Galatasaray'ın Çaykur Rizespor mağlubiyeti sonrası şok sözler: 4 gol iflasın belgesidir

Galatasaray, sahasında Çaykur Rizespor'a 17 yıl sonra mağlup oldu. Sarı-kırmızılılar rakibine evinde en son 20 Mart 2004 tarihinde oynanan lig müsabakasında kaybetmişti. Karşılaşma sonrası Galatasaray'ın performansını değerlendiren spor yazarları Fatih Terim'in taktik dizilişte yaptığı hatalara dikkat çekti.

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Galatasaray'ın Çaykur Rizespor mağlubiyeti sonrası şok sözler: 4 gol iflasın belgesidir

Süper Lig'in 31. haftasında konuk ettiği Çaykur Rizespor'a 4-3 yenilen Galatasaray, şampiyonluk yarışında ağır yara aldı.

Türk Telekom Stadı'nda oynanan karşılaşmada sarı-kırmızılı takımın gollerini DeAndre Yedlin, Emre Akbaba ile Çaykur Rizesporlu Yassine Meriah kendi kalesine atarken, Karadeniz ekibinin gollerini ise Braian Samudio, Fernando Boldrin, Milan Skoda ve Fernando Andrade kaydetti.

Galatasaray bu sonuçla ligde 31. haftayı 61 puanla geçerken, Çaykur Rizespor ise puanını 34'e yükseltti.

Karşılaşma sonrası Galatasaray'ın performansını değerlendiren spor yazarları Fatih Terim'in taktik dizilişte yaptığı hatalara dikkat çekti.



SERKAN KORKMAZ - HEDİYE
Galatasaray'ın ilk 11'ini gördüğümde "sıkıntılı" bulduğum tercihler; Luyindama ve Emre Akbaba idi. Akbaba için, attığı muazzam golü dışarıda tutarak değerlendirdiğimde "iyi oynadı" diyebilmem imkansız. Antrenmanlarda iyi performans sergiliyor olmalı ki haftalardır hayli kötü oynamasına rağmen iki maçtır ilk 11'de yer buluyor.


Karşılaşmanın başında Luyindama'nın vahim hatasıyla sarı kırmızılılar geriye düştü. Samudio'nun Muslera gibi bir kaleciyle karşı karşıya kaldığındaki gol vuruşu derslikti. Çok açık söylüyorum; bence, Donk varken Luyindama oynamaz. Top rakipteyken de top Galatasaray'da iken de Donk, Luyindama'dan iyi. Sadece rakip forvetin türüne göre "birebir markaj" verildiğinde Luyindama ilk 11'de tercih edilebilir kanaatindeyim.


Yedlin'in beraberliği getiren golüyle paniğe yol açabilecek kara bulutlar dağılıyor gibi olmuştu. Emre Akbaba'nın skoru 2-1'e getirmesiyse "Beşiktaş - Fenerbahçe maçını" rahat rahat izlettirmeyi müjdeliyor gibiydi fakat sahneye diğer stoper Marcao çıktı. Samudio kadar olmasa da "derslik" bir gol vuruşu yapan Boldrin takımını maçta tutmayı başarmıştı. Büyük hatalara imza atan Luyindama ve Marcao'ya atılan paslar da "sıkıntılı" olduğundan, Saracchi ve Emre'yi de ceza tahtasına yazmak şart.


Falcao'nun harika frikiğinde Rize kalecisi Gökhan'ın kurtarışı maçın belki de en önemli kırılma anıydı. Kazandığı haklı penaltıyla 2-3 öne geçen Rize'ye verilecek en iyi cevap Donk'u oyuna alıp üçlü savunmaya dönmekti zannımca. Fatih hocaysa iki Emre'yi çıkarıp Kerem ile Onyekuru'yu sahaya sürmekle yetindi. Dakikalar ilerledikçe panik arttı. Terim'in bir sonraki hamlesinde Muhammed ve Gedson çıkıp Arda ile Feghouli oyuna girerken bitime en az 30 dakika vardı.


Derken VAR'dan dönen Rize penaltısı pozisyonunda ikinci sarıdan atılan Yedlin takımını on kişi bıraktı. Kalan dakikalarda "başı kesik horoz" gibi galibiyeti arayan Galatasaray kalesinde bir gol daha gördü ve Karadeniz temsilcisine tarihi bir galibiyet hediye etti. Bu yenilgiyle sarı kırmızılılar ezeli rakiplerinden birine daha da fazlasını hediye etmiş olabilir.


