
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın "İç cepheyi güçlendirelim" vurgusuyla başlayan "terörsüz Türkiye" adımları MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a "Çık PKK'yı lağvettiğini açıkla" çağrısıyla farklı bir boyut kazandı.
DEM HEYETİ İMRALI'DAN SONRA MECLİS'İ TURLADI
Bahçeli'nin süpriz çıkışları sonrası DEM'li Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder 28 Aralık'ta İmralı'ya gitti.
DEM Parti İmralı heyeti TBMM'deki partileri ziyaret etti (Fotoğraf: AA)
Teröristbaşı Abdullah Öcalan ile görüşen DEM Parti heyeti daha sonra DEM'li Ahmet Türk ile beraber TBMM'de partileri bilgilendirdikten sonra rotayı Edirne'ye Kandıra'ya kırdı.
Geçtiğimiz haftasonu (11-12 Ocak) tutuklu bulunan HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ve HDP eski eş genel Başkanı Figen Yüksek Dağ'ı ziyaret eden ekip tüm temaslar sonrası "Umutluyuz" mesajı verdi
DEM PARTİ İMRALI HEYETİNDEN AÇIKLAMA: SAMİMİ VE OLUMLU
DEM Parti'den dün ise İmralı'dan başlayıp TBMM ile devam eden ve Kandıra'da son bulan trafiğe ilişkin açıklama geldi. "DEM Parti İmralı heyeti" imzasını taşıyan bildiride, "Görüşmeler samimi ve olumlu" denildi.
DEM Parti İmralı heyetinin açıklaması (Takvim.com.tr)
Ancak ne PKK elebaşı Öcalan'ın silah bırakma çağrısına yönelik bir ifade geçti ne de terör örgütü PKK'nın lağvedilmesine yönelik...
SATI ARALARINDAKİ GERÇEKLER
Peki DEM Parti İmralı heyetinin bildirisinin satır aralarına neler gizlendi? Sabah Yazarı Okan Müderrisoğlu, "DEM Heyetinin dedikleri toplumun anladıkları!" başlığını attığını köşe yazısında kritik noktalara dikkat çekti.
Müderrisoğlu, "Ana odak, terör örgütünün dağıtılması iken, DEM Heyetinin, "... Tüm etnik, dini ve mezhebi unsurların birlik ve kardeşliğine" değinmesi masumane bir yaklaşımdan ziyade Kürt kimliğini de aşan arayış ve temsil iddiasının kısa özetiydi." ifadelerini kullandı.
Müderisoğlu'nun yazısı şu şekilde:
"DEM Parti İmralı Heyeti, ilk tur görüşmelerden sonra nihayet beklenen (!) açıklamayı yaptı. Yazılı bilgilendirmedeki üslup dikkat çekici olduğu kadar, kat edilmesi gereken epey mesafe olduğunu da teyit eder nitelikte idi. Metinde, genel olarak "pozitif dilin" hâkim olması elbette bir kazanımdı. Ama "Kürt siyaseti!" adına kısa ve orta vadeli muhtelif taleplerin altyapısı da kurgulanmıştı!
Satır arasındaki vurgular incelendiğinde, DEM Parti'yi oluşturan bileşenlerin "özel kodlanmış" ifadelerden ve şifresi çözülünce farklı yorumlamaya müsait anlatımlardan vazgeçmediği de görüldü.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, DEM Parti heyetini kabul etti (2 Ocak, AA)
Heyet, "Sn. Öcalan" referansına 4 ayrı cümlede yer vermişti. "Sayın" diye yüceltme (!) çabasının "Sn." olarak kısaltılması, işin özünü değiştirmese de ya mahcubiyete ya da zarurete işaret ediyordu. Öcalan için "bebek katili" tanımlamasının geçerli olduğu bir ortamda toplumun geneli nötr bir ifadeyi, yani "İmralı" demeyi tercih ediyor. İmralı bir yer ismi olmakla birlikte kiminle özdeşleştiği açık olduğu için, o kişinin günahlarını da kapsıyor!
Artık "Terörsüz Türkiye" olarak anılan özgün gelişmelerin İmralı Heyeti'nde sadece "barış süreci" olarak geçmesi de not edilmesi gereken bir durum. Neden? Çünkü barışın içini boşaltanların en çok kullandığı kelime -maalesef- yine barış (!) oluyor da ondan... Açıklamada, "Barış 6, Demokrasi-Demokratik 4, Kardeşlik 3, Kürt 3, Türk- Türkiye 2, TBMM 2 kez" geçerken, "Silah 0, Örgüt 0, Lağvetme 0" idi. Metinde, terör örgütüne atıfta bulunulmaması, silahların gömülmesinden, örgütün lağvedilmesinden bahsedilmemesi bilinçli tercih değilse büyük eksiklikti!
Türk-Kürt kardeşliğinin güçlendirilmesine dair tarihsel sorumluluğa ve Ortadoğu'da yaşanan köklü ve geri döndürülemez gelişmelere de değinilen o metinde, sorunun çözüm zemini olarak TBMM'nin gösterilmesi ne derece doğru bir duruş ise -sözde- "demokratik siyaset" başlığı açılarak ileriye dönük hedefler adına "maymuncuk misali" oraya yerleştirilmesi de stratejik bir hamleyi yansıtıyordu.