Tarihi 19 Nisan 2023

Düğme!

ZİM zamanın insanlarından biri "bizler çok talihsiz bir nesiliz, neler gördük neler" dedi.
Bizler darbeler, karartma geceleri, Amerika'ya uşaklık eden ve ülkesindeki demokrasiyi satan iş adamlarını gördük.
Birbirine düşürülen ve ülkelerini sevmekten başka suçları olmayan insanların sorgusuz sualsiz asıldığını gördük.
Ama arkadaşımızın bisikletiyle tur atmanın, bayramlık ayakkabıyı yatağının altında saklamanın ve suyu çeşmelerden içmenin ne demek olduğunu da en iyi bizler biliyoruz.

***

Şimdiki çocuklar da talihsiz, onlar da felaketler ve beter gerçekler gördüler!
Pandemiyi, depremleri, uyuşturucunun alenen satıldığı sokakları, depresyon ilaçlarını.
Paralı üniversiteleri işsizliği, umutsuzluğu, teknolojik akvaryumlarda hapsolmayı.
Şimdiki çocuklar eski bayramların güzelliklerini göremedikleri için de talihsiz saysınlar kendilerini.

***

Sokaklarda bayramlar için kurulan tebrik kartı sergileri olurdu. O kartlar bugün cep telefonlarındaki "bir tıkla" gönderilen mesajlara bin basardı.
Bizler gaz lambalarını gördük, radyolardaki haysiyetli sesleri, şarkıcıların en kralını artistlerin en asilini.
Tiyatro bileti için saatlerce kuyrukta beklemeyi, Doktor Jivago filmini anlata anlata bitiremeyenleri.
Bizler Cem Karaca'yı gördük, Fikret Kızılok'u Aşık Veysel'i, Barış Manço'yu, Şenay Yüzbaşıoğlu'nu.
Şimdiki çocuklar uyuşturucuyu çektikçe erotik klip çekmeyi matah bir şey zanneden "duman kafalı" şarkıcılara mecbur kaldıkları için kendilerini talihsiz saysınlar!

***

Bizler akşam ezanına kadar sokaklarda oynayabilen özgür çocukları gördük.
Ceketinin astarını bile göstermeyen zarif zenginleri de gördük sonradan görmeleri de.
Bayram harçlıklarını lokumlu mendilleri.
Kara tahtalarda beyaz tebeşirle terbiyenin hasını öğreten aydın öğretmenleri gördük.
Yerde bulduğu gazete sayfasını çömelerek okuyan insanları gördük, kıt kanaat yaşayan onurlu gazetecileri görünce ceketini ilikleyenleri.
Nasıl peydahlandığı belli olmayan milyon dolarlık o biçim adamlara "gazeteci" denilen bir ülke gerçeği, şimdiki çocukların en büyük talihsizliğidir.

***

Bizler talih oyunlarından şüphe edilmeyen zamanları gördük, piyangolarda büyük ikramiye kazananların yüzünü bile gördük.
Şimdi kötülüğün gittikçe palazlandığı bir zaman diliminde insanlar talihine bile yanamaz.
Bu yazının içinde "eski zamanları" içeren sözcüklere rastlanması demode bulunur.
Geçmişten getirdiğimiz kardeşlik kokan bayramlara alıcı da bulunamaz.

***

Her bayramda "bir düğme daha" eksiliyorsa saygının ceketinden.
Yazdıklarımızın hükmü olur mu?

Ömrüme attığın
İmza bile çürüdü
Gücünü gururdan aldın
Öcünü benden
Hangi yola gitsem
Onarılmaz bir kış
Maziye göz atsam
Hep o zalim bakış

Utanmıyorum
Unutamadım diye
Hala umutlarım erkekçe!
Eski 45'liklerin peşinde
Sürükleniyorum inadına
İstanbul hazan
Gözlerim kepçe
Hakkı YALÇIN

MUTLULUK TAKVİMİ
Yoksul çocukları giydir.
Yaşlı insanların hüznünü hisset.
Sevdiklerine tebrik kartı gönder.

Kız istemeye gidilirken çikolatanın yerini "soğan" alırsa hiç şaşırmam!

Zengin ve yoksul!
Yoksullar kendilerini
öldürmek için yaşıyor, zenginler yaşlanmaya
yanaşmıyor.
Yoksullar etini dişine takıyor,
zenginler servetine servet katıyor.
Yoksullar güvercinlere yem atıyor,
zenginler kaz gelecek yerlerde
tavukları sebil ediyor.
Yoksulların iki eli iki dizinde,
zenginlerin iki eli iki cebinde.
Gel de yanma bu yalan dünyaya!