ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 14 Şubat 2011

Helal sana kız!

Onu önce Popstar yarışmasında tanıdık, yakın dönemde de Okan'ın programlarında gördük, Popstar Mehtap... Pavyondan çıkmış, delikanlı bir kız... Bu yüzden bana hep Neriman Köksal'ın Fosforlu Cevriyesi'ni hatırlatıyor. İki gün önce de Hakan Gence'yle bir söyleşi yapmış.
Fotoğraflarını görünce gözlerime inanamadım. Yanında durduğu panterlerle bir karizma ki görülmeye değer. Fotoşop motoşop anlamam ama kız harika olmuş. Ve o içten tavrıyla, pavyon kızı imajını da inatla koruyor üstelik. "Klip masraflarını çıkarmak için yeniden pavyona dönebilirim, benim zengin kocam yok" diyor mesela... "Dişlerim öne doğru fırlaktı, kese kese bu kadar oldu valla" diyor... Tacizlerden, gecekonduda yaşadığı günlerden söz ediyor içtenlikle.
Bize de, "Helal olsun sana bizim kız, en kral, 'kraliçemize' beş çekersin" demek düşüyor.

KÖHNEMİŞ KAFA!
Hıncal Uluç
için 'Bu yazarı susturalım" fetvası veren Nagehan Alçı bugünkü yazısının sonuna bir not düşmüş; "Vicdanların bir yazarı susturması' meselesi susturmayı yalnızca zorbalıkla yapılan bir eylem zanneden, kamuoyu baskısı, okur tepkisi gibi kavramlardan bihaber olan bazı köhnemiş kafalar tarafından bana ve yakın çevreme vurma malzemesi olarak kullanılmaya başlandı. Gerekli cevabı salı günü vereceğim" diye. Çarşambaya görüşürüz, köhnemiş kafalardan biri de, bu kafa çünkü.

YA ISLIK ÇALAMAYAN KADINLAR?
Yemin
ediyorum bu CHP kendi kendini baltalıyor. "Bir ıslık da sen çal!" diye bir seçim şarkısı bulmuşlar ki 'Bana oy vermeyin' demekle eş değer; Yahu bu ülkede kaç kişi ıslık çalmayı becerebiliyor ki? Ayrıca, hem CHP'nin parti programını beğeneceksin hem Kılıçdaroğlu'nu başbakanlık koltuğunda görmek isteyeceksin hem de iki dudağını büzüp biteviye ıslık çalabileceksin! Yok ya!
Bu arada 'kadınlara kucak açma' söylevlerinin de palavra olduğu böylece ortaya çıktı. Islık çalamadıklarını bildikleri halde, bu son derece erkeksi beceriyi kadın seçmeninden istediğine göre... Zahir onların da boynuna bir küçük düdük taktıracak.
Veya çan.
Hani parti rengi olan, kırmızı minik çanlar...

SEVGİLİYE TEK TAŞ YERİNE SİLİKON!
Sevgilinizin
memesi mi küçük, kafanız mı kel ya da burnunuz karganınkiyle mi yarışıyor?
Sevgililer gününde Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Zekeriya Kul hizmetinizde!
Üstat, dört bir yana attığı mail'lerle (herhalde bana yanlışlıkla gönderdi) dertlere çözüm oluyor. Artık sevgilimize tek taş yerine silikon hediye edecekmişiz; Şimdi sizi hocamın satırlarıyla baş başa bırakıyorum; "Artık erkekler sevgililerine ya da eşlerine en çok meme büyütme operasyonu hediye ediyor. Kadınlar ise erkeklere saç ektirme operasyonu.
Yani Sevgililer Günü'nde gül ya da tek taş yerine silikon tercih ediliyor."
Ben şimdi Zekeriya Kul'un eşinin, 14 Şubat'ta hocaya ne hediye vereceğini merak ederim.

