Az pişir çok yaşa! Konserve değil tazesini yiyin

Düzenli egzersiz ve koşu, tansiyon ve diyabete karşı koruma sağlıyor. Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul, “Hamburger yerine az pişmiş sebzeler tüketin” diyor.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 04 Haziran 2019 Güncelleme 04 Haziran 2019, 08:01
Az pişir çok yaşa! Konserve değil tazesini yiyin

İÇİNDEKİLER

Diyabetten tansiyona, kanserden Alzheimer'a kadar yüzlerce kronik hastalık hayatı tehdit ediyor. Bu hastalıklarla mücadele etmek için yaşam tarzında birtakım değişiklikler yapmak gerekiyor. Sağlıklı beslenerek 100 yıl yaşamanın mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul, düzenli egzersizin önemine dikkat çekiyor. Her şeyi yiyerek zayıf kalmak, yaratıcı bir zihne sahip olmak, tansiyon ilaçlarına bağımlı kalmadan yaşamak ve hastalıklardan korunmak için mutlaka egzersiz yapmak gerektiğini söylüyor. TAKVİM okuyucularıyla şu bilgileri paylaşıyor. Her gün 30 dakikalık egzersiz, sağlıklı ve uzun bir ömrün kapılarını aralıyor. İnsan vücudunda yetmiş milyar hücre, özellikle de beyin hücreleri oksijene ihtiyaç duyuyor. Kalp kasını besleyen oksijen, kalori yakımı sağlıyor. Yaşam enerjisi ve canlılık veriyor. Tempolu ve yavaş koşu, vücudun yağ yakımını hızlandırıyor. Kan şekerinin sabit kalmasına yardımcı oluyor. Stresi ortadan kaldırıyor. Egzersiz ve koşunun vücuda olan faydaları şöyle özetleniyor...

Kalbi dinlendirir:
Koşu ve egzersiz, kalbi güçlendirir ve büyütür. Kalp, vücudun formda kalmasını sağlar ve günde 100 bin kez atar. Koşu, nabız sayısını düşürür ve kalbin günde 30 bin, yılda 10 milyon daha az atmasını sağlar. Böylece kalp dinlenir.

Diyabeti engeller:
Düzenli egzersiz, kandaki insülin seviyesini düşürür. Bu da yaşlılık diyabetini engeller. Şeker hastalığının vücuttaki hücrelere zarar vermezi engellenir.

Kemikleri besler:
Koşarken atılan her adım, kemikleri güçlendirir. Kemiklerde kalsiyum birikir bu da kemik erimesi riskini azaltır.

Bağışıklığı güçlendirir:
Hiçbir ilaç, oksijen alımını sağlayan egzersiz kadar bağışıklık sistemini güçlendiremez. Koştuktan 30 dakika sonra bile kandaki savaşçı hücreler artar. Bu hücreler virüs, bakteri ve kanserli dokularla savaşır.
Hormonları destekler: Koşu, cinsel hayata da renk katar. Egzersiz, kandaki erkeklik hormonu olan testosteronu artırır. Kadınlarda da bulunan testosteron hormonu vücudu güçlendirir.

SALATASIZ OLMAZ
Modern çağda insanlar yanlış besleniyor. Bu da hastalıkları beraberinde getiriyor. 'Ne yerseniz o'sunuz' diyen uzmanlar az ve sık sık beslenmek gerektiğini belirtiyor. Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul, sağlıklı beslenme ipuçlarını sıralıyor:

Yumurtayı haftada en fazla 2-3 kez yiyin.
Günde en az bir salata yiyin.
Konserve gıdalar yerine taze gıdaları tercih edin.
Tahıl içeren yiyecekleri daha çok tüketin.
Sebzeleri az pişirin. Mümkünse çiğ yiyin.
Kırmızı eti azaltın, onun yerine balık yemeyi tercih edin.
Tavuğu derisiz tüketin.
Hazır gıdalardan uzak durun.
Hamburger ve pizza gibi fast food yiyeceklerden uzak durun.
Günlük beslenmenizde yağ, şeker, tuz ve kafein içeren yiyeceklere daha az yer verin.

PROF. DR. HÜSEYİN NAZLIKUL - SAĞLIKLI YAŞLANMANIN ŞİFRELERİ-2

HAZIRLAYAN: SİNEM UYSAL


YARIN: OMEGA-3'TE HAYAT VAR