PKK - DEM - CHP üçgeninde oynanan İstanbul oyununu YSK bozdu: "Hem devlet suçlanacak hem de seçmen İmamoğlu'na yönlendirilecekti"

Terörün siyasi ayağı DEM Parti, günler öncesinden belli olmasına rağmen İBB adaylık başvurusunu son ana kadar teslim etmedi. Yaşananların perde arkasında Kandil'den "ittifakı sıkı tutun" talimatının geldiği ortaya çıkarken konuyu köşesine taşıyan Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, "Bir grup listeyi bilinçli bir biçimde geciktirmiş ve suçu Yüksek Seçim Kurulu'na atmanın hesabını yapmış. Böylece hem devlet suçlanarak seçmenler aktifleştirilecek hem de seçmen çok daha kolay İmamoğlu'na yönlendirilecekti." ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 22 Şubat 2024, 08:42 Güncelleme 23 Şubat 2024, 09:31
PKK - DEM - CHP üçgeninde oynanan İstanbul oyununu YSK bozdu: Hem devlet suçlanacak hem de seçmen İmamoğlu’na yönlendirilecekti

İÇİNDEKİLER

Yüksek Seçim Kurulunca (YSK), 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ne ilişkin hazırlanan seçim takvimine göre, siyasi partilerin aday listelerini vermesi için gereken süre 20 Şubat saat 17.00 itibarıyla tamamlandı.

DEM Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayları Meral Danış Beştaş ve Murat ÇepniDEM Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayları Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni



Terörün siyasi ayağı DEM Parti, günler öncesinden belli olmasına rağmen İBB adaylık başvurusunu son ana kadar teslim etmedi. Başvurunun son dakikalarında kaza geçirdiklerini iddia eden DEM Partililerin seçim listelerini seçim kuruluna saat 16.55'te getirdiği ortaya çıktı. İl Seçim Kurulu'ndan yapılan açıklamada, "Başvuru 16.55'te alındı, inceleme 17.14'te bitti." denildi.

AKILLARA KANDİL TALİMATI GELDİ

Yaşanan bu gelişmelerin ardından akıllara Kandil'den gelen "ittifakı sıkı tutmaya" talimatı geldi. Geride bıraktığımız günlerde PKK elebaşı Helin Ümit "İstanbul seçimlerine müdahale ediyoruz" çıkışında bulundu. PKK elebaşlarından Mustafa Karasu da CHP ile DEM'e "ittifakı güçlendirin" talimatı verdi.

Terör örgütü PKK elebaşlarından Helin ÜmitTerör örgütü PKK elebaşlarından Helin Ümit

"CHP DİREKT KANDİL'LE ANLAŞTI"

Bu gelişmelere müteakiben DEM'in Başak Demirtaş'ı çekip düşük profilli aday çıkarması, CHP'nin Esenyurt'ta DEM'le ortak isim belirlemesi ve 'kent uzlaşısı' maskeli kirli pazarlıkların devam etmesi "CHP direkt Kandil'le anlaştı" yorumlarını da beraberinde getirdi.

Son olarak yaşanan aday isimlerinin YSK'ya geç teslim edilmesi olayı İstanbul'da yapılacak ittifakı doğruladı.

GEÇ GELDİK DİYEMEDİLER: PLANLAR BOZULDU

Siyaset kulislerinde, DEM Parti'nin Kandil'den gelen talimatla YSK'ya başvuruyu bilerek 17'den sonra yaptığı ancak İl Seçim Kurulu'nun yaptığı açıklama ile terörün siyasi ayağının planlarını bozduğu konuşuluyor. İddialara göre, DEM Partililer gecikti ancak İl Seçim Kurulu 'zamanında geldi' dedi. 'Hayır geciktik' diyemedi. Deseler her şey ortaya çıkardı.

DEM İSTANBUL'DA 22 İLÇEDE ADAY GÖSTERMİYOR

Öte yandan DEM Parti'nin sözde gecikmeden ötürü Bağcılar evrakını da yetiştiremediği ortaya çıktı. CHP yandaşı Sözcü yazarı Saymaz, DEM Parti'nin İstanbul'un 20 ilçesinde aday çıkarmayacağını, Esenyurt'ta ise aday gösterdiğini ancak ilerleyen günlerde bu adayını çekebileceğini ve CHP adaylarını destekleyeceğini köşesine taşıdı. İşte o ilçeler:

Ataşehir, Avcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Beyoğlu, Çatalca, Çekmeköy, Eyüp, Fatih, Kartal, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sarıyer, Silivri, Şile, Şişli, Tuzla, Üsküdar ve Zeytinburnu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel DEM Parti Eş Genel Başkanları ile bir araya gelmişti.

ALİCENGİZ OYUNU

Konuyu köşesine taşıyan Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, "Bir grup listeyi bilinçli bir biçimde geciktirmiş ve suçu Yüksek Seçim Kurulu'na atmanın hesabını yapmış. Böylece hem devlet suçlanarak seçmenler aktifleştirilecek hem de seçmen çok daha kolay İmamoğlu'na yönlendirilecekti. Son dakikada birinin müdahalesiyle mi oyun bozuldu yoksa doğal akışla mı bu noktaya gelindi bilinmiyor ama şu biliniyor: Liste verilmiş olsa da Kandil, yol açtığı kaosla kimi işaret ettiğinin mesajını vermiş oldu. İstanbul siyasetindeki "alicengiz oyunu"na seçmenin ne tepki vereceğini de 31 Mart akşamı göreceğiz." ifadelerini kullandı.

