40 BİN HASTA VAR
Ülkemizde yaklaşık 40 bin MS hastası bulunuyor. Henüz, MS için tanı koydurucu laboratuvar ya da görüntüleme tetkiki bulunmuyor. Bu nedenle; hastanın klinik özellikleri, muayene bulguları, nörofizyolojik, radyolojik ve biyokimyasal çalışmaların birlikte değerlendirilmesi sonucunda MS tanısı konuluyor. Ancak sadece beyin MR görüntüsüne bakarak MS tanısı konulamıyor. Ya da radyoloji raporundaki her yorum MS anlamına gelmiyor. Bu noktada, ayırıcı tanı titizlikle gözden geçirilmesi gerekiyor.
DOKTORU DİNLEYİN
MS şüphesi varlığında yapılan testler ve tanı sonrasındaki süreçte doktor ve hasta arasında iletişimin kesintisiz olması gerekiyor. Çünkü hasta, doktorundan alamadığı bilgiyi çevresinden öğrenmeye yönelerek yersiz kaygıya kapılabiliyor. Hekim ve hasta arasında oluşacak güven, hastanın geleceğe dair umutsuzluğunu da azaltıyor.
SICAK İYİ GELMEZ
Nedeni hala bilinmeyen ve farklı tipleri olan MS hastalığında doktorlar, özel bir öneride bulunmuyor. Ancak hastalık bağışıklık sisteminden kaynaklandığından, hastaların kış dönemlerinde enfeksiyonlardan korunması öneriliyor. Tedavi süresince hamam ve sauna gibi sıcak ortamlarda fazla bulunmamak gerekiyor. Sıcak, özellikle omurilikte lezyonu olan hastalarda sinir iletiminde bozulmayı artırarak hastanın yakınmalarını çoğaltıyor.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Güçsüzlük,
His kaybı,
Kas spazmları,
Görme bozuklukları,
Aşırı yorgunluk,
Akut veya kronik ağrılar,
Denge kaybı,
Konuşma bozuklukları,
İdrar kaçırma, tuvalet alışkanlıklarında değişiklik.
ANNE OLMAYI ENGELLEMEZ
MS hastaları genellikle hastalığın yaşantılarını etkilemesinden çekiniyor. Ancak sanılanan aksine MS, çocuk sahibi olmayı engellemiyor. Ciddi yaşamsal değişiklikleri gerekli görmüyor. Yalnızca hamilelik ile MS tedavisinin uyumlu bir şekilde düzenlenmesi ve yakın takipte tutulması öneriliyor. Öte yandan hastalar, sosyal bir yaşama adapte olarak stresten uzaklaşabiliyor. Bu durum, hastalığın kötüleşmesini engelliyor.