Serdar Sertçelik'in kaçış trafiği belli oldu! Ankara'dan Kos'a firarın mimarı ortaya çıktı! Medya bu işin neresinde? Uğur Dündar'ı yazı dizisi ele verdi

Son dakika haberleri... Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında yeni gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Ankara Emniyeti'nde görevli polis müdürlerinin kumpas planında kullanmak istediği gizli tanığın elektronik kelepçeyle yurt dışına kaçışını Komiser Metehan İlkyaz'ın organize ettiği ortaya çıktı. İlkyaz ile birlikte gözaltına alınan 3 sivilin, Sertçelik'in Bodrum üzerinden Kos Adası'na kaçışını sağladığı belirtildi. Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör, operasyonun medya ayağına dikkat çekti. Öte yandan Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek, bir iftarda çekilmiş fotoğrafının Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’in masasında olduğu iddiasına ilişkin sorulara yanıt verdi. Gürlek, şikâyetçi olmayı düşündüğünü söyledi.

Giriş Tarihi 17 Mayıs 2024, 07:01 Güncelleme 17 Mayıs 2024, 10:19
Serdar Sertçelik’in kaçış trafiği belli oldu! Ankara’dan Kos’a firarın mimarı ortaya çıktı! Medya bu işin neresinde? Uğur Dündar’ı yazı dizisi ele verdi

İÇİNDEKİLER

Ankara Emniyeti'nde görevli üst düzey müdürlerin gizli tanık yapılan organize suç örgütü üyesi Serdar Sertçelik'e ek ifade verdirterek aralarında bakanlar, siyasiler ve bürokratların da bulunduğu çok sayıda isme yönelik kumpas planının deşifre olmasıyla ilgili skandalına ilişkin yeni gelişmeler yaşanmaya devam ediyor.

8 Eylül 2023'te suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan'ın Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan operasyonla yakalanarak tutuklanmasının ardından gözaltına alınan örgütün iki numaralı ismi Serdar Sertçelik gizli tanık yapılmış ve ev hapsi cezası almasına rağmen elektronik kelepçeyle yurtdışına firar etmişti.

Serdar Sertçelik ve eski eşi Nilsu Berfin AktaşSerdar Sertçelik ve eski eşi Nilsu Berfin Aktaş

Sertçelik'in sosyal medya hesaplarında yayınlanan ses kayıtlarında Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan'ın, gizli tanık Sertçelik'i, aralarında bakanlar, siyasiler ve bürokratların da bulunduğu isimler hakkında ek ifade vermesi için ikna etmeye çalıştığı ortaya çıkmıştı.

Serdar SertçelikSerdar Sertçelik

GÖZALTINA ALINDILAR
Kumpas planının ifşa olmasının ardından geçen salı günü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında, Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Şube'den Sorumlu Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ile Organize Şube'de görevli komiser Ufuk Gültekin gözaltına alınmıştı.

KAÇIŞI ORGANİZE ETMİŞ
Soruşturma kapsamında dün ise Organize Şube'de görevli Komiser Metehan İlkyaz ile onunla bağlantılı olduğu belirtilen 3 sivil şüpheli gözaltına alındı.

Ayhan Bora KaplanAyhan Bora Kaplan

KİLİT İSİM ORTAYA ÇIKTI
Ulaşılan yeni bilgilere göre gözaltına alınan Komiser İlkyaz'ın, gizli tanık Serdar Sertçelik'in yurtdışına firarında kilit isim olduğu ortaya çıktı.

İlkyaz ile birlikte gözaltına alınan 3 şüphelinin, Sertçelik'i Ankara'dan İstanbul'a araçla götürdüğü, buradan da Bodrum üzerinden Yunanistan'ın Kos Adası'na kaçışını sağladığı belirlendi. Gözaltına alınan 5 polis ile 3 sivilin ifadelerinin Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde Cumhuriyet Savcısı nezaretinde alındı.

Komiser Metehan İlkyazKomiser Metehan İlkyaz

1 ŞÜPHELİ SERBEST KALDI
Şüphelilerden tüm sorulara açık yanıtlar verdiği belirtilen Organize Suçlarla Şube Müdürü Kerem Gökay Öner'in mevcut delil durumu göz önünde bulundurularak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı bildirildi. Öner hakkında yurtdışına çıkış yasağı adli kontrol tedbiri uygulandığı aktarıldı.

Diğer 7 şüphelinin ifade işlemleri ve delillerin toplanmasının ardından Ankara Adliyesi'ne sevk edilecekleri öğrenildi. Bu arada İçişleri Bakanlığı'nca görevlendirilen iki mülkiye başmüfettişinin de Serdar Sertçelik ile Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan arasında geçen ses kayıtlarını çözümlediği ve bu doğrultuda soruşturmanın sürdüğü bilgisine ulaşıldı.

