Kardeşlerim’in Aybike’si Melis Minkari: "Kendim olarak söyleyemediğim cümleleri Aybike olarak söylüyorum"

ATV’nin sevilen dizisi Kardeşlerim’de Aybike karakterini canlandıran oyuncu Melis Minkari, Bi’ Başka adlı YouTube kanalına konuk oldu. Genç isim, dizideki karakterinin alanının çok geniş olduğunu ifade ederek “Melis olarak hayatta söyleyemediğim cümleleri Aybike olarak söylüyorum. O cümleyi söylemek için sabırsızlandığım anlar oluyor. O cümleyi söyledikten sonra da öyle bir rahatlama geliyor ki… İşte bu oyunculukla kendini iyileştirdiğin noktalardan biri” dedi.

Giriş Tarihi 03 Mart 2022, 16:18 Güncelleme 03 Mart 2022, 16:21
Kardeşlerim’in Aybike’si Melis Minkari: Kendim olarak söyleyemediğim cümleleri Aybike olarak söylüyorum

İÇİNDEKİLER

YouTube'un sevilen kanallarından Bi' Başka'ya konuk olan Melis Minkari, kendisini bildi bileli oyunculuk yapmak istediğini söyledi. Kariyerine Kardeşlerim dizisiyle başlayan Minkari, sette hem kamera arkasındaki hem kamera önündeki arkadaşlarının çok tatlı olduğunu ve herkesin ona destek olduğunu ifade etti.

Melis uzun süredir seni bekliyoruz. Neler yapıyorsun? Nasılsın?

İyiyim. Her şey yolunda gidiyor. Yoruluyoruz tabii sette ama karşılığını gördükten sonra tatlı bir yorgunluğa dönüşüyor o. Çok tatlı bir ekiple çalışıyorum. Bir şeylerin yolunda olmaması imkânsız hale geliyor hal böyle olunca.

"Kendimi bir anda sette buldum!"

Kardeşlerim ilk projen. Sana nasıl geldi? Karakteri okuduğunda ne düşündün? Neden Aybike'yi oynamayı istedin?

Karakterin gelişini inanın hatırlamıyorum. Çünkü sürekli bir yerlere audition gönderiyordum o süreçte. Artık ne gönderdiğimi unutmuş vaziyetteydim. Bir gün menajerim aradı ve projeye kabul edildiğimi söyledi. Ardından kendimi bir anda sette buldum. İlk projem zaten Kardeşlerim. Aybike'yi de çok sevdim. Çünkü çerçevesi çok geniş bir karakter. İlk işimde ihtiyacım olan şey buydu. Alanı çok geniş bir karakter. Çok özgür olabileceğim bir alan. Yönetmenimiz de çok rahat bırakıyor. Oyuncu olarak hem kendimi keşfettim hem kamera karşısında oyunculuğu keşfetmek için harika bir fırsat yakaladım.

Çok ani bir şekilde kendini sette bulduğunu söylüyorsun. Bir hayattan bambaşka bir hayata geçişin hızlı bir şekilde olmuş. Adapte olmakta zorlandın mı?

Zorlanmadım aslında. Çünkü her şey gözümün önünde oldu. Her şeye şahit oldum. Başlarda sette adaptasyon sıkıntısı yaşıyordum. Ama o da uzun sürmedi. Kamera karşısında oyunculuk bambaşka bir deneyim. O yüzden başlarda yaşadım bu sıkıntıyı da. Çünkü oyununu oynarken bir yandan da teknik ekiple koordineli gitmen gerekiyor. Ama ekip o kadar tatlı ki yaşadığım süreç bana hiç zorlu gelmedi. Herkes gülüyor, motive ediyor.

Oyunculuğa ilgin, alakan ne zaman başladı? Müzikle de ilgilendiğini biliyorum, piyano ve gitar çalıyorsun değil mi? Müzik ve oyunculuk arasında kalma gibi bir durumun oldu mu? Oyunculuğa nasıl başladın?

Hobi olarak müzikle uğraşıyorum. Benim için hep oyunculuk vardı. Kendimi bildim bileli oyuncu olmak istiyorum. Sinema okuyorum, fotoğraflar çekiyorum. Kamera arkası, önü, müzik, piyano, gitar hepsi bir şekilde hayatımdaydı zaten. Ama meslek olarak hep oyunculuğu istedim. Kendimi Harry Potter izlerken hatırlıyorum. O dünyaya bayılıyordum. Herhalde oradan başladı bu istek. Sonrasında zaten eğitimler almaya başladım. Craft Oyunculuk Atölyesine teşekkür ediyorum. Çünkü sadece oyunculuk adına değil Melis olmam konusunda da bir dönüm noktası oldu. Kabuklarımı kırdım, kendini bil cümlesini öğrendim, oyunculuğun iyileştirici taraflarını öğrendim.

"Melis olarak hayatta söyleyemediğim cümleleri Aybike olarak söylüyorum"

Kendini nasıl buldun?

Kendimi bulduğumu hala söyleyemem. Ama olay da zaten o yolda olmak. Soruları sorabilmek, daha doğru soruyu bulmaya çalışmak. Hala önüm sisli, bulutlu. Ama şu konuda eminim, soru sormaya devam ettikçe o sis perdesi kalkıyor. İnsan kendini tanımadan başka bir karakteri de tanıyamaz. Bu yüzden kilit nokta sürekli keşfetmek. Sora sora iyileşiyorsun. Melis olarak hayatta söyleyemediğim cümleleri Aybike olarak söylüyorum. O cümleyi söylemek için sabırsızlandığım anlar oluyor. O cümleyi söyledikten sonra da öyle bir rahatlama geliyor ki… İşte bu oyunculukla kendini iyileştirdiğin bir nokta mesela.

Sizden gelen her oyuncuya Kardeşlerim seti ortamını soruyorum. Tek bir cevap alıyorum: aile gibiyiz, çok eğleniyoruz. Sen neler söylemek istersin? Nedir bu enerjinin ve aile ortamının sebebi? Aynı yaş grubunda olmanız mı?

Ben de öyle düşünüyordum. Ama baktığında bizden yaşça büyük cast da bizimle aynı frekansta. Bu sorunun cevabını çözebilmiş değilim. Herhalde castı tam nokta atışı seçtiler. Ama çok şükür o insanlarla çalışıyorum, sürekli iyi ki diyorum.

Dizide sürekli bir oyuncu sirkülasyonu var. Farklı karakterler diziden ayrılıyor, dâhil oluyor. Neden öyle? Bu devinimin avantajı/dezavantajı nedir sence?

Dezavantajı maksimum projede daha fazla karakterin yer alması ve daha çok zaman gitmesi oluyor. O da bizim için çok büyük bir sorun değil. Avantaj olarak seyircinin nabzı tutuluyor. Sürekli hikaye ve çatışma çıkarıyor o sirkülasyon.

"Berk Ali Çatal'ın yangın sahnesinde heyecanlandık"

Kariyerine Kardeşlerim gibi sağlam ve çok sevilen bir projeyle başlamak ne düşündürüyor sana? Aybike karakteriyle çok sevildin. Bundan sonraki projelerinde canlandıracağın karakterler açısından endişe duyuyor musun?

Matematiksel olarak bir kaygı var tabii. Bu benim ilk işim ve sonrası hakkında hiçbir fikrim yok. Ama sevilir mi gibi bir kaygım yok. Karakterin sevilmesi benim düşündüğüm bir nokta değil. Berk Ali Çatal'ı rolünden dolayı çoğu kişi sevmiyor mesela. Ama Berk o kadar keyif alıyor ki Tolga'yı oynarken. Geçtiğimiz günlerde yangın sahnesi çekildi. Berk "Burada yangın var şarkısını söyleyeceğim" diyerek heyecanlandı. Ben de "Kesinlikle söylemelisin" dedim. Ben oynarken keyif aldıktan sonra, izleyen karakteri sevse de sevmese de, seyirciye geçirmek istediğimi geçirdikten sonra sorun yok. Takılacağım bir alan değil karakterin sevilmesi veya sevilmemesi.

O zaman bundan sonraki projende nasıl bir karakter canlandırmak istediğini sormadan geçmeyeyim.

Berk Ali'nin anlattığım sahnesinden sonra bana inanılmaz pislik bir karakter gelse acaba ne olur diye düşünüyorum. Ama spesifik bir karakter örneği veremem. Şu an bir keşif sürecinde olduğum için daha güvenli olduğum alanlarda mı kalsam diye de düşünüyorum diğer yandan. Altından kalkabilir miyim sorusu oluşuyor kafamda. Ama çok çalışır ve altından kalkacağıma da inanırım. Ama dediğim gibi dipsiz bir kuyu. Önümü görebildiğim bir alan değil.

"Her sahneyi ağzım açık izledim"

Peki, genç oyunculardan kimleri beğenerek takip ediyorsun?

Masumlar Apartmanı'nda Merve Dizdar ve Ezgi Mola'yı severek izliyordum. Şu sıralar tempolu çalışmaktan dolayı çok dizi film izleyemiyorum. Gerçekten her sahneyi ağzım açık izliyordum. Dizide sanatından ışığına yönetmenlikten oyunculuğuna kadar harika bir başarı hikâyesi var.

Mesleğinde gelmek istediğin top nokta neresi?

Öyle bir noktam yok. Bundan 2 sene öne istediğim şeyi şu an istemiyorum. Hayatım boyunca dövme yaptırmak istedim. Şunu mu yaptırsam bunu mu yaptırsam diye düşünüyordum. Allahtan hiçbirini yaptırmamışım. Yaptırsam şu an nefret ederdim büyük ihtimalle. Benim için şu an asıl amaç daha huzurlu olmak. Geçen gün üzüldüğüm bir an oldu. Ama bir baktım kendime "Şu an huzurluyum ya" dedim. Artık her şey daha sağlıklı ilerliyor hayatımda ve iç yolculuğumda. Daha bilinçli, daha farkında ve daha yolunda. Benim top noktam huzurlu olmaya devam etmek.

Kardeşlerim ekibinde çalışmaktan en keyif aldığın oyuncu kim?

Hepsiyle oynamak çok keyifli. Ama en çok Cüneyt Mete ile oynarken keyif alıyorum. Çünkü ben hayatımda bu kadar eğlenceli birini görmedim. Çok nokta atışı cevapları var. Çok güldürüyor. Fadik Sevin Atasoy da öyle.

Bugüne dek yaşadığın en büyük başarısızlığın neydi?

Başarısız olmak gibi bir durum olamaz bence. Başarılı olana dek başarısız olduğunu bilemezsin. Başarısızlık denilen şey de o yolun bir parçasıdır. Mücadele sürekli devam eder.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN