"GEREKLİ İYİLEŞTİRMELER CÖMERTÇE YAPILACAKTIR"
Cumhuriyet'in yeni yüzyılının, Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın ilk adımı, ilk hamlesi ve ilk perdesi olduğunu ifade eden Bahçeli, Türkiye'nin bu yüzyılda yükselişini hızlandıracağını söyledi.
Bu yüzyılda sosyal ve ekonomik sorunların, terör ve bölücülük melanetinin üstesinden gelineceğini belirten Bahçeli, "Hayat pahalılığı kaderimiz değildir ve bitecektir. Emeklilerimizin çağrıları haksız değildir, gerekli iyileştirmeler cömertçe yapılacaktır. Enflasyonla mücadele başarıya ulaşacak, fiyat ve finansal istikrar Türkiye ekonomisinin zincirlerini kıracaktır. Faiz, döviz ve enflasyon siperine yatıp ekonomik ve siyasi istismar operasyonunu dört bir koldan ilerletenlerin hevesleri inşallah kursaklarında bırakılacaktır." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin, yatırımcılara kucak açan, özel mülkiyete saygı duyan, hukukun üstünlüğüne bağlı ve demokratik güvenliği tartışmasız bir ülke olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türkiye, geleceğin parlayan yıldızı ve süper gücüdür. Hiç kimse ülkemiz hakkında kuşku uyandıracak, güven ve istikrarı baltalayacak bir komploya tevessül etmemelidir. Hiç kimse ülkemizi kötü gösteren, karamsarlık tabloları çizen bir art niyetliliğe umut bağlamamalıdır. Türkiye hepimizindir. Ekonomik huzur ve diriliş her insanımızın hakkıdır ve yararınadır.
Marketlerde fiyat etiketlerini günbegün değiştiren, vatandaşlarımızın sofrasına kan doğrayan kim olursa olsun dürüst olamaz, düzgün olamaz, bu milletin evladı olmayı da hak edemez. Daha önce temas ettiğim üzere, FETÖ tarafından kumanda edilen fiyat anarşistlerine, karaborsa meraklısı bozgunculara, fırsatçılığı geçim kapısı gören ahlaksızlara göz açtırılmamalı, denetim ve kontroller amasız, fakatsız sıklaştırılmalıdır. Enflasyon düşürülecek, takip ve tercih edilen para ve maliye politikaları eşliğinde, siyasi istikrar ve güven sayesinde ekonomideki konjonktürel sarsıntılar süratle önlenecektir."
"KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEK"
Bahçeli, "Muhalefetin Türkiye'yi karalama ve kundaklama yarışı iflah olmaz bir hastalık seviyesindedir." dedi.
Muhalefetin özleminin, örselenmiş, sesi kısılmış, nefesi kesilmiş, takati bitmiş, tasallut altına alınmış, her yerinden yaralanmış zayıf bir Türkiye olduğunu belirten Bahçeli, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Bu muhalefetin hedefi içine kapanan, etrafına yabancılaşan, milli haklarından ve kutlu hedeflerinden vazgeçen bağımlı bir Türkiye'dir. Bu muhalefet Türkiye'ye hepten yabancılaşmış, Türk milletiyle gönül bağını ve ahlaki bağlantısını çoktan koparmıştır. Şu hususu herkesin anlamasında fayda vardır, Türkiye'yi aç hürler, tok esirler ülkesi yapmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Teröristlerle demlenen bir parti Atatürk'ün partisi olamaz. CHP'de, Atatürk'ten geriye hiçbir şey kalmamıştır. Atatürk bugünkü CHP'yi görseydi emin olunuz ki çizmelerini giyip mavzerini kuşanır, bu defa da partisi için kurtuluş mücadelesi başlatırdı." dedi.
Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) toplantısının ardından genel merkezde yaptığı açıklamada, yerel seçimde merkezi yönetimin hedefleriyle örtüşecek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin doğasıyla uyum içinde olacak muazzez bir sonucun çıkmasının yeni yüzyılın en önemli demokrasi başarısı olacağını söyledi.
Yerel yönetimlerde kaos ve karmaşanın son bulması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Her şeyi eline yüzüne bulaştıran, adeta kriz üretim merkezine dönüşen, demlendikçe şuurunu ve dengesini kaybeden CHP'nin halihazırda yönetimi altındaki belediyelerin milletin iradesiyle toparlanması ve düzlüğe çıkması başlıca amaç ve arzumuzdur." dedi.
CHP'nin yerel yönetimlerde başarısız olduğunu öne süren Bahçeli, şöyle devam etti:
"CHP, yerel yönetimlerde acizdir. CHP, yerel yönetimlerde iflastadır, itibarsızdır. CHP, yerel yönetimlerde bölücülere teslimdir, boyun bükmüştür. Zilletin anaforuna kapılmış yerel yönetimlerle yeni yüzyılın lider ülke Türkiye'sine ulaşmak takdir edersiniz ki ham bir hayal, boşuna bir gayrettir. Ne kadar gizleseler de ne kadar kaçak güreşip zaman zaman zevahiri kurtarmak adına kayıkçı kavgasına tutuşsalar da, CHP ile DEM yan yana, diğerleri de yedektedir. Zillet masanın altıyla üstü yer değiştirmiştir. Oyunu görüyoruz, rol paylaşımını okuyoruz. 'Kent uzlaşması dedikleri' PKK ittifakıdır. 'Kent uzlaşması' dedikleri ülkemize karşı beşinci kol faaliyetidir. CHP düştüğü denizde yılana sarılmıştır."
"BİZİM ANLAYAMADIĞIMIZ ÖZGÜR BEY'İN, HANGİ ARA AZİZ ATATÜRK'LE TEMAS KURDUĞU"
"İstanbul'da davetiye polemiği çıkaran, Cumhurbaşkanı yardımcılığı peşine düşerek şehremini görevini terk eden, partisinin eş başkanı gibi hareket eden mahut şahıs için son görünmüştür." diye konuşan Bahçeli, aynı şeyin Ankara, İzmir ve diğer CHP'li ve DEM'lenmiş belediyeler için de aynen geçerli olduğunu söyledi.
Bahçeli, ülkenin önüne takoz koyanları kenara çekmenin, Türk ve Türkiye Yüzyılı yürüyüşüne destek vermenin aziz milletin artık demokrasi ve irade meselesi haline geldiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Özgür Bey'in, halüsinasyon görerek grup toplantısında yaptığı konuşma ruh sağlığı hakkında hepimizi kaygılandırmıştır. Bu konuşmasında milletvekillerine, 'Atatürk sizden partisini iktidar yapmanızı bekliyor' diyerek tuhaf bir açıklamada bulunmuştur. Bizim anlayamadığımız Özgür Bey'in, hangi ara aziz Atatürk'le temas kurduğu, nasıl konuştuğu, mesajları ne şekilde aldığıdır. Şayet ruh çağırma seanslarına katılıp bir sonuca ulaştığını iddia ederse kendisine yazık olacak, hayalleri gerçekmiş gibi sunmasının fahiş sonuçlarına yakın vadede katlanacaktır. Yok uyduruyorsa bu defada palavracı ve siyasi meddah olarak anılmayı hak edecektir.
Bugünkü CHP, Atatürk'ün partisi değil, DEM'in oyun uşağı, Türkiye düşmanlarının altı oklu uydusudur. İddiaya bakar mısınız, neymiş, Atatürk dile gelmiş de partisinin iktidar olmasını istemiş, böyle konuşan Özgür Bey ne yiyip ne içtiğine biraz dikkat etmesi samimi tavsiyemizdir. Teröristlerle demlenen bir parti Atatürk'ün partisi olamaz. Terörle mücadeleye 'hayır' diyen bir parti Atatürk'ün partisi olamaz. Bölücülerin elini eteğini öpen bir parti Atatürk'ün partisi olamaz."
Yerli ve milli silah sanayine karşı çıkan, Karabağ'ın azatlığına şaşı bakan, ağzına Türk milletini alamayan, Milli Mücadeleden rövanş almak isteyen mihraklarla can ciğer kuzu sarması olan bir partinin Atatürk'ün partisi olamayacağını belirten Bahçeli, "Hayatlarında bir kez dahi olsa 'Ne Mutlu Türk'üm Diyene' sözünü haykıramayanların ambargosu altında bulunan bir parti Atatürk'ün partisi olamaz." değerlendirmesinde bulundu.
"CHP, İKTİDARIN DEĞİL, TÜRKİYE'NİN KARŞISINDADIR"
Köylüyü küçük gören, milletin demokratik seçimini aşağılayan, depremzedeleri suçlayan, yabancı ülkelerde Türkiye'yi kötüleyen bir partinin Atatürk'ün partisi olamayacağını ifade eden Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk demek Türkiye Cumhuriyeti ve soylu milli kahraman demektir. Onun miras ve emanetlerine ihanet edenlerin adını anması yüzsüzlüktür. CHP'de, Atatürk'ten geriye hiçbir şey kalmamıştır. Atatürk bugünkü CHP'yi görseydi emin olunuz ki çizmelerini giyip mavzerini kuşanır, bu defa da partisi için kurtuluş mücadelesi başlatırdı.
