrolün olduğu bölgelerdeki planlara vakit bulamadı, tamamen dışarıda kaldı. Macron bile böyle bağırıyor. Tarihte sürekli kullanılan, sonrasında defalarca kenara atılan Barzani gibilerin durumu da miadı dolmuş Avrupa'dan farksız değil. Kullanım süreleri dolduğunda yine kenara atılıp, Türkiye ve bölge üyeleriyle başbaşa kalacaklar. BATI hayranı bizim vizyonsuz anamuhalefet de kullanılmaktan bir hal oldu. Baksanıza onlar da Hollanda ve Almanya gibi "Türkiye" ile uğraşıyorlar!