Trendyol Süper Lig'in 33. haftasında Gaziantep FK'ya konuk olan Fenerbahçe, Alexandru Maxim'in golüyle yenik duruma düştü. İlk yarısı 1-0 sona eren mücadelede 68-72. dakikalar arasında adeta fırtına koptu.

Trendyol Süper Lig'in 33. haftasında Gaziantep FK'ya konuk olan Fenerbahçe, Alexandru Maxim'in golüyle yenik duruma düştü. İlk yarısı 1-0 sona eren mücadelede 68-72. dakikalar arasında adeta fırtına koptu.
Kanarya, 68'de Anderson Talisca ile beraberliği yakaladı. 69'da Edin Dzeko sahneye çıkarak takımını öne geçirdi. Fred ise 72'de aylar sonra ağları havalandırarak farkı ikiye çıkardı ve maç 3-1 bitti.
Bu galibiyetle puan farkını maç fazlasıyla ikiye indiren Kanarya, umutlarını sürdürdü ve takibe devam dedi.
Spor yazarları da sarı lacivertlilerin performansını değerlendirdi. İşte o yorumlar...
İLKER YAĞCIOĞLU: HAYALİ DEVAM EDİYOR
GEÇEN haftaki şok Kayseri beraberliğinin ardından şampiyonluk ümitleri azalan Fenerbahçe, hiç değilse iddiasını son haftalar taşımak için muhakkak kazanması gereken Gaziantep deplasmanındaydı.
İlk 45 dakikaya bakınca bırakın şampiyonluğa oynamayı hiçbir amacı kalmamış, lig bir an bitse de tatile çıksak görüntüsünde bir takım izledik. Hücum anlamında son derece etkisiz rakibin geçişlerine izin veren ve hiç baskı yapmayan bir Fenerbahçe vardı.
İkinci devrenin başında İsmail- En Nesyri değişikliği ve büyük bir ihtimalle soyunma odasındaki konuşmaların ardından ikinci yarıda daha istekli daha yüksek tempoda oynayan ve daha fazla üreten bir Fenerbahçe izledik. İlerlemiş yaşına rağmen Dzeko, yine birçok pozisyonda takımın hücumdaki en büyük gücüydü. Kostic, oyunda kaldığı müddetçe hücuma son derece iyi destek verdi. Geçen hafta oyuncu değişikliklerinde hata yapan Mourinho, bu haftaki dokunuşlarıyla bu kritik maçta takımını 3 puana ulaştırmayı başardı. Maçın hakemi de tuhaf bir maç yönetti.
Daha doğrusu VAR, çağırdığı ve çağırmadığı pozisyonlarla tepki aldı. Dzeko'ya yapılan hareket penaltı iken En Nesyri'ye yapılan daha hafif pozisyonda hakemi çağırdı. Sonuçta maç fzlasıyla da olsa G.Saray ile puan farkı 2'ye indi. Fenerbahçe'nin şampiyonluk hayali devam ediyor.
GÜRCAN BİLGİÇ: USTALAR GECESİ
Kendine özel "garipliklerin" hüküm sürdüğü, "iki yüzlü" bir maç izledik aslında. Edin Dzeko'nun yorgun pasını yakalayıp, golü attı Gaziantep. Sonrasında da adam adama eşleşmeler ile Fenerbahçe takımının tüm rüzgarını aldı. Devre bittiğinde 14 faulü vardı Antep'in. Şarkıda "her şeyin bedeli var" diyordu rahmetli Müslüm Gürses.
Bu tempo ve sertlik ikinci yarıdaki En Nesyri hamlesiyle birlikte Fenerbahçe'yi öne, Gaziantep'i de kendi sahasına itti. Ve "tartışılan" isim "sazı çalmaya" başladı; Edin Dzeko. 55'te En Nesyri'ye attırdığı gol santimle ofsayta takıldı. Sonrasında galibiyet golünü attı. Maçın fişini çeken atakta Oğuz Aydın'ın önüne öyle bir top bıraktı ki; "Hadi istediğine attır golü" mesajını da verdi peşine. İyi oyuncu ile "büyük futbolcu" arasındaki fark Dzeko. Sekiz rotasyon var Mourinho'nun kadrosunda ama sahaya çıkan isimlerden hiçbiri için "neden?" diyemiyorsunuz. Henüz temposunu bulamayan, bir de sarı kartı olan İsmail Yüksek değişikliği doğru karardı. Her sistemin planı başkadır. İşte orada duruyoruz; "plan yok"... Penaltı VAR isyanıydı aslında. Dzeko'nun ayağına basılmasına, topa vuracakken itilmesine hakem Direnç Tonusluoğlu gibi seyirci kaldılar.
Hizaya "ofsayt" çıkardılar. Nesyri'nin kafasına vurulmasına da "devam" deselerdi, ekran çatlaması yaşanırdı. Ustaların rahat nefes almasını sağlayacak orta saha performansına ihtiyacı var Fenerbahçe'nin. Şu; Fred, Szymanski, İsmail üçlüsünü bir beraber görsek, "özel biri"ni de tekrar futbolun içine çeksek.
EMRE BOL: AĞAM EĞLENİR
Vallahi billahi ağam bizimle eğleniiir! Türk oyuncuları neden oynatmıyor diye eleştirdiğimiz Mourinho, elindeki tüm yerlileri sahaya sürdü. Esas tuhaf olan geçen haftadan sadece 3 oyuncunun başlamasıydı. Ya arkadaş; sezon bitti hala ne sistem belli ne de kemik kadron! Bu kadar her haftayı silbaştan yaparsan, doğrusunu bulmak için bu kadar geç kalırsan zaten şampiyon olamazsın. İnanın bunların hepsini skordan bağımsız yazıyorum.
Artık önüne gelenin tren gibi geçtiği Çağlar'dan ne bekliyorsun? Yeni sezonda birçok oyuncuya bay bay denilecek. Umarım doğru kararlar verilir. İlk yarıyı her zamanki gibi çöpe atan Mourinho ikinci yarı riskleri almaya başladı. Lakin Fenerbahçe sanki hedefsiz kalmış bir takım görüntüsündeydi. İşte insanın asıl canını sıkan mevzu bu… Tamam psikolojik olarak şampiyonluğu kaybetmiş olabilirsin ama matematiksel olarak hala şansın devam ediyor. İkinci 45 dakikada Gaziantep takımında yorgunluk belirtileri iyice kendini gösterdi. Bu anlardan sonra yedek kulübesi ligin en iyisi olan sarı- lacivertliler biraz gaza basarak üstünlüğü ele geçirdi.
Mourinho'nun gelecek yıl kalması gerektiğini düşünenlerdenim. Ama yanına mutlaka yerli bir yardımcı gerekiyor. Dzeko'ya verilmeyen penaltıyla, En- Nesyri'ye çekilen dünyanın en garip ofsayt çizgisiyle bir maçı daha geride bıraktık. Bakalım bundan sonra neler olacak?
MUSTAFA ÇULCU: ELEŞTİRİLMEYELİM Mİ?
İkinci yarıda oyun üstünlüğünü ele alan Fenerbahçe, verilmeyen penaltılarına rağmen attığı gollerle galibiyeti hak etti. Direnç Tonusluoğlu geçen hafta Erzurum-İstanbulspor maçında çok mu iyiydi de biz göremedik! O berbat performansın üzerine bu maça atanması akıl tutulmasından başka bir şey olamaz. Çekişmeli başlayan oyunda eylem rakibe mi, topa mı olduğunu çözmede zorlanınca yönetim şablonunu oturtamadı. 7'de G.Antep'te ceza alanı içinde Semih hamlede geç kalınca Dzeko'nun ayağına bastı ve pozisyon net penaltıydı. Hakem veremedi. Yabancı damat Macar Pillok VAR'da uyudu. Penaltı badem şekeri oldu. İsmail'e çıkan sarı karttaki yönetim hassasiyetini hakemden burada göremedik.
Talisca'yı faullerle resmen eziyorlar lakin hakem oralı olmuyor! Yardımcı M.Emin Tuğral'ın Oğuz'un hücumda rakibiyle omuz omuza nizami müdahalesine faul bayrağını kaldırması futbol adına cinayet gibiydi. Asla faul değil. Verilen, verilmeyen fauller, sarı kartlar ve penaltılar... Neler var neler... İlk yarıda penaltı beklentisi ile kendini yere atan Boateng'e çıkan sarı kart ne kadar doğruysa 54'te aynı aldatmayı süsleyerek yapan Ogün'e çıkmayan sarı kart; yanlış ve çifte standart yönetim rezaleti.
VAR'dan iptal edilen Fenerbahçe golünde En-Nesyri değil asisti yapan Dzeko ofsayt. 60'da Dzeko topu önüne almış, kale karşısında tam vuracak arkadan Viana çift elle itiyor, dağıtıyor, net bir penaltı. Bariz gol şansı sebebiyle Viana iterek eylemi gerçekleştirdiğinden kırmızı kart olmalıydı. Hakem de VAR da uyudu. Avrupa'da bu itmelerde VAR devreye giriyor ama Macaristan'da henüz girilmiyor demek... 64'te Viana yüksek hava topunda En-Nesyri'nin suratına sağ avuç içi ile vuruyor. Pozisyon net penaltı ve sarı kart ama hakem tespit edemedi. VAR bu kez uyumadı, devreye girdi. OFR daveti ile doğru kararı çıktı. Şimdi; Fenerbahçe farklı galip geldi diye büyük kararları geçtim, küçük kararlarda bile saçmalayan bu rezil hakem yönetimini eleştirmeyelim mi?
ÖMER ÜRÜNDÜL: MOURINHO HEP TERSİNİ YAPIYOR
Mourinho'nun Gaziantep'te sahaya sürdüğü ilk 11'e hiç şaşırmadım. Alışılmış bir tablo. Yine değişik bir kadro ve yine 4'lü defanstan 3'lü defansa dönüş. Bu dönüşler bir sezonda kaç defa gerçekleşmişti sayamadım! İlk yarı son derece olumsuz bir tablo var. Rakip kaleyi bulan ilk şut 30. dakikada o da frikikten. Üretkenlik yok. Skor dezavantajının yanında da rakibin tehlikeli 3 hücum girişimi var. İkinci devrede Mourinho, İsmail'i çıkarıp sahaya En-Nesyri'yi sürdü. Yenik durumdasın, risk alacaksın. İlerde yorgun Dzeko ile çift santrfor En-Nesyri. Onların arkasında güçsüz Talisca ve de Mourinho'un gözardı ettiği ve işi bırakmış İrfan Can. Orta sahada bir tek Fred var. Bu aslında galip durumdaki takımın cezayı kesmesi için çok elverişli bir ortam. Ama yeri geldikçe vurguluyorum, ligimizin takımlarının yüzde 80'ini çok güçsüz buluyorum. Antep kapandı, kontratak deneyemedi. Fenerbahçe de önce penaltı golüyle skoru eşitledi. Arka arkaya 2 gol daha geldi. 90 dakikanın sonunu rahatlıkla getirerek 3 puanın sahibi oldu. Ben dün en çok Fred ile Yusuf'u beğendim. Mourinho'ya her zamanki 2 eleştirimi tekrarlayayım. Günümüz futbolunda kadro istikrarı ve sistem çok önemli. O bunun tam tersini uyguluyor. Ayrıca Oğuz, 3'lü defans düzeninde istenilen performansı veremez.
AHMET ÇAKAR: DZEKO'YU ATLADI
F.Bahçe, ama öyle ama böyle rakibini takip etmeye devam ediyor. İlk yarıya bakıyoruz, felaket bir F.Bahçe. Ne yaptığını bilmeyen, gazı kaçmış bir gazoz gibi oynadılar ve üstelik ilk yarıyı da 1-0 geride kapattılar. Bu devrede F.Bahçe orta sahada bir top kaybetti, pas kısa düştü ve Gaziantep, Skriniar'a da çarpan topla öne geçiverdi. İlk yarı bittiğinde hemen herkes 'F.Bahçe galiba bu maçı kazanamayacak' gibi bir kanıya varmışken ikinci yarıda F.Bahçe kıpırdanmaya başladı. Art arda pozisyonlar buldu, önemli pozisyonları da cömertçe harcadıklarında VAR yardımıyla bir penaltı geldi.
Hiç gerek yokken Antepli oyuncu, bir kafa topunda En-Nesyri'nin suratına tokadı vurunca VAR ile haklı bir penaltı geldi. Bu penaltı ile gelen eşitlikten sonra belki de bir dünya rekoru kırıldı. İnanmayacaksınız ama F.Bahçe 4 dakikada art arda 3 gol bulup maçı bitiriverdi. İlk devrenin en kötülerinden biri Dzeko, bir kornerde klasını konuşturup takımını öne geçirdi. Ardından da Fred'in golü galibiyeti perçinledi. Sonuçta F.Bahçe kaçırsa da kötü de oynasa, Mourinho, F.Bahçe'yi bir kobay gibi kullansa da kazanmaya devam ediyor. Hakeme çok kötü diyemem ama iyi de diyemem. Fazla sarı kart hatası yaptı. İlk yarıda Skriniar'a vermesi gereken bir sarıyı vermedi. İlk yarıda Dzeko yere düşerken ayağına basılması birçok kişide penaltı beklentisi yarattı ama değil. Penaltının öz ruhuna aykırı. Devreden sonra VAR ile verdiği haklı penaltıdan hemen önce Dzeko'ya yapılan bir penaltı daha var. Topa vuracakken itildi ama hakem veremedi.