Demlenen CHP, Dumlupınar'da ezilenlerin, İzmir'de denize dökülenlerin varisidir. TOGG yapılır, kulp takarlar, 'boşuna uğraşıyorlar' dedikodusu yayarlar. Kızılelma havalanır, rahatsız olurlar, çılgına dönerler, başlarını kuma gömerler. İHA'ları, SİHA'ları dünya konuşur, 'hayırdır savaşa mı giriyoruz' diyerek göle maya çalarlar. TCG Anadolu denize iner, karalamak için geceyi gündüze katarlar. Yol, köprü, tünel, metro, şehir hastanesi, hızlı tren, baraj yapılır, 'bunlara ne gerek var' bahanesinin altına saklanarak, yolsuzluk iddiasını dillendirirler. Beşinci nesil milli muharip uçağımız KAAN hamdolsun kanat açar, hepimizin göğsü kabarır, müflisler ve müfteriler ise 'motor yerli değil, KAAN'ın yazılışı hatalı, uçsa bile devamı gelmez, gelse bile işe yaramaz' çarpıtmalarıyla yapılanı yıkmak, milli sevinci köreltmek için uğraşırlar. Dedim ya bu CHP, iktidarın değil, Türkiye'nin karşısındadır. Korkmasınlar, itiraf etsinler, kaçmasınlar gerçeklerle yüzleşmeyi denesinler. Hizmet siyasetinin yerini hezimet siyaseti almamalıdır."
Bahçeli, 31 Mart'ta zaferin Türk milletinin olması, Cumhur İttifakı'nın hanesine yazılması, 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinin teyit edilip yeni yüzyıla Türk milletinin mührünün vurulmasının gerektiğini kaydetti.
Yapamayanların gitmesi, vatan ve millet sevdalılarının gelmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, "Türkiye'nin gelişmesiyle sevinmek, milli gurura ortak olmak, önemle ifade ediyorum ki ne Özgür Bey'i ne de arkadaşlarını MHP'li veya AK Partili yapmaz, yalnızca insan yapar, yalnızca bu milletin evladı yapar, yalnızca adam gibi adam yapar." dedi.
"ÜLKESİ VE MİLLETİYLE BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜNDÜR, DİLİ TÜRKÇEDİR"
Bahçeli, PKK'nın siyasi talep listesinin beş ana noktada temerküz ettiğinin herkesin bildiği bir gerçek olduğunu belirterek, bunları, "Türk milli kimliğinin yeniden tanımlanarak değiştirilmesi, vatandaşlık kavramının üst kimlik olarak benimsenmesi, Kürtçenin kademeli olarak eğitim sistemi içine alınması ve kamu hizmetlerinde kullanılmasının önünün açılması, etnik kimlikle siyaset ve örgütlenme hakkının tanınması, 'yerinden demokratik yönetim' adı altında eyaletler sistemine geçisin altyapısının hazırlanması, teröristlere genel siyasi af çıkartılması, siyasal ve toplumsal hayata katılmalarının sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılması." şeklinde sıraladı.
Bu temel hükmün, devletin kuruluş ilkesinin "çok milletli" bir yapıya dayanmadığını açıkça ortaya koyduğunu, bu yönde bir düzenleme yapılmasına kapıyı nihai olarak kapattığını vurgulayan Bahçeli, "Tek millet–tek devlet esasına dayanan üniter yapıda kurulmuş milli devletlerde, farklı etnik kimliklere hukuki ve siyasi statü tanınarak çok parçalı millet yapısı oluşturulmasına, kişi hak ve özgürlüklerinin etnik temelli kolektif haklara dönüştürülmesine, Türkçe dışındaki dillere ve farklı kültürlere statü kazandırılarak milli azınlık yaratılmasına hak da yoktur, yer de yoktur, imkan da olamayacaktır." dedi.
Resmi ve eğitim dilinin Türkçe olduğu ilkesinin ise anadilden başlayarak iki dilli eğitim sistemine geçilmesine kesin engel olduğunu ifade eden Bahçeli, devletin üniter yapısının, bölgesel otonomi modellerine ve ayrılıkçı emellere izin ve icazet vermeyeceğinin de ortada olduğunu söyledi.
Bahçeli, "Bu somut gerçekler karşısında TBMM'de ısrarla başka dillerin propagandasını yapmaya kalkışan ve Türkçeye rakip çıkarmaya cüret eden, sabırları zorlayan bölücüler, söylem ve eylemleriyle bölünmez bütünlük konusunda Anayasa'nın belirlediği esaslara aykırı hareket ederek suç işlemişlerdir. Bu suça sessiz kalmak, görmezden gelmek zımnen onay vermek demektir. MHP, kimsenin etnik kökeniyle, dili, dini ve mezhebiyle ilgilenmeyen, bunları sorgulamayan, milli kimlikte birleşerek millet olgusuna birlikte can veren vatandaşlarımızı bütün olarak kucaklayan bir anlayışın temsilcisidir." diye konuştu.
Milleti oluşturan temel unsurun kan bağı değil, kültür ve duygularda ortaklık olduğuna işaret eden Bahçeli, Türk milliyetçiliğinin buna dayandığını kaydetti.
Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin, millet bilinciyle devleti kuran Türk milletinin eşit ve onurlu bireyleri olduğunu belirtti.
Milli varlığın temelinin bu milli şuur ve milli birlik ruhu olduğunu ifade eden Bahçeli, "Geriye dönüş demek yok oluşa hizmet etmek demektir." diye konuştu.