Ben hayatım boyunca böyle bir insan tanımadım. Benim sicil kaydım yoktur. Sonrasında beni yine darbetti. Son zamanlarda yine ayrıydık. Arkadaşlarımla bir yere gittiğimde 'Neredeysen seni bulacağım, öldüreceğim' diyerek beni tehdit ediyordu. Annem ve babamı arayarak 'Benden ayrıldı ama ben onu çok seviyorum. Sizden özür dilerim' diyor, bazen de ailemi arayıp küfrediyordu. Bu sevgi değil, takıntı. Hatta takıntı bile değil, şizofren hastalık" dedi.
"ZORLA ÇIKARTTIĞI EVDE DÖVDÜ"
Olay gününü anlatan Safiye Nur Gürbüz, evden işe gittiği saat 06.00 sıralarında Daşbudak'ın kendisini zorla otomobiline bindirdiğini söyledi. Gürbüz, "Evinin önüne geldiğimizde evine çıkmak istemedim. Boğazımdan sıkıp beni zorla eve çıkartmaya çalıştı. 10-15 dakika direnebildim. Eve çıktığımızda kapıyı kilitleyip beni dövmeye başladı. Burnuma kafa attı ve burnum kırıldı" diye konuştu.
"PENCEREDEN İTTİ"
Daşbudak'ın kemerini çıkartıp kendisini dövmeye başladığını aktaran Gürbüz, "Pencereden yardım istedim. 2 kişi gördüm ileride, onlara bağırdım, 'Bana yardım eder misin' dedim. Daşbudak 2 kişiyi görünce polis gelecek diye korktu. Bir anda beni pencereden itti. Arabanın üstüne düştüm. Araba olmasaydı ölebilirdim. Belim, sol elim ve sol bacağım kırıldı" ifadelerini kullandı.
"KİMSE BENİ ONUN ELİNDEN ALMADI"
Pencereden önce aracın üzerine, ardından yere düştüğünü anlatan Safiye Nur Gürbüz, "Aşağıya yanıma geldi. Beni yerden kucaklayıp yeniden eve sokmak istedi. 'Ne olur gel ben sana duş aldıracağım, eve yatıracağım, uyutacağım hiçbir şey olmayacak, iyileşeceksin' dedi. Polisten korkuyor diye 'ambulans ve polis gelse kendim düştüm.
Senden şikayetçi olmayacağım' dedim. Etraftaki insanlara bağırıyorum, kimse sesimi duymadı ama sonra insanlar gelmeye başladı. Apartmandaki herkes onun psikopat ve sorunlu bir insan olduğunu biliyor. Herkes korkuyor. Yanımda ondan daha kalıplı büyük insanlar olmasına rağmen kimse beni onun elinden almadı. Hiç kimse bana yardımcı olmadı" dedi.