Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Antalya Diplomasi Forumu'nun kapanış konuşmasını yaptı (AA)
Orta Doğu'da iki devletli çözüm vizyonunu ve Filistin halkına yönelik süregelen zulme karşı vicdani ve siyasi sorumluluklarını bir kez daha vurguladığını kaydeden Fidan, bugün de Irak'la Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması Toplantısı'nı yapacaklarını aktardı.
Bakan Fidan, üç gün boyunca yalnızca bugünün değil, aynı zamanda geleceğin dünya düzenine dair sorulara cevap aradıklarını belirterek, şunları paylaştı:
"Türkiye olarak küresel düzeyde yaşanan kutuplaşma karşısında bölgesel sahiplenmeyi ve işbirliğini temel alan bir diplomasi anlayışını savunmaya devam ediyoruz. Bu çerçevede Filistin'de akan kanın durması için gayretlerimize son hızla devam edeceğiz. İsrail'in uyguladığı soykırım karşısında Filistinlilerin sesi olmaya kararlıyız. Suriye'nin güvenliği ve istikrarına yönelik tehditlere karşı mücadeleyi sürdüreceğiz."
Ukrayna'da adil ve kalıcı barışın yeniden tesisine yönelik tüm yapıcı çabaların içinde yer almaya devam edeceklerini vurgulayan Fidan, Türkiye'nin, "ayrılmaz bir parçası olduğu Avrupa güvenlik mimarisinin yeniden şekillenmesinde" aktif rol oynamayı sürdüreceğine dikkati çekti.
Fidan, Avrupa Birliği'nin (AB) de aynı stratejik öngörü ve vizyonla hareket edeceğine inandıklarını dile getirdi.
Türkiye olarak dış politikayı yalnızca coğrafi sınırlarla sınırlı görmediklerini belirten Fidan, işbirliğini çeşitlendirdiklerini, dostluk köprülerini güçlendirdiklerini vurguladı.
Hakan Fidan, kritik konularda güven inşa ederek tarafları birbirine yaklaştırmaya ve ara buluculuk rolünü sürdürmeye devam ettiklerini anlattı.
Tüm bu çalışmaları Başkan Erdoğan'ın kendilerine işaret ettiği hedef doğrultusunda ve siyasi iradenin gücüyle, kararlılıkla ilerlettiklerini aktaran Fidan, Başkan Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan'a, ADF'ye verdikleri güçlü destek için teşekkür etti.
TÜRKİYE'NİN SURİYE'DEKİ BİR NUMARALI ÖNCELİĞİ İSTİKRAR VE GÜVENLİĞİN TEMİNİ
Bakan Fidan, ADF'nin kapanış töreninde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Fidan, Türkiye'nin Suriye'deki bir numaralı önceliğinin, istikrar ve güvenliğin temini olduğunu vurgulayarak, bunun için hem Suriye'deki aktörlerin hem de Suriye dışındaki aktörlerin özen göstermesi ve provokasyondan kaçınılması çağrısında bulundu.
Türkiye'nin Suriye'deki güvenlik ihtiyacına yaptığı katkının boyutlarının belli olduğunu kaydeden Fidan, "İsrail'in uzun zamandır Suriye içinde yürüttüğü operasyonların aslında çok fazla istikrara değil, istikrarsızlığa hizmet ettiği de ortada." dedi.
Hakan Fidan, Suriye'de İsrail, ABD, Türkiye, Rusya gibi aktörlerin hiçbir şekilde karşı karşıya gelmemesi için teknik, askeri düzeyde ve özellikle hava çatışmasızlık kurallarının belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Buradaki amacın bir kazaya meydan verilmemesi olduğunu bildiren Fidan, bunların yeri geldikçe kamuoyu ile paylaşıldığına değindi.
Fidan, Azerbaycan'ın, Türkiye'nin "kardeş" ülkesi olduğunun altını çizerek, Azerbaycan'da, İsrail ile Türk heyetleri arasında yapılan "çatışmasızlık mekanizması" görüşmesine ev sahipliği için Bakü'ye teşekkürlerini sundu.
Görüşmenin, özellikle hava trafiğinin bir çözüme bağlanmasıyla ilgili teknik görüşmeler olduğunu hatırlatan Fidan, bunların gerektiği zaman devam edebileceğine dikkati çekti.
TÜRKİYE'NİN AFRİKA'DAKİ ROLÜ
Bakan Fidan, kolonyal sonrası dönemde Afrika'daki ulus devletlerin olgunlaşma ve bağımsızlık mücadelesinde Türkiye'nin desteğinin her zamanki gibi devam edeceğine işaret ederek, Ankara'nın uzun yıllara dayanan devlet tecrübesini gerekli dış politika araçlarıyla, kurumlarıyla, Afrika'daki ortaklarıyla, paydaşlarıyla hem kurumlar üzerinde hem devletler üzerindeki işbirliği zeminleriyle kullanmaya devam edeceği mesajını verdi.
Fidan, bu konuda Türkiye'nin, yıllardır Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakanlığı döneminden itibaren ortaya koyduğu bir Afrika politikasının olduğunu ve bunun çerçevesinde çalışmalara devam edileceğini söyledi.
AVRUPA GÜVENLİK MİMARİSİ VE TÜRKİYE
Hakan Fidan, AB'deki yeni güvenlik ihtiyacının tanımlanması gerektiğinin altını çizerek, Avrupa'da savunma sanayisi konusunda "bağımlılığı azaltma" yönünde ciddi bir irade ortaya konulduğunu bildirdi.
Bu hususta mali zemin, teknolojik zemin, üretim zemininin ne olması gerektiğine ilişkin bir yol haritası yayımlandığını hatırlatan Fidan, bu konuya ilişkin çalışmalar, düzeltmeler, tepkiler ve talepler olduğuna işaret etti.
Fidan, son NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda, Türkiye gibi AB adayı olan ya da NATO üyesi olarak AB ile çalışan İngiltere ve ABD gibi ülkelerle Avrupa'nın savunma sanayisi alanında tekrar güçlenmesi hususunda nelerin yapılabileceğinin tartışıldığını aktardı.
"ADF HER SENE DAHA İLERİ GİDİYOR"
"(ADF konusunda) Her seferinde biraz daha ileriye gidiyoruz" ifadesini kullanan Fidan, forumun yapılmasında büyük bir "zihin emeği" olduğuna ve daha iyi olması konusunda toplantılar yapıldığına dikkati çekti.
Bakan Fidan, ADF'nin her sene daha odaklı, daha iyi çalışılmış, daha fazla katkı üreten ve faydalı olan bir platform olduğuna değinerek, seneye yapılacak forumun da bu seneden iyi olmasını temenni etti.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI'NIN SONA ERMESİ İÇİN TÜRKİYE'NİN ÇABALARI
Fidan, "(Rusya-Ukrayna Savaşı) Cumhurbaşkanımız barışa yönelik katkının her türlüsünü verme konusunda çok ciddi bir iradeye sahip durumda" ifadelerine yer vererek, kendilerinin de bu konudaki çalışmaları sürdürdüğünü vurguladı.
Durumun sadece Türkiye'nin değil dünyanın bir problemi olduğuna dikkati çeken Fidan, bu nedenle birçok aktörün işin içerisinde bulunduğunun, ama Türkiye'nin ender rastlanan özelliklere sahip olduğunun altını çizdi.
Fidan, Ankara'nın her iki tarafla yürütebildiği ilişki ve ilişkinin niteliğine atıfta bulunarak, bunları da barışa katkı amaçlı kullanmak istediklerine işaret etti.
Rus ve ABD heyetlerinin, 10 Nisan'da İstanbul'da bir araya geldiklerini hatırlatan Fidan, iki ülke temsilcilerinin, belirli konularda dondurulan alanların yeniden açılmasını ve konsolosluk faaliyetlerini görüştüğü bilgisini paylaştı.
Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye'nin barış için çok fazla faaliyette yer aldığına işaret ederek, "Taraflar tabii ki Türkiye'de bir araya gelmek isterlerse her zaman için kapımız açık. Yeter ki barış olsun." diye konuştu.