Türkiye'de yaşlı nüfus oranı ilk kez yüzde 10'u geçti! Başkan Erdoğan 3 çocuk demişti Atatürk'ün "en az 6 çocuk" dediği ortaya çıktı

TÜİK'in açıkladığı 2023 nüfus istatistiklerine göre, Türkiye'de yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı yüzde 10,2'ye çıktı. Böylece, yaşlı nüfus oranı Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi gördü. Yaşlı nüfusun ilk kez çift haneyi görmesinin ardından akıllara Başkan Erdoğan'ın yıllardır tavsiye ettiği "En az 3 çocuk yapın" sözü geldi. 1927'de nüfusumuz 13 milyon 300 bindi. Cumhuriyetin ilk yıllarında da tıpkı Başkan Recep Tayyip Erdoğan gibi Mustafa Kemal Atatürk de nüfusu artıracak teşviklerde bulunmuş ve ailelere "En az 6 çocuk" demişti.

Giriş Tarihi 11 Şubat 2024, 11:54 Güncelleme 11 Şubat 2024, 12:07
Türkiye’de yaşlı nüfus oranı ilk kez yüzde 10’u geçti! Başkan Erdoğan 3 çocuk demişti Atatürk’ün en az 6 çocuk dediği ortaya çıktı

İÇİNDEKİLER

Türkiye'de Cumhuriyet tarihinde ilk sayımın gerçekleştirildiği 1927 yılında 13 milyon 648 bin olan nüfus, Cumhuriyet'in 100. yılı 2023'te 85 milyon 372 bini aştı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlenen bilgiye göre, ülkenin nüfusu ilk sayımın yapıldığı 1927'den bu yana yaklaşık 6 kat artış gösterdi.

Türkiye'nin yaşlı nüfus oranı ilk kez çift hanede

Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti döneminde ilk sayımın yapıldığı 1927 yılında 13 milyon 648 bin 270 olan nüfus, Cumhuriyet'in 100'üncü yılının kutlandığı geçen yıl 85 milyon 372 bin 377 kişiye çıktı.

1927'de 63 il ve 328 ilçesi bulunan Türkiye'de, 2023'te 81 il ve 973 ilçeye ilişkin nüfus verileri derlenmiş oldu.

Nüfus yoğunluğu olarak tanımlanan "bir kilometrekareye düşen kişi sayısı" 1927 yılında 18 iken bu sayı 93 kişi yükselerek Cumhuriyet'in 100. yılında 111 oldu.

TÜRKİYE'NİN 1950'DEKİ NÜFUS YOĞUNLUĞU 27

Türkiye'de nüfus sayımları 1935 ile 1990 yılları arasında düzenli olarak sonu 0 ve 5 ile biten yıllarda uygulandı. Bu kapsamda düzenli nüfus sayımının başladığı 1935'te ülke nüfusu 16 milyon 158 bin 18 kişi olarak kaydedilirken il sayısı 57, ilçe sayısı 356 olarak kayıtlara geçti. Söz konusu yılda ülkenin nüfus yoğunluğu 21'e çıktı.

Demokrat Parti'nin iş başına geldiği 1950 yılında nüfus 20 milyon 947 bin 188 kişiye ulaştı. Bu tarihte 63 il ve 422 ilçesi bulunan Türkiye'nin nüfus yoğunluğu 27 olarak kayıtlara geçti.

"MİLENYUM YILI"NDA ÜLKE NÜFUSU 68 MİLYONA YAKLAŞTI

Geçmiş sayımlarda olduğu gibi 2000 yılının nüfus sayımı da "bir gün sokağa çıkma yasağı" uygulanarak gerçekleştirildi. "Milenyum yılı" olarak kabul edilen söz konusu yılda ülke nüfusu 67 milyon 803 bin 927'ye ulaştı. O yıl, il sayısı 81, ilçe sayısı 850'ydi. Türkiye'nin nüfusu bu yüzyılda yaklaşık 18 milyon artmış oldu.

TÜRKİYE NÜFUSU 2007 YILINDA 70,6 MİLYONDU

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) ise "Nüfus Hizmetleri Kanunu" çerçevesinde kuruldu. Bu kapsamda öncelikle ülke genelindeki tüm adres bilgilerinin kaydedildiği "Ulusal Adres Veri Tabanı (UAVT)" oluşturuldu.

Daha sonra, Türkiye'de ikamet eden ülke vatandaşlarının adresleri, Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) veri tabanındaki kimlik numarası, yabancı uyruklu kişilerin adresleri ise pasaport numarası ile eşleştirildi.

Söz konusu sistemin hayata geçirildiği 2007 yılında ülke nüfusu 70 milyon 586 bin 256 kişi, nüfus yoğunluğu 92 olarak hesaplandı.

YILLIK NÜFUS ARTIŞ HIZI GERİLEDİ

Cinsiyete göre nüfusa bakıldığında, erkek nüfusu 1927'de 6,6 milyon, 1935'te 7,9 milyon, 1950'de 10,6 milyon, 2000'de 34,3 milyon, 2007'de 35,4 milyon oldu. Kadın nüfus ise söz konusu yıllarda sırasıyla 7,1 milyon, 8,2 milyon, 10,4 milyon, 33,4 milyon, 35,2 milyon olarak kaydedildi.

Geçen yıl ise erkek nüfusun 42 milyon 734 bin 71, kadın nüfusun 42 milyon 638 bin 306 kişi olduğu görüldü.

Yıllık nüfus artış hızı 1935'te binde 21,1, 1950'de binde 21,7 olurken bu oran 2000 yılında binde 18,3'e geriledi. Söz konusu oran geçen yıl binde 1,1 olarak kaydedildi.



YAŞLI NÜFUS İLK KEZ ÇİFT HANEYİ GÖRDÜ

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 2023'te yüzde 10,2'ye çıkarak Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi gördü. Yaşlı nüfusun ilk kez çift haneyi görmesinin ardından akıllara Başkan Erdoğan'ın yıllardır tavsiye ettiği "En az 3 çocuk yapın" sözü geldi.

ATATÜRK EN AZ 6 ÇOCUK DEMİŞTİ

1927'de nüfusumuz 13 milyon 300 bindi. Cumhuriyetin ilk yıllarında da tıpkı Başkan Recep Tayyip Erdoğan gibi Mustafa Kemal Atatürk de nüfusu artıracak teşviklerde bulunmuş ve ailelere "En az 6 çocuk" demişti.

Tarihin gizli yapraklarında kalan bu bilgiden bihaber olan bazı kesimler Erdoğan'ın "3 çocuk" talebine itiraz etmiş, hatta küçümsemişlerdi. Yokluğun kol gezdiği, büyük bir savaştan yeni çıkmış ülkemizde Atatürk'ün 6 çocuk istemesi boşuna değildi elbette. Atatürk o dönemlerde şöyle diyordu: "Vatanın mesnedi evlatlarıdır. Nüfusumuzun kesreti istikbalin en büyük mübeşşiridir. Bu sebeple çok çocuklu aileler vatani görevini yapan muhterem vatandaşlardır."




Marmara Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü'nde görev yapan Prof. Dr. Cemalettin Şahin, cumhuriyetin ilk yıllarında uygulanan nüfus politikalarıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Sabah'ta yer alan habere göre, Türkiye'nin 1927'de 13 milyon nüfuslu ve kilometre kareye 18 kişinin düştüğü bir ülke olduğunu belirten Şahin, "Cumhuriyet'in ilanından sonra yeni kurulan Türk devleti nüfus meselesine büyük önem verdi. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkede nüfusun artması yönünde genel bir kanaat hakimdi. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilan edilmesinin ardından kurulan yeni devlet kapsamlı bir nüfus politikası izledi. Nüfusun artması arzu edilmiş olmakla birlikte doğrudan bu konuyla ilgili nüfus planlaması vb isimle bir kanun çıkarılmış değildi. Ancak nüfus artışına etki edebilecek bazı kanuni düzenlemeler ve kamuoyu oluşturmaya yönelik çeşit faaliyetlerle bu sağlanmaya çalışılmıştır. Çünkü geniş topraklara sahip olan Türkiye'de 13.6 milyonluk nüfus, zamanın yöneticileri tarafından dönemin şartları içinde tehlikeli denebilecek kadar az bulunuyordu. Doğal olarak bu durumda nüfusu attırmak için çeşitli politikalar geliştirilmeye başlandı. İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul Darülfünun heyetini 11 Şubat 1924 günü İzmir'de kabulü ve nüfus meselesi üzerindeki görüşlerini şöyle aktarmaktaydı: '...Cesaret ettim, nüfus siyasetimiz bahsini açtım. Gazi'nin bu bahse ne derece büyük ehemmiyet verdiğini gözlerinin keskin pırıltısından anlıyordum. O gece, yüz milyonluk Türkiye! Sözünü birkaç defa duymuştum.' Nüfus artışı devletin temel gayelerinden biriydi. Bu amaç, Cumhuriyet'in onuncu yılı için bestelenen, Onuncu Yıl Marşı'nda dile getiriliyor 'On yılda on beş milyon genç, yarattık her yaştan' deniyordu. Nüfus, sadece savaştan çıkan Türkiye'nin sorunu değildi. Geleceği kurma meselesi için önemliydi." dedi. Şahin, devletin Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki nüfus politikasıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

ÇOCUK DÜŞÜRMEK YASAKLANMIŞTI!

"Türk Ceza Kanunu'nda (1926); çocuk düşürme veya düşürtme eyleminin yasaklanması, Köy Kanunu (1924), Belediyeler Kanunu (1930) ... Bu kanunlar temelde halk sağlığının korunması ve genel ölüm oranlarını düşürmeye yönelik yasal önlemler olup, devletçe alınmış nüfus artırıcı tedbirlerdir. Bu konudaki en önemli kanuni düzenleme Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (1930)'dur. Bu kanunla; doğum, sağlık, ana ve çocuk sağlığı, doğum yapan kadınların çalışma şartları, emzirme izni, sütannelik, çocuk ölümlerinin azaltılması. Aşı mecburiyeti gibi çeşitli düzenlemeler yapıldı."

GÜRBÜZ ÇOCUK YARIŞMALARI DÜZENLENDİ

"Bu dönemde çıkan gazete ve dergilerde nüfusun artmasına yönelik halka telkinlerde bulunulduğu, Gürbüz Türk Çocuğu Dergisi ve Ankara halkevinin yayın organı olan Ülkü dergisinin bu konuda yayın yaptığı görülür. Gürbüz Türk Çocuğu Dergisi 1926-1928 arasında 27 sayı Osmanlı Türkçesiyle, Kasım 1928 tarihinden sonra yeni Türk alfabesiyle yayın hayatına devam etti. Himaye-i Etfal Cemiyeti yayınıdır. Dergi 1935 yılında basılan 108. sayısına kadar bu isimle basıldı. Daha sonra 'Çocuk' ismini aldı.

Atatürk döneminde nüfusun arttırılması amacıyla, halkın bilinç düzeyini yükseltecek ve aileleri çok çocuklu olmaya teşvik edecek çeşitli faaliyetler tertip edildi. Bunlardan biri de Türkiye Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) himayesinde düzenlenen Gürbüz Çocuk Müsabakaları'dır. 1926'da Gürbüz Türk Çocuğu Dergisi 2. sayısında Gürbüz Çocuk Müsabakası ilanıyla gündeme gelmişti. Bu yarışmaya katılıp Gürbüz Türk Çocuğu Dergisi'nde yayınlanan gürbüz çocuk örnekleri, Türkiye'nin nüfus sorununu çözmek; ekonomik, sıhhi, kültürel ve sosyal yetersizliklerden dolayı bebek ve çocuk ölümleriyle mücadelede toplumsal bilinci oluşturmaya katkıda bulundu."

6 VE ÜZERİ ÇOCUĞA NAKDİ MÜKÂFAT

"Umumî Hıfzıssıhha Kanunu'nun nüfus artışını teşvik eden en dikkat çekici maddesi 156. maddesidir: Hayatta 6 veya 6'dan fazla çocuğu olan kadınlara devletçe nakdi mükâfat verilmesi. Arzu edenlere madalya da verilebilecekti. Kendi isteği ve hareketi ile çocuk düşüren ya da başkasına düşürten, aracı olanlar cezalandırılır. Belli sürelerle görev yapmış olan memurların çocuklarından ilkine yarı, diğer çocuklar ise ücretin üçte biri alınarak yatılı okullara kabul edilecekti. On yıl hizmet etmiş ¥bir memurun ise 1 çocuğunun parasız, diğer çocuklarının yarı ücretle yatılı okullara kabul edileceği kararlaştırılarak memurların çocuk sahibi olmaları teşvik edildi.

İTALYAN AİLELER ÖRNEK VERİLDİ

"Cumhuriyet gazetesi o dönemde, çok çocuklu ailelerin resimlerini neşretti. Gazete bu yoldaki mesaisini bütün memlekete teşmil etmek ve bu neşriyatı neticesinde ortaya yeni meseleler atmak niyetindedir. Cumhuriyetin bir aileye çok çocuklu denilmek için altı veya daha ziyade çocuk esasıdır. 4 Şubat 1928 tarihli bir haberde '10-12 çocuklu ailelerin memleketi' başlığı altında kalabalık bir İtalyan ailesinin fotoğrafı yayınlanıp, İtalyanların nüfus artışı konusundaki hassasiyetlerine değinildi. Gazetede, bu manzaraya gıpta etmemenin mümkün olmadığı, her Türk annesinin böyle düşündüğü anda, Türkiye'nin yarınlarında aynı saadetin yaşanabileceği vurgulandı."

BEKARLIK VERGİSİ TEKLİF EDİLDİ

"23 Eylül 1336 (1920) kanun teklifi esas olarak 25 yaşını doldurup henüz teehhül etmemiş olan (evlenmemiş) veyahut her ne suretle olursa olsun eşinden boşanarak bekâr kalan erkeklerden vergi alınmasını öngörüyordu. Teklif yasalaşmadı. Ancak bekârlık vergisi konusu Türkiye'nin hem askerî hem de ekonomik açıdan zorluklarla karşılaştığı her dönemde sürekli gündeme gelmeye devam etti. Nitekim 1929 Dünya iktisadi buhranında dönemin hükûmeti hazineye gelir getirebilecek birçok vergi kalemini uygulamaya koydu. Yozgat Milletvekili Süleyman Sırrı Bey 18 Mart 1929'da Meclise 'Bekârlık vergisi alınması hakkında kanun teklifi' sundu. Ancak Süleyman Sırrı Bey'in teklifi reddedildi."

EVLENME YAŞI AŞAĞI ÇEKİLDİ

"Bir taraftan doğan çocukları yaşatabilmek için önlemler alırken diğer taraftan da nüfusu arttırabilme politikalarına uygun olarak, 15 Haziran 1938'de Türk Medeni Kanunu'nun 88. Maddesinde değişiklik yaparak, daha önce 18 olan evlenme yaşını erkekler için 17'ye, kızlar için de 15'e indirdi."

ÇOK ÇOCUKLU AİLELER YOL VERGİSİNDEN MUAF TUTULDU

"23 Şubat 1926.; Kanuna göre 18-60 yaş arası erkekler yol vergisine tabi tutulmuş, sakatlığı belirlenen fakirler, öğrenciler, askerler ve altı çocuk sahibi olan kişiler bu vergiden muaf tutulmuştur. Verginin muafiyet alanının genişletilmesi ve altı çocuk sahibi olanların vergiden muaf tutulması dikkate değerdir. Savaştan çıkan ülkemizin o yıllarda yol vergisi aracılığı ile nüfusunu arttırmaya çalışması da dikkate değer önemli bir gelişmedir. Yol mükellefi yeti, yılda 6-12 gün olarak ortalama işgücüne sahip bir kişinin yapabileceği iş şeklinde belirlenmiştir (Madde 2). Yol vergisi nakdi olarak da ödenebilecektir."

"Mükellefiyetlerini nakdi olarak ödemek isteyenler, il genel meclislerince her yıl, o yerin ortalama amele yevmiyesi miktarından az olmamak üzere belirlenecek bedeli, belirlenen aylarda iki taksitte ödemek zorundadırlar. Verginin muafiyet alanının genişletilmesi ve altı çocuğu olanların vergiden muaf tutulması oldukça dikkat çekicidir. Savaştan yeni çıkan Türkiye yol vergisi aracılığıyla nüfusunu artırmaya çalışmıştır. Zamanla altı çocuk uygulaması ekonomik güçlüklerle karşı karşıya olan kırsal kesim için vergiden tek kurtuluş yolu haline geldiğinden bundan sonra Anadolu'da altı çocuklu ailelerin sayısı hızla artmıştır."

İşte Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi gören oranın geçmişten bugüne değişimi:

1935-1955
1935 - Yüzde 3,9
1940 - Yüzde 3,5
1945 - Yüzde 3,3
1950 - Yüzde 3,3
1955 - Yüzde 3,4

1960-1980
1960 - Yüzde 3,5
1965 - Yüzde 4
1970 - Yüzde 4,4
1975 - Yüzde 4,6
1980 - Yüzde 4,7

1985-2007
1985 - Yüzde 4,2
1990 - Yüzde 4,3
2000 - Yüzde 5,7
2007 - Yüzde 7,1

2008-2012
2008 - Yüzde 6,8
2009 - Yüzde 7
2010 - Yüzde 7,2
2011 - Yüzde 7,3
2012 - Yüzde 7,5

2013-2017
2013 - Yüzde 7,7
2014 - Yüzde 8
2015 - Yüzde 8,2
2016 - Yüzde 8,3
2017 - Yüzde 8,5

2018-2022
2018 - Yüzde 8,8
2019 - Yüzde 9,1
2020 - Yüzde 9,5
2021 - Yüzde 9,7
2022 - Yüzde 9,9
2023 - 10,2

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN