Cumhuriyet gazetesinde manipülatif haber rezaleti katmerleniyor! Barış Doster'i önce sansürlediler sonra yazılarına son verdiler

Cumhuriyet Halk Partisi üzerinden fonlanan Cumhuriyet gazetesinde, 500 bin lira karşılığı manipülatif haber yapılması rezaleti gün geçtikçe katmerlenerek büyüyor. Cumhuriyet Gazetesi Vakfı'nın skandala ismi karışan 3 ismin görevden alınması talebinin ardından, Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu köşesinde yaşananları doğrulayarak kendisinden önceki dönemi işaret etmişti. Yazısı gazete yönetimi tarafından sansürlenerek görevden alınan Mollavesioğlu'ndan yeni bir iddia daha geldi. Mollavesioğlu, yönetimin dün de Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Barış Doster'in yazısını sansürlediğini açıkladı. Doster, rüşvet skandalında adı geçenleri istifaya çağırmıştı. Cumhuriyet, Barış Doster’in önce yazılarına ardından işine son verdi.

Giriş Tarihi 17 Haziran 2023, 14:15 Güncelleme 18 Haziran 2023, 10:31
Cumhuriyet gazetesinde manipülatif haber rezaleti katmerleniyor! Barış Doster’i önce sansürlediler sonra yazılarına son verdiler

İÇİNDEKİLER

Cumhuriyet gazetesinde yaşanan krizlerin sonu gelmedi. Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Arif Kızılyalın, İdari-Mali İşler Müdürü Osman Selçuk Özer ve Reklam Müdürü Esra Bozok'un e-ticaret yasası aleyhine manipülatif haber yapma karşılığında "kayıt dışı para aldıkları"na yönelik tartışmalar devam etti.

Rüşvet skandalının ortaya çıkmasını isteyen Tuncay Mollavesioğlu, önceki gün sosyal medyadan yaptığı açıklamada Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği'nden alındığını söyledi.

YÖNETİM NEDEN RAHATSIZ OLDU?
Ancak kriz bununla da bitmedi. Tuncay Mollavesioğlu, Cumhuriyet gazetesinin Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Barış Doster'in yazısını yayınlamadığı iddia etti. Durumu sosyal medyadan paylaşan Tuncay Mollavesioğlu, "Cumhuriyet Gazetesi yönetimine hakim grup bugün de Prof. Dr. Barış Doster'in yazısını sansürledi! İletişim fakültelerinde yüzlerce öğrencisi olan Doster bugün medya ve gazetecilik ahlakı üzerine yazmıştı. Yönetim bu yazıdan neden rahatsız oldu acaba?!" ifadelerine yer verdi.

YAZILARINA SON VERDİLER
Cumhuriyet gazetesi, Tuncay Mollaveyisoğlu'nun görevden alınmasının ardından Barış Doster'in önce yazılarına ardından işine son verdi.

Konuya ilişkin Cumhuriyet'ten açıklama geldi.

"Cumhuriyet'ten Barış Doster açıklaması" başlığı ile yapılan açıklamada, "Prof. Dr. Barış Doster'in Cumhuriyet'te yayımlanan yazılarına bugünden başlayarak son verilmiştir. Bu karar; Doster'in, gazetenin yayımlanmasından sorumlu Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu'nda alınan kimi kararlara da uymayarak, Yönetim Kurulu üyesi olduğu vakıf aleyhine Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı başvurular üzerine verilmiştir. Okurlarımıza saygıyla duyurulur" dendi.

MÜCADELE VERİYORUZ!
Cumhuriyet vakfı yönetim kurulu Üyesi Prof. Dr. Barış Doster, Cumhuriyet vakfı yönetim kurulu Üyesi Birol Başaran ve Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu ve Hukuk işlerinden sorumlu yürütme kurulu üyesi Avukat Turan Karakaş; "kayıt dışı para aldıkları"na ilişkin Vakfın Başkanı Alev Coşkun'u istifaya çağırmıştı.

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Avukat Turan Karakaş, Birol Başaran ve Prof. Dr. Barış Doster'in açıklaması şöyle: Cumhuriyet gazetesinde bir süredir önceki genel yayın yönetmeni Arif Kızılyalın mevcut reklam müdürü Esra Bozok ve mali işler müdürü Osman Selçuk Özer'in dahil olduğu, bir e-ticaret firmasından (çikolata kutusu içinde 500 bin TL) kayıt dışı para alınarak haber yapılması konusu ile ilgili mücadele veriyoruz.

TARTIŞMA AYLARCA SÜRDÜ
Biz gazetenin vakıf yöneticileri olarak yine vakıf yönetiminde yer alan diğer arkadaşlarımıza ve vakıf başkanına etik dışı, ahlak dışı, gazetecilik ilkelerine zarar veren ve Cumhuriyet gazetesi ile asla yan yana anılmaması gereken olayla ilgili gereğinin yapılmasını istedik. Bu tartışma aylarca sürdü.

Vakıf avukatı olan aynı zamanda hukuk işlerinden sorumlu üyesi olan Turan Karakaş gördüğü hukuksuzluk karşısında harekete geçti. Olayla ilgili suç duyurusunda bulundu. Bu suç duyurusunun ardından vakıf, Alev Coşkun başkanlığında 22/05/2023 tarihinde tek gündem ile bu olayı konuşmak üzere toplandı.

Toplantıya Alev Coşkun, Işık Kansu, İrfan Hüseyin Yıldız, Ali Sirmen, Şükran Soner, Hamdi Yaver Aktan, Birol Başaran, Turan Karakaş, Barış Doster bizzat katıldı. Cumhuriyet Vakfı'nın 12 üyesinden 9'u hazır bulunurken 3 üye vekalet gönderdi.+

ÜZERİNİ KAPATALIM
Olaylar basına yansımadan önce yapılan bu son toplantıda Alev Coşkun söz konusu paranın kendi insiyatifi ile alındığını söyleyerek TÜRMOB başkan yardımcısı olan ve aynı zamanda vakfın saymanı olan ve vakıf şirketinin yeminli denetçisi konumunda görev yapan Hüseyin Yıldız'dan konunun üzerinin örtülmesini istedi.

Vakıf saymanı İrfan Hüseyin Yıldız Alev Coşkun'un "kapatalım" önerisine karşılık "Bir formül bulup kapatacağını" taahhüt etmiştir. Vakıf üyesi Turan karakaş "biz burada bir suç dosyasını kapatmak için oturmadık" diyerek tepki gösterdi…

ALEV COŞKUN'A İHTARNAME
Buna karşılık vakıf üyelerinden Barış Doster, Turan Karakaş, Birol Başaran bizzat ve Özalp Birol ise gönderdiği mektup ile olayın kapatılmasının yanlış ve vahim olacağını yargı yolu ile sorumluların gereğinin yapılması gerektiğini, vakfın sorumluları açığa almasının şart olduğunu ifade ettiler.

Toplantıda Vakıf Genel Sekreteri Işık Kansu ise Alev Coşkun ve Hüseyin Yıldız'la birlikte hareket edeceğini ifade ederek olayın kapatılması yönünde ısrarcı oldu… Son günlerde gazetede "İç güçler gazeteyi ele geçirmek istiyor" konulu örtü haberleri kaleme alan kişi de Işık Kansu'dur.

Toplantı sonrasında gazetenin genel yayın yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu konuyu kapatmaya zorlanmıştır. Mollaveisoğlu ise gazetenin itibarı zarar görmeden derhal gereğinin yapılmasını Alev Coşkun'dan istemiştir. Üstelik konu basına yansımadan, gazete zarar görmeden bir an önce gereği yapılsın diye 16. Noter'den Alev Coşku'na bir ihtarname çekmiştir.

HER SATIRI DOĞRUDUR
Olay yargıya ve basına yansıdıktan sonra Mollaveisoglu'nun kaleme aldığı yazının her satırı doğrudur ve gazeteyi, meslek ilkelerini, bizlerin itibarını korumaya yöneliktir.

Kendisinin onurlu duruşunu kutluyor, ahlaksızlığa karşı çıktığı için künyeden çıkarılmasını kınıyoruz. Olayda adı geçen şüphelilerin de hala gazetenin künyesinde yer almasını ve göreve devam etmesini suçun örtülmesinin gayreti olarak görüyoruz.

Cumhuriyet gazetesi Atatürk'ün kurucusu olduğu 100 yıllık büyük marka ve değerdir. Bu gazete vakıf yönetiminden önce de vardı.. Üç beş kişinin çoğunluk imzasıyla gazetenin idaresinde yer alan yukardaki isimlerin karıştığı etik ve hukuk dışı olaylara müsaade edilmesi, okurların gazeteye sanki operasyon varmış gibi aldatılması kabul edilemez…

Söz konusu korkunç olayın gereğini yapmayan Alev Coşkun'u İrfan Hüseyin Yıldız'ı ve Işık Kansu'yı istifaya davet ediyoruz."

"ÇİKOLATA KUTUSUNDA PARA ALDILAR"
Öte yandan adı rüşvet skandalına karışan Cumhuriyet gazetesi yazarı Alev Coşkun, dünkü yazısında görevden alınan Tuncay Mollavesioğlu'nu hedef aldı. "Cumhuriyet gazetesinden yetişmeyenler onun ruhunu özümseyemiyorlar" ifadesini kullandı. Tuncay Mollavesioğlu, bu sözleri yine sosyal medya hesabından cevapladı.

"Alev Coşkun "Cumhuriyet gazetesinden yetişmeyenler onun ruhunu özümseyemiyorlar" diyerek beni eleştirmiş. Gazeteden yetiştirdiğiniz isimler Uğur Mumcu'nun fotoğrafları ile dolu odada çikolata kutusunda para aldılar. Haber yaptılar. Evet ben o ruhu bilmiyorum. Dümdüz gazeteciyim" ifadesini kullandı.

İşte Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Barış Doster'in, Cumhuriyet Gazetesi tarafından sansürlenen yazısı:

GAZETECİLİK NEDİR? NE DEĞİLDİR?
İster alaylı olsun ister mektepli, tüm gazeteciler bilirler mesleğin en temel kurallarından birinin haber kaynağıyla ilişkilerdeki temas-mesafe kuralı olduğunu. Çünkü bu temel ilke gözetilmeyince, bu kurala uyulmayınca, mesafe ortadan kalkınca, yapılan iş gazetecilik olmaktan çıkar. Tetikçiliğe kadar uzanır. Örnekleri çoktur maalesef.

Gazetecilik; siyasi veya iktisadi herhangi bir güç odağının, kurumun, kuruluşun, örgütün, şirketin halkla ilişkiler ve tanıtım danışmanlığı değildir. Metin yazarlığı değildir. Propaganda başkanlığı değildir. Sözcülüğü değildir. Kampanya yöneticiliği değildir. Basın danışmanlığı değildir. Eğer bu temel kural ihmal edilirse savrulma kaçınılmazdır. Bunun da örnekleri yaygındır ne yazık ki.

Gazetecilik; toplumun, kamunun, halkın, emekçilerin, kimsesizlerin, geniş kitlelerin, sesini duyurma olanağı bulamayanların yanında olmayı gerektirir öncelikle, hem mesleki hem ahlaki hem de siyasi olarak. Bu nedenle mesleki çerçevesi çok net, etik kodları çok kesindir. Gazeteci, kamu adına, halk adına, gerçeğe ulaşmak adına soru sorarken, araştırma yaparken, haber kovalarken, bir konunun izini sürerken, onu güçlü kılan da budur zaten.

Kurumlarla birlikte kişilerin de hızla yozlaştığı günümüzde, gazeteci; bir konunun, bir sorunun, bir olayın, bir haberin, bir bilginin kamuoyuyla paylaşılması, kamuoyunda yayılması, bu sayede kamuoyu oluşturulması için herhangi maddi ya da manevi bir çıkar elde edemez. Meslek ilkelerinden ödün veremez. Çalıştığı kuruma reklam verenlere, ilan verenlere, haber yapma taahhüdünde bulunamaz. Bu kişi ve kurumlardan talimat, tavsiye, telkin alamaz.

Eğer bu temel kurallar yok sayılırsa hukuki, siyasi, ahlaki ve mesleki anlamda savrulma, çürüme, yozlaşma kaçınılmaz olur. Bunu da gizleyebilecek hiçbir gerekçe, saklayabilecek hiçbir ideoloji, örtebilecek hiçbir mazeret yoktur.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN