Dünya krizde, Avrupa sıkıntıda.
200 milyon kişi işten çıkarıldı.
Şirketler batıyor, bankalar kapanıyor.
İflasın eşiğine gelen ülkeler ortada.
Böyle bir ortamda Türkiye büyüyen ender ülkelerden biriydi.
Büyümek her alanda söz sahibi olmak demektir.
Nitekim bir ton ülke peşpeşe bizi aşağılayan o VİZE'yi kaldırdı.
Zayıfsan vize koyarlar insana.
Türkiye yıllarca soyuldu, soğana çevrildi, fakir bırakıldı ve üzerine aşağılanarak bir de vize kondu.
Son 10 yılda bu durum tersine döndü.
Güçlüysen masaya oturursun.
Nitekim Türkiye yurt dışında her alanda masalarda yer bulmaya başlamıştı.
Her şey iyi gidiyordu.
Birden düğmeye bastılar...
Önce Gezi olayları ardından 17 Aralık Operasyonu ve dünyaya kapanan bir ülke haline getirildik.
Dışarıyı unutturdular, bizi bizle uğraştırdılar.
Sabah iç politikayla uyandık, akşam iç siyasetin getirdiği çekişmelerle yatağa girdik.
Evet bizi masaya oturtmak istemeyen GÜÇ'ler her türlü sinsi planı devreye sokuyor.
İçeride işbirlikçi medya ve gruplarla tezgahlarını mükemmel işletiyorlar.
Bakın Lozan'da İngilizler Musul'u kendilerine ayırıp K. Irak'ın Süleymaniye'ye kadar olan büyük kısmını bize vermek istediler.
İnönü masada "Musul yoksa ne yapacağız gerisini" diyerek reddetti.
İngilizler, bize Musul petrollerinden de pay vermeye hazırdı.
Ancak bunları konuşacak, tartışacak, koparacak gücümüz yoktu.
Çünkü o dönemde Ankara çok meşguldü.
Meclis hararetle inkılapları tartışıyordu.
Gündem başkaydı.
İçeriye kilitlemişlerdi yine bizi.
K. Irak'ın tamamı gitti, petrollerden de kuruş koparamadık.
Bugün çözüm sürecine giren, Kürtler'le kucaklaşan, barış ortamını yakalayan, Ortadoğu'dan Afrika'ya Türk rüzgarı estiren bir ülke durumuna geldik.
K. Irak'ta Kürtler, Bağdat'tan nefret ediyor, Musul, Kerkük, Süleymaniye sokakları "Tek güvencemiz Türkiye" diyor.
Azeri petrolleri, Rus, İran, Irak enerji hatlarının geçiş yolları Türkiye'yi hızla başka bir noktaya getiriyor.
Türkiye DÜNYA ENERJİ BORSASI'nın patronu olmaya hazırlanıyor.
Köprüler, havaalanları, kanallar ve sayısız büyük projeyle değişim geçiriyor.
500 milyar dolar ihracat hedefine doğru hızla ilerliyor.
Ve bu rakamların bir hayal olmadığını tüm veriler gözler önüne seriyor.
Önceki gün denizlerde dolaşan Türk Gemilerinin patronları toplantıdaydı.
Şu andaki tabloyla 2023'te sadece dünya denizlerinden tam 70 MİLYAR DOLAR ciro yapmamız işten bile değil.
Bunu ben değil denizcilerimiz söylüyor.
Ve dünyada ekonomik savaşlar tüm hızıyla devam ediyor.
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, ABD ile AB arasında Transatlantik Pasifik antlaşmasına doğru hızla yol alındığını belirtiyor. "Yeni bir dünya düzeni kuruluyor" diyor.
Bu anlaşma imzalandığında dünya ekonomisinin üçte ikisi etkilenecek.
Tüm dünyada sanayi ve ticaret, üretim bambaşka bir rotaya girecek.
Evimizdeki ampullerin bile kaç wat olacağını bu anlaşma belirleyecek.
Yatırımlar, teknolojiler değişecek.
Rıfat Hisarcıklıoğlu "Biz bu anlaşmanın dışında kalırsak yandık" diyor.
Tüm enerjimizi içerideki çekişmelere ayırdığımızı vurguluyor.
Evet bizi fena halde döndürdüler içeriye.
Dışarıda masaya oturacak hal bırakmadılar.
Onlara bizi masadan kaldırmak çok kolay geliyor.
Çünkü içeride "Her yer Taksim, her yer Sahibine Hizmet!!!"
Milli devlete saldırmayı görev edinen Pilli Oyuncak kaynıyor memleketim.