TESTERE İSYANDA
Sonunda o da manyağa döndü. Ne güzel yatıyordu cezaevinde kuzu kuzu. Kendini ömür boyu hapis cezasına alıştırmış, 'testereli katil' olan unvanını belki maziye gömmüştü. Ama ne oldu; Cezası, Yargıtay tarafından 5 buçuk yılda onanmayınca, kanun tarafından serbest bırakıldı! Sonra aynı ceza jet hızıyla onandı ve yerli testere 38 gün sonra tekrar tutuklanıp hapishaneye iade edildi.
Oğlan soruyor şimdi cezaevinde kendi kendine; "Yahu bu ne biçim devlet? Önce bırakıyor sonra tutukluyor, adalet manyağı oldum!" diye. Haklı mı? Yerden göğe kadar.
Ama o testereyi kullanmadan önce keşfedecekti başında bir devlet olduğunu, o da ayrı.

BEN SAAT TAKANIN...
Bugüne kadar Georges Kearn adını hiç duymamıştım, bir saat cahili olarak. Meğer adam, IWC saatlerinin CEO'suymuş. Sibel Arna Hürriyet'teki söyleşisinde uzun uzun anlatmış. Bu Mr. Kearn'in ilginç fikirleri var. Mesela, lüks ürünler hayatı yaşama biçimiymiş. Yani insanın kendini ortaya koymak için iyi bir araçmış ve hayatın kalitesine ayna tutarmış... Ve bir erkeğin iki buçuk tane IWC saati olmalıymış! Ben şunun buçuğuna talip olacağım ama bu kez de erkekliğimin ölçüsü diye kabul edilmesinden korkarım. Bu arada Türkiye'ye daha fazla yatırım yapacaklarını öğrenince içim rahatladı ama bu kez de şu soru ve yanıt yine moralimi bozdu; "Hangi tip Türk erkekleri IWC kullanmalı?" "Yakışıklı, akıllı, zevkli ve başarılı erkekler!" Para biriktirmeye başlayacaktım, vazgeçtim.

MUKADDES'İN DÜMBELEKLERİ
Söylediği harika bir türküyle önce internet sitelerine 'düştü' Vanlı küçük Mukaddes, sonra haber bültenlerine. Henüz beş yaşında şipşirin bir kız çocuğu. Baktım önceki gün yine haberlerde. Çaldıran kaymakamı, belediye başkanı, milli eğitim müdürü toplanmışlar, kameraları çağırmışlar, Mukaddes'e hediyeler verip şarkı söyletiyorlar. Şarkı da, Hadise'nin 'düm tek'i... Kendi reklamları ve reytingleri uğruna kızı maskaraya çeviren tüm darbukalara benden de bir düm tek tek...

HAZIR OL, ÇOCUK ZABİT GELİYOR!
Çocuklarımız,
hayat otobüsünün yeni yolcularıdır malum ve şoför efendi nereye giderse onlar da oraya giderler. Arada kaptanlar değişir sadece ama güzergah aynı kalır. İşte şimdi o aklı evvellerden biri bu minik yolcuların dünyasına 'poliscilik' kavramını sokmuş! 'Operasyonu' Iğdır valiliği başlatmış. Her okulda iki çocuk polisi temsilcisi olacakmış. Peki ne yapacakmış bu iki minik zabit? Basit; Arkadaşlarını ihbar edeceklermiş, bir üst makama... "Örtmenim Ali saçımı çekti" saflığı yerine, "Komiserim bu Ali'nin babasını araştırayım mı?" Ya da "Ayşe arkadaşımız 'beni sarıkız diye çağırın' diyor, darbeci olabilir..." O minik beyinlere, muhbirlik denen iğrenç kavram girmek üzere anlayacağınız. Bu aynı zamanda, büyükleri gibi, en ucuz yoldan diğerlerine üstünlük taslamayı da öğrenmek demektir. Daha vahim olan ise, yetişkin güvensizliğinin çocuklara kadar indirgenmesi...