Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (sol 2), 61. Münih Güvenlik Konferansı'nda ʺŞam İçin Yeni Bir Şafak: Suriye'nin Geçiş Sürecine Dair Olasılıklarʺ başlıklı panelde katılımcılara hitap etti. (AA)
"KORUMAK İÇİN ORADA OLDUĞUMUZ TÜM İNSANLAR, ÜLKEYİ HEP BİRLİKTE YÖNETİYORLAR"
Fidan, Suriye'deki sürecin devam ettiğine işaret ederek "Elbette Suriye'de attığımız her adımı yeniden hesaplıyoruz. Şu anda Suriye ile ilgili öncelikli hedefimiz ve meşguliyetimiz, yeniden yapılanma konusunda onlara nasıl yardımcı olabileceğimiz, ekonomiyi nasıl tekrar eski haline getirebileceğimiz ve ardından devlet kurumlarını nasıl yeniden inşa edebileceğimizdir." dedi.
Muhaliflerin kontrolü altında yaşayan nüfusu korumak için askeri açıdan harekete geçildiğini anımsatan Fidan, "O dönemde yaklaşık 5 milyon kişiden bahsediyorduk. Bu, Astana sürecinin bir sonucuydu. Bence bugün, korumak için orada olduğumuz tüm insanlar, Allah'a şükür ki, ülkeyi hep birlikte yönetiyorlar. Umarım onları parlak bir gelecek bekliyordur." diye konuştu.
Fidan, Suriye'den terör örgütlerine karşı mücadelede Türkiye'nin yanında olmasının beklendiğini ifade ederek "Çünkü PKK/YPG, Suriye ve tüm bölge için DEAŞ gibi büyük bir tehdittir. Çünkü Türkiye'den, Irak'tan ve İran'dan gelen uluslararası teröristler şu anda Suriye'nin kuzeyinde toplanmış ve besleniyorlar ve DEAŞ'a karşı savaşma bahanesiyle kendilerini gizliyorlar." dedi.
ABD ordusuna "hapishane hizmeti" verildiğini söyleyen Fidan, şöyle devam etti:
"Çünkü DEAŞ mahkumlarını hapse atacak başka bir yer yok. Bu yüzden burası hapishane olarak seçildi. Ancak bu insanların ülkenin üçte birini işgal etmesine, petrol ve gaz sahalarının üzerinde oturmasına, ülkeyi soymasına, merkezi hükümetin ve diğer milyonlarca Suriyelinin petrol ve gazdan faydalanamamasına izin veremezsiniz. Bu yüzden buna bir son verilmelidir. Bu, sadece bizim için bir ulusal güvenlik tehdidi değil, aynı zamanda bölgemiz için de büyük bir sorun."
Fidan, konuya ilişkin ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle de konuşulduğunu belirterek "Aslında önceki yönetimle de görev sürelerinin sonuna doğru detaylı görüşmeler yapmıştık. Ancak şimdi Trump yönetimi yeni yeni oturuyor. Ben dün Bakan Rubio (ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio) ile ilk yüz yüze görüşmemi yaptım ve diğer meslektaşlarım da mevkidaşlarıyla görüşüyorlar. Umarım anlaşmaya varırız." dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (sol 2), 61. Münih Güvenlik Konferansı'nda ʺŞam İçin Yeni Bir Şafak: Suriye'nin Geçiş Sürecine Dair Olasılıklarʺ başlıklı panelde katılımcılara hitap etti. (AA)
"SURİYE'NİN GELECEĞİ KONUSUNDA İYİMSER OLMAMIZ GEREKİYOR"
Türkiye'nin bölgedeki 14 yıllık desteğinin, Suriye'nin egemenliği üzerinde söz sahibi olacağı anlamına gelmediğini belirten Fidan, şunları kaydetti:
"Bu, özellikle kaçındığımız bir şey. Böyle bir izlenim dahi yaratmak istemiyoruz. Aslına bakarsanız, az önce işaret ettiğiniz şey bölgemizdeki büyük bir sorun yani tahakküm kültürü. Çünkü bölgemizde uzun zamandır bu korku ve endişe var. Bölgeye kim hakim olacak? Türkler mi, İranlılar mı yoksa Araplar mı? Bence bunu geride bırakmalıyız. İşbirliği, saygı, dayanışma ve birbirimizin egemenliğine bağlılık kültürünü yerleştirmeliyiz. Bunun artık çok yakın olduğunu ve bunu yapabileceğimizi düşünüyorum. Bizim böyle bir tavrımız yoktu çünkü biz bölgemizde yaşananlardan önemli dersler çıkardık. Şam'daki arkadaşlarımızın PKK/YPG'den kurtulmamıza yardımcı olmalarını bekliyoruz. Çünkü PKK/YPG, Suriye ve tüm bölge için büyük bir tehdit oluşturuyor"
Fidan, Suriye'nin geleceği konusunda iyimser olunması gerektiğini düşündüğünü ifade etti.