REHA KAPSAL - TAKTİKSEL UYUM!
Galatasaray Kayserispor'a karşı oynadığı dizilişle yine oyuna başladı. 4-3-1-2 gibi bu diamond (elmas) formasyonuyla başlandığında, galip gelmesine rağmen oyun eksikliklerinin en önemli sebeplerinden biri oyuncu profillerinin bu sisteme oturmamasıydı. 6 numara pozisyonunda pasör, oyun kurucu Etebo; bu teknik ve oyun görüşü kabiliyeti yüksek olmayan oyuncu, iki tane 8 numara Emre Kılınç ve Fernandes, box to box oyuna uygun değiller.
Mohamed'le ve Falcao; birbirini tamamlayan ikili olmadığından oyunun merkezinden hücum etme prensibi, en başlıca bir takımın taktiksel prensibidir. Genelde de oyunun rakibe kabul ettirileceği baskın yönü burası olması gerekir, bu dizilişte. Luyindama ve Marcao'nun da yaptığı bireysel hatayla da Galatasaray kalesinde 2 gol buldu.


Fatih hoca Onyekuru başta olmak üzere, bütün hücumdaki çizgi oyuncularını kademeli olarak oyuna dahil etti. Onyekuru-Kerem dakika 56, dakika 67 Arda ve Feghouli. 87. dakikada da Babel. Onyekuru-Kerem değişikliğinde 4-2-4 gibi saha içindeki oyuncular da birbirini özellikle orta sahadan tamamlamadığından, orta sahada hücum bağlantısı bu sefer kurulamadı. Rizespor'a karşı orta saha bağlantısı olmayan bir takım ne kadar hücuma oyuncu da alsa, o bölgeye topu getiremedikten sonra üretken olmanız, bireysel oyuncu kalitenize ve rakibin yapacağı hatalara bağlıdır. Arda ve Feghouli de girince 4-3-3'e döndü sarı-kırmızılılar. Oyun bir ara 5'e 5 dönmeye başladı.


Rizespor kontrataklarla daha rahat Galatasaray kalesine gitmeye başladı. Oyunun başlangıcından sonraki yapılan hamlelerle de dengesiz, tutarsız, ne oynadığını bilmeyen ve doğaçlama oyunla performans alabileceği bir oyun oynandı. Bu oyun bazen maç kazandırabilir ama en umulmadık rakiplere karşı puan kaybı da kaçınılmaz olur.


Futbolda saha içinde en önemli olgu, "Taktiksel uyum önemlidir" oyuna başlayan ve bitiren kadroda birbirini ve de en önemlisi oyunu belirleyici oyuncuların saha içi dağılımları doğru sistem doğru felsefeyle olmayınca, istediğiniz sonucu ve skoru alamazsınız. Yarışın kızışacağı haftalarda yalnız 3 puan değil, daha fazlasını da kaybetmiş olursunuz.


BÜLENT TİMURLENK - İFLASININ BELGESİ
Rizespor 3-2 öne geçtiğinde Galatasaray'da Kayseri maçında olduğu gibi Onyekuru ve Kerem oyuna girdi. Ancak arada bir fark vardı. Galatasaray, Kayseri'de 1-0 öndeydi ve geçiş oynamaya müsait iki hızlı adamıyla maç sonunda farkı 3'e çıkarmıştı...


Bir oyun planınız ve dizilişiniz varsa ve bunun bol pratiğini yapmışsanız elinizdeki kaliteli kadroyla ligde birçok takıma oyununuzu kabul ettirebilirsiniz. Beşiktaş'ın yaptığı gibi... Ancak bu durum Galatasaray için geçerli değil. Çünkü eldeki kadrodan 4-1-3-2 dizilişi çıkarmak; Arda, Feghouli ve Onyekuru gibi klas adamları kenarda bırakmak ligin son çeyreğinde büyük risktir.



Kasımpaşa maçında Muslera, Sivas maçında Linnes'in bireysel hataları vardı. Dün buna önce Luyindama sonra Marcao'nun adeta kendi kalelerine gol atarmışçasına yaptıkları hatalar eklendi. Rizespor'un orta sahadaki ikilisi yetenekli ve hücumu bilen adamlardan kuruluyken, Taylan'sız orta sahayı Etebo vasatlığına bırakmak Galatasaray adına felaket senaryosuna yol açtı.



Ligin ilk yarısında kalesinde Muslera yokken en az gol yiyen takım olmayı başaran Galatasaray'ın dün kendi evinde Rizespor'dan 4 gol yemiş olması dizilişinde, taktiğinde iflasının belgesidir.



Kağıt üzerinde Galatasaray bu maçı kazanacak, derbideki sonucu bekleyecekti. Dün akşamki mağlubiyetten sonra futboldan o kadar soğumuşlardır ki, futbolcusu da taraftarı da sanıyorum Beşiktaş-Fenerbahçe derbisiyle ilgilenmeyecekler bile... Ankaragücü, Sivas ve Rize maçlarında kaybedilen 8 puan sonrasında Galatasaray'ın şampiyonluktan bahsetmesi mümkün değil.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN