Böylece yıllar öncesi 'sırlar' teker teker ortaya dökülüyor, ne güzel.
Ama 'o dönemi' üstelik Uzan'ların dibinde yaşayanlar olarak, bir kaç laf etmek de bize düşüyor. 'Biz' dediğim, zamanın Nokta Dergisi'nden ayrılıp İnter Star TV'ye geçen ekibim, Ayda Çevik Özlü, Korhan Atay, Mahmut Övür.
Arkadaşlarım şimdi o günleri nasıl hatırlar bilmiyorum ama benim için kabustu adeta. Bir kere, şu gizli kamera modasına uyup, toplumu 'aydınlatma' adına insanların işlerine çomak sokmanın peşine düşmüştük. Klasik 'sakat hastane' görüntüleri, 'tiyatroların olmayan yangın merdivenleri' sözüm ona 'çarpıcı' haberdi ve biz bunları büyük bir hevesle getiriyorduk ekrana. Tabii hocamız Uğur Dündar'a özenerek. O, Kanal D'nin 'gizli kamerasıydı', biz de İnterStar'ın.
İşte o yıllarda Cem Uzan bizim ekibi çağırıp, emretti. Bir hafta içinde iki büyük rakip kanal patronunun 'ipliğini pazara çıkaracak' bilgi ve belgeler derhal bulunacak ve önüne konacaktı.
Peki kimdi onlar? Özel televizyonun ilk adımlarını atan Show ve Kanal D'nin sahipleri Erol Aksoy ve Aydın Doğan ve de Dinç Bilgin...
Her ne kadar Nokta Dergisi'nin eski acar ekibiysek de 'durduk yerde ipliği pazara çıkarmak' ne demekti onu bilemiyorduk maalesef. Sonra anladık, 'kızları, karıları dahil her türlü özel hayat bilgilerini faş etmemiz' anlamına geliyormuş. Ama bizler bu tür belaltı haberlerle oluşturmamıştık ki genç kariyerlerimizi? Nitekim olmaz dedik ve gözden düştük anında. Bu arada evde hala sır gibi sakladığım kadın peruklu bir görüntü Uzan'ın eline geçseydi, o günlerde neler olurdu, düşünmek bile istemem.
Diyeceğim bu talepler karşılıklı. Ayrıca bu mega sektörde hangi patron yoktur ki, rakibi hakkında bilgi edinmek istemesin? Ve bu uğurda bir takım yollara başvurup, milyon dolarları gözden çıkarmasın?
Tabii şanıyla şerefiyle işlerini yapanları ayrı tutarım.
* * *
BU KIZLARA KORUMA GEREKİR!
ATV'nin cesur yüreği Müge Anlı ve Fox'un demir leydisi Serap Paköz (Ezgü)'ün derhal emniyet güçleri tarafından korumaya alınmasını talep ediyorum. 'Kız başlarına' ekranlara öyle işlerle geliyorlar ki insan onların adına korkmadan edemiyor çünkü.
Misal Müge'nin ele aldığı son cinayet... Kız kardeş aylardır ortada yok, şüpheler ise aileden biri üzerine toplanıyor. İnsan o zaman düşünüyor işte; kız kardeşe bunu yapan, olayı çatır çatır televizyona taşıyan Müge'ye neler yapmaz?
Diğer yanda Serap Paköz...
14-16 yaşlarında bebeleri tuzağa düşürüp bedenlerini satmaları için baskı altında tutan bir çetenin ipliğini pazara çıkarmak üzere. Bu arada çete, kaçmak isteyen bir çocuğu da kesip doğramış. Yani gözü dönmüş adamların.
Programlarda ayrıca öyle vahim hayat hikayeleri var ki her biri roman konusu. 8 yaşındaki evladını kaçıran ve sermaye yapan adamları 28 yıldır takip eden bir annenin acı ama bir o kadar da azim dolu hikayesini dinleyince insan, bizlerin de 'çocuklarımızı korumada nasıl sınıfta kaldığımızı' anlıyor.
Ama en önemlisi, sayıları 16 bine yaklaşan kayıp kız çocuğunun başlarına neler geldiği ve bu vahim gerçeği ekranlara taşıyan Müge ve Serap'ın can güvenliği...
