Arka Sokaklar ne zaman başladı? Arka Sokaklar ilk bölüm ne zaman yayınlandı?

Arka Sokaklar dizisi Kanal D'de seyirci karşısına çıkıyor. Türkiye'de uzun soluklu dizilerin başında gelen Arka Sokaklar'ın ilk bölümü ne zaman yayınlandı? Başrollerini Zafer Ergin, Şevket Çoruh ve Özgür Ozan gibi ünlü isimlerin paylaştığı Arka Sokaklar ne zaman başladı? İşte detaylar...

Giriş Tarihi 15 Ocak 2019, 00:00 Güncelleme 15 Ocak 2019, 17:16
Arka Sokaklar ne zaman başladı? Arka Sokaklar ilk bölüm ne zaman yayınlandı?

İÇİNDEKİLER

Arka Sokaklar 502. bölümüyle izleyici karşısına çıkacak. Yeni bölüm öncesi izleyicide 'Arka Sokaklar ne zaman başladı' sorusu merak uyandırdı. Kanal D'de yayınlanan Arka Sokakların ilk bölümü merak ediliyor. Peki, Arka Sokaklar ne zaman başladı? Arka Sokaklar dizisi ilk bölüm yayın tarihi ne zaman?

ARKA SOKAKLAR NE ZAMAN BAŞLADI?

Arka Sokaklar dizisinin 1. bölümü 18 Eylül 2009 tarihinde Kanal D'de izleyici karşısına çıktı. Dizinin ilk zamanlarında başrol oyuncuları şu şekildeydi:

"Zafer Ergin, Gamze Özçelik, Şevket Çoruh, Özgür Ozan, Uğur Pektaş, Pınar Aydın, Filiz Taçbaş, Figen Evren"

1. bölümünün konusu;

Operasyon büyük bir yolcu gemisinin limana yanaşmasıyla başlar. Yolcular arasında görünen Yıldız, havalı ve güzel bir kızdır. Elinde bir çanta bulunmaktadır. Gümrükten geçip taksilere doğru gider ve o sırada yakışıklı polis Murat atılır. Murat, taksi şoförü kılığındadır. kızı taksiye alıp yola çıkarlar. Cemil ve adamlarıyla buluşmak için Levent'te bir barın önüne yanaşırlar. Yıldız taksiye beklemesini söyler. Yıldız, emanet çantayı Cemil'e teslim eder. Polis ekibi takiptedir. Kız, Murat'a, Akatlar'a gitmesini söyler. Kızı Akatlar da tutuklarlar. Polis ekibinin oyunuyla operasyon başlar. Cemil ve adamlarını yakalamak için düzenlenen operasyonda Cemil, Polis Aylin'i rehin alır. Taksiye bindirir ama taksi şoförü, emeklilik için son günleri yaklaşan Başkomser Osman'dır. Bu operasyonu da başarıyla tamamlar.

Emniyete Rıza Başkomiser'le görüşmek üzere hoş ve güzel bir kız olan Zeynep gelir. Hemen Murat'ın dikkatini çeker. Ve aralarında tatlı atışmalar başlar. Trafik şubeden gelen Zeynep de artık bu başarılı polis teşkilatının içindedir.

Emniyet'te Başkomser Osman için veda partisi düzenlerler. Duygusal anlar yaşanır.

Mesut yine meyhaneye demlenmeye gider. Özel harekat günlerinden kalma anılarıyla ve oradaki arkadaşlarının anılarıyla eski günlerinin hayallerine dalar. Öyle dalmıştır ki eski karısı Yeşim'in aradığını bile duymaz. Rıza Baba'sına söz vermiştir. AMATEM'de tedavi olacaktır.
Rıza Baba öğretmen eşi ve kızıyla evinde huzurlu bir akşam yemeği yemektedir.

Hüsnü maddi imkansızlıkları karşısında üç kuruş memur maaşıyla ailesini geçindirmeye çalışır. Ve karısı Suat yine hem mutlu eden hem de hay Allah dedirten haberi verir. 5. çocuklarına hamiledir.

Osman emekli olmanın hem hüznü, hem de mutluluğuyla karısına söz verdiği hediyeyi almak üzere kuyumcuya gider. Karısının beğendiği hediyeyi bulmuştur. O sırada bir serseri kuyumcuyu basmaya kalkar, eli bıçaklıdır. Osman müdahale eder. Ortamı sakinleştirmeye çalışırken bir serserinin bıçağıyla sırtından vurulur.

GENEL HİKAYE

Yüzyıllara meydan okuyan, büyülü, kocaman bir şehir ; İstanbul. Ve bu şehrin her sokağını, herkes için daha güzel, daha 'yaşanır' bir yer yapmak uğruna her türlü kötülüğe ve sıkıntıya meydan okuyan yürekli polislerimiz.

İstanbul Polis Teşkilatı Asayiş Şube'de görev yapan 'sivil' bir ekip, minibüsleriyle bu metropolün sokaklarını arşınlamakta ve karşılarına çıkan her türlü kanunsuzlukla savaşmaktadırlar. Polislerimiz, görevleri sırasında, değişik ve çeşitli insan hikayeleriyle sürekli karşılaşmaktadır. Zaman zaman gülümseten, zaman zaman da iç burkan bu hikayelere; meslek yıllarının tecrübesi ve 'babalığıyla' yaklaşan, ekibin diğer genç üyelerine de yol gösteren Başkomiser Rıza Baba olur. Rıza Baba; genç, enerjik ve yakışıklı komiser Murat'a, ekibe yeni katılan çiçeği burnunda polis memuru Zeynep'e, hayatla ve kendisiyle yaşadığı problemler yüzünden kimi zaman kontrolden çıkabilen Mesut'a ve kalabalık ailesiyle İstanbul'da geçim derdine düşmüş saf-temiz yürekli Hüsnü'ye; kısacası tüm ekibe, hem mesleğe hem de hayata dair pek çok şeyi öğretecek, unutulanları hatırlatacaktır.

Kısacası, polislerimizin ve ailelerinin hayatları ile İstanbul sokaklarının serüveni iç içe geçecek, kahramanlarımız; sevinçte, kederde, aşkta ve yalnızlıkta her zaman birbirlerinin yanında olacaklar. İçlerinden biri tökezlediğinde hep birlikte ona destek olup ayağa kaldıracaklar. Bazen aynı mutluluğa kadeh kaldıracak, bazen de aynı gözyaşını paylaşacaklar. 'Birliktelik ruhu' ve 'mücadele azmiyle', hem kendi hayatlarında hem de şehir-i İstanbul'da yollarını bulmaya çalışacaklar.