Bu arada Metehan İlkyaz hakkında suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan'ın cezaevinde ifadesinin alınmasıyla ilgili soruşturma başlatılmıştı. İlkyaz, M.M.Ç., Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik'in şoförlüğünü yapan Y.Ö. ve C.Y. adlı polislerin, suç örgütü lideri Kaplan'ın İzmir Cezaevi'nde ifadesinin alınmasının ardından Kaplan'ın avukatı ile buluştuğu iddia edilmişti. Avukatla yemek yedikten sonra masaj salonuna giden polislerin yaptığı tüm görüşmelerin MİT ve Emniyet İstihbaratı'nın takibine düşmesinin ardından İlkyaz hakkında soruşturma açılmıştı.

İFADESİNİ GERİ ÇEKTİ
Soruşturma kapsamında Serdar Sertçelik 9 Ekim'de M-7 koduyla gizli tanık yapılırken, 9 Kasım'da ise "Ü5W1G8K6L3" koduyla bir gizli tanığın daha ifadesi alındı. 7 sayfa ifade veren gizli tanık, örgüte yönelik bilgiler verdi. Sertçelik'in ifadesini baskı altında verdiğini açıklaması ve ifadeyi aldığı öne sürülen üst düzey polislerin gözaltına alınmasının ardından Ü5 koduyla gizli tanık yapılan isim de suç örgütünün yargılandığı Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ne giderek "Zorla gizli tanık yapıldım" diyerek ifadesini geri çekti. Gizli tanığın yaşadıklarıyla ilgili de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda ifadesinin alındığı öğrenildi

ADALET BAKAN YARDIMCISI DOĞRULADI
Öte yandan Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek, Ankara Adliyesi'nde görevli başsavcı vekilleri ve sulh ceza hakimlerinin düzenlediği iftar davetinde çekilmiş bir fotoğrafının Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç'in masasında olduğu iddiası üzerine Dinç'i aradığını gazeteci İsmail Saymaz'a doğruladı.

Saymaz, Gürlek'in telefonda Dinç'e "Beni izleyip fotoğrafımı çekmişsiniz. Fotoğrafım masanızın üzerindeymiş, doğru mu?" diye sorduğunu yazdı.

Adalet Bakan Yardımcısı Akın GürlekAdalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek

Gürlek, fotoğrafın çekildiği iddia edilen akşam için şu bilgileri verdi:

"Başsavcı vekilleri, hakim ve savcılarla iftar yapmıştık. Orada avukat arkadaşlar da vardı. Erken çıktım. Beni uğurlamaya geldiler. Avukatın yanında arkadaşı var. Onlar iki basamak aşağıda, ben iki basamak yukarıdaydık. Uygunsuz bir yer değil. Atalay'ın dosyasıyla ilgili bir görüşmemiz yok. Kendisini özel olarak çağırmamışım. Diyalogum yok. Bu arkadaşla ilgili sıkıntı var mı? Yok. Uygunsuz fotoğrafım var mı? Yok."

Fotoğrafı görmediğini söyleyen Gürlek, böyle bir fotoğraf varsa da kimin çektiği yönünde "Büyük ihtimalle Emniyet içindeki gruplardır" tahmininde bulundu.

Şikâyetçi olmayı düşündüğünü söyleyen Gürlek, dinlendiği iddia edilen diğer bazı isimlerin kendisine ulaştığını belirterek şunları kaydetti:

"Mağdur arkadaşlar da bana geldiler. Değerlendirme yapıyoruz. 'Ortak hareket edelim' dediler. Bir idari teftiş başlatıldı, onu bekleyebilirim. Kimsenin günahını almam. Gerçekten fotoğraf var mı, yok mu, bilmiyorum. Ama bana söylenen bu. Bu fotoğrafı niye çektiler; nasıl bir senaryo yazacaklar, bilgim yok."

Gürlek, Ayhan Bora Kaplan davasındaki gizli tanık skandalından sonra şüphelerinin daha da arttığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Ben hakim savcı kökenliyim. Bu işleri bilirim. Selam-Tevhid soruşturmasına benzer bir süreç bu. Mahkeme kararı olmaksızın beni niye izliyorsun? Takip etmekteki amacın ne? Ben bakan yardımcısıyım. Herkesle görüşebilirim."

UĞUR DÜNDAR BU İŞİN NERESİNDE?


Gizli tanık Serdar Sertçelik'in gözaltındayken gazeteci Uğur Dündar'la görüştürüldüğü iddiasıyla ilgili de ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. Organize suç örgütü üyesi sanık Muhammet Kaplan'ın duruşmada, "Başkomiser, Sertçelik'i sorgu odasında Uğur Dündar ile görüştürdü. Ya telefonla ya da yüz yüze orasını bilmiyorum fakat bunu duydum ve yemin ederim" demişti.

Dündar, Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütüyle ilgili 28 Eylül 2023'te "Korku filminden beter", 30 Eylül 2023'te "Korku filminden beter (2)" ve 8 Ekim 2023 tarihinde ise "Kilit isim Serdar Sertçelik gözaltına alındı" başlıklarıyla bir haber dizisi kaleme almıştı.

Gizli tanık Sertçelik'e "Abilerin ne derse yap onları üzme" dediği iddia edilen Dündar'ın haberlerinde yazdıklarının, Sertçelik'in 9 Ekim 2023'te imzalattırılan ifadesinde de bire bir yer alması dikkat çekti.

"ÇAYCIYI BİLE TANIMIYORUM"
Dündar, hakkında çıkan iddialara " Ayhan Bora Kaplan Suç Örgütü soruşturmasını yürüten Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nde görevli (çaycı dahil) hiç kimseyi tanımam. Hiçbiriyle telefonla konuşmadım, yüz yüze gelmedim." diyerek yanıt vermişti.

Çaycıyı bile tanımayan Dündar'a gizli tanığın ifade tutanaklarının savcılıktan önce nasıl ulaştığı merak konusu oldu.

GELİŞMELER BATI'DAN FONLANAN GAZETELERE SIZDIRILDI
Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör, operasyonunun medya ayağına ilişkin dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Resmi iyi okumanın önemli olduğunu vurgulayan Güngör, "Malumunuz, Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütüyle ilgili özel haberler de Dilan-Engin Polat'la ilgili bilgiler de yasa dışı bahis çeteleriyle ilgili gelişmeler de hep Batı'dan fonlanan gazetelere-gazetecilere sızdırıldı. Amaç Türkiye'ye 'kara para, mafya devleti' gömleği giydirmekti. Dışarının algısını bu şekle büründürmekti. Başarılı da oldular. " ifadelerini kullandı.

İşte o yazının bir kısmı...

Sadece bu konularla da değil... Hatırlayın, daha evvel de hükümetin ne altın ve petrol ticaretini, ne insan kaçakçılığını ne silah kaçakçılığını bıraktılar. Fonlama basın yazdıkça Türkiye'nin dışarıda algısı iyiden iyiye kötüleşti. 2021'de Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü (FATF) bizi gri listeye aldı. Gri liste ne demeyin. Buraya girdiniz mi, dış yatırım çekme sürecinde uluslararası otoriteler, kredi kuruluşları ve yatırımcılar nezdinde itibar kaybına uğruyorsunuz. Şimdi Hazine ve Maliye Bakanlığı oradan çıkmaya uğraşıyor.

Buradan bakarsanız yazılıp-çizilenler tesadüf olabilir mi? Türkiye'de yaşanan darbeler/kumpaslar geçmişte de bu yollardan geçilerek döşenmedi mi?

Mesela, 28 Şubat'ı hatırlayın. Fadime Şahin'ler, Ali Kalkancılar, Müslüm Gündüz'ler... O dönemde medya-asker arasında kurulan derin bağlarla yapılan haberler her gün gazete manşetlerini süslüyordu. Kamuoyu algıyla yönlendiriliyordu. Post modern darbeye zemin hazırlayan temel öğe medya olmuştu. Sonra gelin FETÖ'nün Ergenekon, Balyoz kumpaslarına.

FETÖ'nün yayın organları Taraf'ın, Zaman'ın attığı başlıkları hatırlayın... Hemen her gün FETÖ'nün ürettiği sahte belge ve bilgiler manşete taşınmıyor muydu? Bavullarla belgeler gidip gelmiyor muydu? Ergenekon tertibi çerçevesinde milliyetçi-vatanseverler hedef alınmıyor muydu?

Ardından gelin 17-25 Aralık'a... Sahte deliller üretilmedi mi? O birbirine eklemlenen ses kayıtlarıyla toplumda algı oluşturulmadı mı? Bu ses kayıtları sosyal medya üzerinden yayılmadı mı?

Şimdi bu süreçte yaşananların ne farkı var?

Geçmişteki yaşanmışlıklar olmasa "8 polis bir haltlar yemiş" diyerek geçiştirebiliriz belki... Ama olmuyor. Umarım, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı ucunda kim ya da ne varsa meselenin sonuna kadar gider.

Ve de bir an önce TBMM'ye sunulmaya hazırlanan 9. Yargı Paketi'nde yer alan 'etki ajanlığı' düzenlemesi çıkar. Sanırım, şimdi ve önümüzdeki dönemde en çok bu düzenlemeye ihtiyacımız olacak!