A.Latif Öztürk

A.LATİF ÖZTÜRK

Tarihi 4 Temmuz 2016

Diline de dinine de sahip ol

Bir gün Peygamberimiz'e (SAV) sahabeden biri "Kurtuluş'un yolu nedir?" şeklinde bir soru sordu. Efendimiz, bu soru vesilesiyle tüm mü'minlere kurtuluşa ve huzura giden yola dair şu önemli tavsiyede bulundu:
"Diline sahip ol! Fitneye bulaşma!
Günahların için pişmanlıkla gözyaşı dök!" (TİRMİZİ)
Resulullah Efendimiz bir başka hadisinde de şöyle buyurdu: "Kulun kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz. Sözü doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz." Söz, Yüce Rabbimizin kelam sıfatının bir yansımasıdır. Alem, O'nun "Ol" sözüyle var olmuştur. Adem, O'nun bir sözüyle yaratılmış, ve insan, dünya serüvenine sözle başlamıştır. Rabbimiz, kelam sıfatının tezahürü olarak insana vahip göndermiştir. Kitabımız Kur'an, söz olarak Efendimiz'e vahyedilmiştir.
İnsanoğlu zihin ve gönül dünyasını diğer iletişim olanaklarının ve sanat dallarının yanı sıra hep hep sözle ifade etmiştir. Dil, aklın ve kalbin tercümanı olmuştur., İslam da bir söz uygarlığıdır.
Yazılı eserlerin yanı sıra nesilden nesillere aktarılan sözel kültürümüz işte budur. Bu nedenle önce sözde doğruluk ve sadakat olmalıdır. Hak ve hakikat yansımalıdır. Yalanla, iftirayla diller kirletilmemeli, fesat ve huzursuzluğa sebebiyet verilmemelidir. Ömrümüz, faydasız sözlerle heba edilmemelidir.
Bu hususta Peygamber Efendimizin "Ya hayır konuşun ya da susun" uyarısını akıldan çıkarmayalım. Cenab-ı Allah'ın şu emri ile sözü bağlayalım:
"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır." (AHZAB/70-71)

EBU HANİFE SORUNU NASIL ÇÖZDÜ!
Efendimizin vefatından sonra ortalık karıştı. İslam düşmanları sahneye çıktı. Sahte peygamberler türedi. Müslümanlar arasındaki iman birliğini bozmak istedi.
Abdullah ibni Sebe adındaki Yemenli bir Yahudi, ilk fitneyi çıkardı. 3. Halife olan Hz. Osman'ın şehit edilmesine, Cemel ve Sıffin savaşlarının yaşanmasına yolaçtı.
Kanlı süreçte Osman'dan sonra Hz. Ali halife seçildi. Ama ihtilaflar giderilemedi.
Binlerce kişi katledildi. Sonunda bu sorunun çözülmesi için hakeme gidildi.
Kriz halledildi. Ancak bazı kimseler hakem olayına karşı çıktı. Hazret-i Ali'den ayrıldı. Onlar "Harici" denilen sapık grubu oluşturdu. Günün birinde o haricilerden bir grup isyan etti. Silahları kuşanıp İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin yanına gitti. Dediler ki:
- Hakem olayını uygun buldun. Hata ettin. Bunun için pişman mısın? Tevbe ediyor musun?
- Siz beni öldürmek için mi geldiniz, yoksa gerçeği öğrenmek için mi?
- Amacımız gerçeği, sadece gerçeği öğrenmek...
Büyük İmam, şöyle bir baktı. "Siz" dedi, "Bildiklerinizi söyleyeceksiniz. Ben de..
Peki hangimizin doğru söylediğine kim karar verecek?" Harici şefi sinirlendi: "Bizim aramızdaki falanca kişi çok bilgilidir. Onun görüşüne başvurabiliriz." Ebu Hanife de bu seçime onay verdi.
Diyalog şöyle neticelendi:
- "Tamam o zaman. Arkadaşınızı hakem tayin ediyoruz. Buna bir itirazınız var mı?"
- "Hayır, yok. Biz zaten onun hakemliğini öneriyoruz."
- "O halde tartışmamız bitti. Hakem tayin etmeyi siz de kabul ettiğinize göre aramızda mesele kalmadı."

BİR AYET

Onlar, Allah'a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah'ın korunmasını emrettiği bağları (iman, akrabalık, beşeri ve ahlaki bütün ilişkileri) koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. (Bakara-27)

BİR HADİS
Ben cennetin kapısı önünde durdum, oraya girenlerin çoğu fakirler idi. Zenginler alıkonulmuşlardı... (Buhari)

DİN DERSİ

HARAMA ERİŞEMEYENE SEVAP DA YAZILMAZ
* Harama erişme imkanı olmayan ya da elinde olmadan harama bulaşmayan kişi sevap alamaz. Sadece günahtan kurtulur. Mesela bir kişi, midesine dokunduğu için içki içmese hiçbir sevabı yoktur.
* Çevreye uyum sağlamak veya çıkar elde etmek için oruçluymuş gibi davrananlar kendini kandırmıştır. Boşuna aç kalmışlardır. Çektikleri sıkıntı yanlarına kardır.
* Farzlar yapılırken kötü niyet işe karışırsa borç ödenmiş olur. Ama ödül yoktur.
* Yalnızken hızlıca namaz kılan birinin toplum içinde ağır ağır namaz kılması kötü niyettir. Gösteriş söz konusudur. Bahsettiğimiz işte budur.

FETVA MAKAMI

GÜNAHLARI TEK TEK SAYIP DÖKMEK ŞART MI!
Üzerimde çeşitli konularda hakkı olan kimseler mevcut. (Hepsini helal et) desem kurtulur muyum?
Evet. Günahları tek tek saymaya gerek yok. "Affet" demek yeter, yeter ki helal etsin.

Kas gevşetici kremler veya pişik kremi orucu bozar mı?
Deriden
içeriye giren şeyler orucu bozmaz. Bozması için doğal yolla girmelidir.

Hamile kadın oruç tutabilir mi?
Doktora
sorar. Kendisi veya bebeğine zarar verirse tutmaz.

Kadınların saçını kestirmesinde sakınca var mıdır?
Erkek veya kadının saç kestirmesini yasaklayan bir hüküm yok.

İLGİ VE KATKILARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ. BİR SONRAKİ RAMAZAN AYINA SAĞLICAKLA KAVUŞMAYI DİLERİZ