Kuran’ın kıymetini bilelim | Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ile 11 ayın sultanı Ramazan

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu 11 ayın sultanı Ramazan'da Takvim okuyucularıyla bir araya geliyor. Hatipoğlu, bugünkü köşesinde "Kuran’ın kıymetini bilelim" başlıklı yazısıyla okurlarımızdan gelen soruları yanıtladı. İşte Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun 11 ayın sultanı Ramazan ile ilgili 15 Mayıs tarihli yazısı...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 15 Mayıs 2020 Güncelleme 15 Mayıs 2020, 06:59
Kuran’ın kıymetini bilelim | Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ile 11 ayın sultanı Ramazan

İÇİNDEKİLER



İnsanlar Kur'an-ı Kerim'i yaşayamadıkları, anlayamadıkları için dünyalık için okuyor, ders almak için değil. Aslında fırsat elimizde, Kur'an-ı Kerim evimizde, yanımızda. Fakat kaçta kaçımız Kur'an-ı Kerim'i mealiyle bir kez okuduk.

Elimizdekilerin kıymetini bilemiyoruz bazen. Kaybedince farkına varıyoruz. Annemiz, babamız böyle değiller mi? Vefat ettiklerinde mezarlarına koşuyoruz, belki başımızı mezar taşına vuruyoruz. 'Ah bir kalksa da ellerini ve ayaklarını öpsek' diyoruz. Ama heyhat, bu artık mümkün değil. Sonra farkına varıyoruz. Hâlbuki hayattayken yeterince zaman ayıramıyoruz onlara. Her şey böyle. Sağlık, gençlik, boş zaman, yetki, güç gibi bütün imkânlar böyledir. Elimizden yitince fark ediyoruz ama yapacak bir şey kalmıyor artık.


Elimizden yitip gidecek en önemli nimetlerden birisi de kutsal kitabımız olan Kuran-ı Kerim'dir. Bu hususu Hz. Peygamber (sav) bazı hadislerinde anlatıyor. Kıyametin kopmasına az bir zaman kalınca meydana gelecek bu ürpertici bilgiyi Hz. Peygamber (sav) şöyle haber veriyor: "Elbisenin nakışı eskiyip gittiği gibi, İslamiyet de eskiyip gider. Hatta, oruç nedir, namaz nedir, hac ve umre ibadeti nedir ve sadaka nedir bilinemeyecektir. Allah'ın kitabı Kuran-ı Kerim de bir gecede kaldırılıp götürülecek ve yeryüzünde ondan tek bir ayet bile kalmayacaktır. Çok yaşlı erkekler ve pek ihtiyar kadınlardan oluşan birtakım insanlar kalacak ve 'Biz babalarımızın öğrettiği şu 'La ilahe illallah' kelimesi üzerine yetiştik de dinden sadece bu kelimeyi biliyoruz. Ve sadece bu kelimeyi söyleriz diyeceklerdir." (İbn-i Mace, terceme ve şerhi Haydar Hatipoğlu, Fiten, Hd: 4049) Bu hadis şüphesiz çok sarsıcı bir hadistir. Kıyamete yakın bir dönemde bu olay meydana gelecektir. Kur'an-ı Kerim'in içindeki ayetlerin silinmesi iki şekilde olabilir. Ya gerçekten de bir sabah kalkıldığında ve Kur'an-ı Kerim açıldığında dünyadaki bütün Kur'an sahifelerindeki ayetlerin kaybolduğunu göreceğiz... Çünkü insanlar O'nu yaşamadılar. Onun gereğini yerine getirmediler. Yüce Allah da kitabını hak etmeyenlerden kaldıracak. Ondan sonra da kıyamet kopacak.


Sanki Yüce Rabbimiz, kelamının bulunduğu kainatı yok etmiyor da, kitabını kaldırdıktan sonra kıyamete müsaade ediyor. Veyahut da, insanlar Kur'anı Kerim'i yaşamadıkları için Kuran ayetleri sanki gönüllerinden silinmiş olacak. Dünyalık için okunacak, ders almak için değil. Kur'an-ı Kerim'den doğru ve hayati mesajlar çıkarılacağına içi boş yorumlar ve şifremsi hezeyanlara mahkûm edilmeye başlanacak.


Aslında Kuran'ın kendisi bu yorumu güçlendiriyor: "Peygamber, ey Rabbim, kavmim şu Kur'an'ı terk edilmiş bir şey haline getirdi dedi." (Furkan, 30) Hz. Peygamber de (sav) başka seferde Kuran'dan uzaklaşmayı, şöyle ifade ediyor: "Gün gelecek elbisenin eskidiği gibi, Kur'an da bu ümmetin bir kısmının göğsünden alınıp eskiyecek. Onlar Kur'an'dan başka şeye daha çok itibar edecekler. İnsanlar ölçüsüz bir açgözlülüğe yakalanacaklar. Allah'ın hakkını çiğnediklerinde hiçbir endişe ve korku hissetmeyecekler. Bir günah işlediklerinde 'Allah elbette beni affeder' diyecekler. Onlar kuzu postu, deri elbise giyecekler ama kalpleri kurt gibi olacaktır. (Acımasız ve toleranssız olacaklar, görünüşte uysal görünseler bile) en iyileri, kötülüğü emredip iyiliği yasaklayanlar olacaktır." Bugün fırsat elimizde. Ku'ranı Kerim evimizde. Yanımızda. Ama kaçta kaçımız Kur'an-ı Kerim'i mealiyle bir kez okuduk. Rabbim bize ne diyor. Bizden ne istiyor. Hiç merak ettik mi? Merak etmeliyiz aslında. Çünkü Kur'an, yüce ahlakın bizimle sohbet etmesidir. Bizi önemseyip bizi muhatap almasıdır. Ben konuşuyorsam, kulağınızı ve kalbinizi bana açın çağrısıdır kutsal kitap. Onun için Hz. Osman şöyle demişti: "Kalplerimizi temizleseydik Rabbimizin sözünden doymazdık."


BİR HADİS
"Her
kim bir oruçluya iftar yemeği verirse kendisine onun sevabı kadar sevap vardır oruçlunun sevabından bir şey eksiltmeksizin." (İbn Mâce, Sıyam: 45)

SORU - CEVAP

Makyajla abdest aldım, namaz kılabilir miyim?
Kullandığınız
makyaj malzemesi haram veya necis, örneğin domuz yağı gibi bir üründen oluşmamışsa namazınıza bir engel yoktur.

Bayramda kurban kesmek istemiyorum, onun yerine parasını dağıtsam caiz midir?
Kişi kurban kesmek yerine parasını dağıtmakla, vacip olan kurban borcunu ödemiş olmaz. Sadaka vermek ayrı bir ibadet, kurban kesmek ayrı bir ibadettir.

Müslüman'a kâfir demenin günahı nedir?
Allah (cc), Kur'an ve Hz. Muhammed (sav) gibi temel esaslara iman eden bir Müslüman'a herhangi bir günahtan ötürü kâfir denmez. İmam-ı Gazali gibi alimler, bir insanın dinden çıkışına 99 delil, imanına bir delil varsa onun imanına karar verilir der. Hz. Peygamber de (sav) "Her kim bir adama ey kâfir derse, o adam dediği gibi değilse o söz söylenene geri döner." (Riyazus Salihin, 3/259) demişlerdir. Bizler, elimizdeki dedektörle iman okuyamayız. İnsanların beyanını esas alırız. Ve insanların imanına bir işaret varsa onu mü'min sayarız. Onun dışında hükmü ve kararı Yüce Allah'a bırakırız.

PROF. DR. NİHAT HATİPOĞLU İLE 11 AYIN SULTANI RAMAZAN