İşte Övür'ün 22 Şubat tarihli yazısı:

Bir parti hem de "stratejik oy kullanmakta" mahir bir parti, aday listelerini son günün son dakikasına bırakır mı? Eğer ortada bir "alicengiz oyunu" yoksa bırakmaz. Ama dün siyasi tarihimizde -tekil birkaç örnek dışında- ilk kez böyle bir oyun oynandı. DEM Parti, İstanbul'da büyükşehir adayının başvurusunu ancak son dakikada yapabildi.

CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu

Belki de yapmak zorunda kaldı. Bu konuya döneceğim ama önce o sürece nasıl gelindiğine ve işin içindeki karanlık noktalara değinelim. Yerel seçim sürecinin en kritik ili hiç kuşkusuz İstanbul'du. Millet İttifakı, mayıs seçimlerinde ağır yenilgi alıp dağılınca İstanbul'u CHP'nin, daha doğrusu Ekrem İmamoğlu'nun kazanması da hayal oldu.

Bu tehlikeyi gören İmamoğlu hemen harekete geçti ve bir önceki seçimi kazanmasını sağlayan partileri veya seçmenlerini yanında tutmanın hesabını yaptı.

İlk hedef de İyi Parti'ydi. İyi Parti, seçmeninin CHP'ye yakınlığı ve İstanbul teşkilatının İmamoğlu'yla kurduğu "duygusal ilişki" nedeniyle kolay lokmaydı. Operasyon düğmesine bizzat İmamoğlu bastı ve İyi Parti'de istifalar birbirini izledi. Meral Akşener'in öfkesi boşuna değil.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel DEM Parti Eş Genel Başkanları ile bir araya gelmişti.

İkinci sırada yine İstanbul'da önemli oy potansiyeline sahip HDP/DEM Parti vardı. Bu konuda görevi CHP Genel Başkanı Özgür Özel üstlendi. İttifak değil ama "işbirliği" için "açık ve şeffaf" bir görüşme trafiği başlattı. DEM Parti yönetimi de pazarlık yapmak ve gündemde kalmak için uyduruk "kent uzlaşısı" yaklaşımıyla bu talebe cevap verdi.

Ancak DEM'in tabanı bu tür bir ittifaka sıcak bakmıyordu. Seçmen kendi adaylarının çıkartılmasını istiyordu. Araya Demirtaşlar girip rol kapmak isteyince, Öcalancılar "üçüncü yol"u öne sürünce ve Kandil baronu Mustafa Karasu, "İttifaklara değer vererek bu mücadeleyi yürütmek gerekiyor" diye talimat verince DEM'in de kafası karıştı.

Ama rotayı yine de İmamoğlu'na açık destek verilmesini isteyen Kandil ve Türk solu çizdi. Onlara göre DEM, gerilimi büyükşehirlere taşıyarak etkili olabilirdi.

CHP de buna itiraz edecek durumda değildi. Çünkü benzer bir tablo orada da vardı: İnisiyatif alamayan Özel, CHP'yi kendi geleceği için dizayn eden İmamoğlu ve ekibi tasfiye edilen Kılıçdaroğlu. Buna bir de CHP'nin, PKK'yla ilişkili DEM'le ittifak yapmasının ağır siyasi yükünü ekleyin.
Bu yüzden ne CHP ne de DEM açık ve şeffaf siyaset izleyemeyip karnından konuşuyor ve DEM listesini son dakikaya bırakıyor. Çünkü son dakikaya kadar DEM içinde bir taraf İstanbul'da aday gösterilmesini isterken diğer taraf istemiyordu.

Şu açıklamalar bile arka plandaki tuhaflığı göstermeye yetiyor.

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli



DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli: "Aday listesinde kaza oldu, İstanbul aday başvurusunu saat 16.55'te yaptık."

İstanbul Milletvekili Cemal Fırat: "Listelerde eksik vardı, saat 17.01'de teslim ettik."

Tek şüphe çeken bunlar değildi. Siyaset kulislerinde DEM içinde daha ince bir oyun planından söz ediliyordu. Denilenlere göre, bir grup listeyi bilinçli bir biçimde geciktirmiş ve suçu Yüksek Seçim Kurulu'na atmanın hesabını yapmış. Böylece hem devlet suçlanarak seçmenler aktifleştirilecek hem de seçmen çok daha kolay İmamoğlu'na yönlendirilecekti. Son dakikada birinin müdahalesiyle mi oyun bozuldu yoksa doğal akışla mı bu noktaya gelindi bilinmiyor ama şu biliniyor: Liste verilmiş olsa da Kandil, yol açtığı kaosla kimi işaret ettiğinin mesajını vermiş oldu. İstanbul siyasetindeki "alicengiz oyunu"na seçmenin ne tepki vereceğini de 31 Mart akşamı göreceğiz.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN