Mevlid kandili bu yıl hangi güne denk geliyor? Rebiülevvel ayı ne zaman, BUGÜN MÜ başlıyor? Mevlid gecesi ne zaman 2022?

Mevlid Kandili, Hz. Muhammed'in dünyaya geldiği gün olması nedeniyle dünyadaki Müslümanlar için büyük önem arz etmekte. Bu yıl da her yıl olduğu gibi Mevlid Kandili'nin olduğu gece Müslümanlar camilere akın edecek, gün boyu çeşitli ibadetler ederek günün anlam ve önemini idrak edecek. Bu kutsal günü her anlamıyla yaşamak isteyen Müslümanlar, Mevlid Kandili ne zaman? sorusuna yanıt arıyor. İşte merak edilenler!

Giriş Tarihi 27 Eylül 2022, 08:54 Güncelleme 27 Eylül 2022, 08:56
Mevlid kandili bu yıl hangi güne denk geliyor? Rebiülevvel ayı ne zaman, BUGÜN MÜ başlıyor? Mevlid gecesi ne zaman 2022?

İÇİNDEKİLER

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (SAV) dünyaya gelişinin yıldönümü olan Mevlid Kandili bu yıl ne zaman kutlanacak sorusunun cevabı merak ediliyor.Rebiülevvel ayının 11'inci gecesinde idrak edilecek olan Mevlid Kandili bu yıl hangi güne denk geliyor? Sorusuna yanıt aranıyor. İşte detaylar!

MEVLİD KANDİLİ 2022 NE ZAMAN?

Mevlid Kandili 7 Ekim 2022 Cuma günü idrak edilecek.

REBİÜLEVVEL AYI NE ZAMAN?

2022 Hicri takvime göre Rebiülevvel ayı tarihi belli oldu.

Buna göre; Rebiülevvel ayı 27 Eylül 2022 Salı günü başlayacak.

Rebiülevvel ayının 11. günü olan 7 Ekim 2022 Cuma günü ise Mevlid Kandili idrak edilecek.

MEVLİD KANDİLİ ÖNEMİ NEDİR?

Mevlid Kandili insanı insan yapan bütün güzelliklerin odaklandığı bir şahsiyet olan rahmet elçisi Hz. Peygamberin doğumunu kutladığımız, onun bireysel ve toplumsal hayatımızı aydınlatan insanlık ve merhametini, insaf ve adaletini, sabır ve metanetini, kerem ve cömertliğini, kısaca insanlığa sunduğu değerleri anlayıp hayatımızı onun yüce ahlâkıyla güzelleştireceğimiz bir tazelenme mevsimidir.

MEVLİD KANDİLİ'NDE YAPILACAK İBADETLER

Mevlid Kandilinde yapılacak ibadetler hakkında net bir ifade bulunmazken 14. yüzyılda yaşayan İslam alimlerinden İmam Suyutî, konuyla ilgili olarak özetle şunları söylemiştir:

"İnsanların Mevlid-i Nebevi için toplanıp Kur'an okumaları, Hz. Peygamber (a.s.m)'in veladetiyle ilgili haberleri / menkıbeleri seslendirmeleri, bu münasebetle yemek tertiplemeleri bida-i hasenedir / güzel bir bidattır. Çünkü, bu toplantılarda Hz. Muhammed (a.s.m)'e karşı büyük bir tazim, bir saygı, onun dünyaya teşriflerinden ötürü büyük bir sevinç söz konusudur. Bu ise, sahibine büyük bir sevap kazındırır." (bk. Suyutî, el-Havî li'l-fetavî, 1/272-şamile).

Mevlid gecelerinde toplanarak, mevlid kasidesi okumak, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, o gecenin şükrünü yerine getirmek müstehaptır. Salihlere elbise ve benzeri hediye vermek, bu geceye hürmet etmek olur. Bunları Allah rızası için yapmak çok sevap olur. Mevlid cemiyetinde, salihleri toplayıp, salevat okumak, fakirleri doyurmak, her zaman sevaptır.
Mevlid cemiyetinde, sadaka, hediye vermek, neşe ve sevinç göstermek, haram karıştırmadan mevlid kasidesi okutmak çok sevap olur. Bu gecede tesbih namazının kılınması, alimler tarafından yapılan diğer bir öneri olarak yer alıyor.
Bu gece, Resulullahın doğum zamanında görülen hâlleri, mucizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevaptır. Bugün veya ertesi gün oruç tutmakta mahzur yoktur. Tutmak iyi olur, sevab olur. İslam âlimleri mevlid gecesine çok önem vermişlerdir.
Muazzez Peygamberimizin doğumunu anarken, yalnız mevlid okumak, ilâhiler söylemek ve kandil simidi dağıtmak yeterli değildir. Onun doğumunu anmaktan asıl maksat, evrensel olan risâletini, yüksek ahlâkını, fazîletini, adâlet ve doğruluğunu hatırlamak ve bunları hayatımızda uygulama azmini tazelemektir. Yüce Allah'ın sevgisine, hoşnutluğuna ve bağışlamasına ermenin yeğane yolu, Hz. Peygamber'in yolundan gitmektir. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "(Ey Muhammed!) De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir." (Âl-i İmrân, 31) Bu ayette de belirtildiği gibi, Allah'ı hoşnut etmek, O'nun Peygamberine uymak ve onu örnek almakla mümkündür.



Peygamberimiz (S.A.V.)'e hiç olmazsa bir tesbih salat ü selâm okumalıyız. Can ü gönülden, "Es-salatü ve's-selamü aleyke ya Resûlallah" demeliyiz.
ALLAHü Teâlâ'ya tam bir huşu içinde dua ve niyazda bulunmalıyız. Çünkü dua, rahmet kapılarının anahtarı, kulluğun ruhu ve ibadetin özüdür. Yalnızlaşan insanın sınırsız ve sonsuz kudret sahibi olan ALLAH'ın azameti karşısında aczini kabullenmesi, O'na sığınması ve O'na yakarması, ne isteyecekse O'ndan istemesidir. İnsanın yaratıcısına yaklaştığı en vasıtasız andır. Dua, sınırlı, sonlu ve aciz varlık olan insanın, sınırsız ve sonsuz kudret sahibi Rabbi ile kurduğu bir köprüdür, Mevlid-i Mutlak'ı imdada çağırmasıdır. Dua, kulluk esprisi içinde ve sıradan isteme anlamlarının ötesinde, ALLAH Teâlâ'nın Rablık ve ilahlık hakikatine en köklü bir sığınma hadisesidir.