Santa Maria Kilisesi saldırısında yeni detay! Şüphelilerden biri Atatürk Havalimanı'na bombalı saldırı düzenleyenlerle bağlantılı çıktı

Son dakika haberleri... İstanbul Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’ni kana bulayan saldırıyla ilgili 25 kişi tutuklandı. 2 teröriste yardım ve yataklık yaptıkları ve örgütün aynı hücresinde yer aldıkları iddia edilen kişilerin Başakşehir’in “getto” olarak nitelendirilen mahallesi Güvencintepe’de gözaltına alınması dikkat çekti. Öte yandan şüphelilerden birinin 28 Haziran 2016'da Atatürk Havalimanı'na bombalı saldırı düzenleyenlerle bağlantılı olduğu ortaya çıktı.

Giriş Tarihi 02 Şubat 2024, 09:14 Güncelleme 02 Şubat 2024, 17:04
Santa Maria Kilisesi saldırısında yeni detay! Şüphelilerden biri Atatürk Havalimanı’na bombalı saldırı düzenleyenlerle bağlantılı çıktı

İÇİNDEKİLER

İstanbul'un Sarıyer ilçesinde bulunan Santa Maria İtalyan Kilisesi'nde, Pazar ayini sırasında kar maskeli ve silahlı 2 saldırganın ateş açması sonucu 52 yaşındaki Tuncer Cihan ağır yaralanmış, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.

OTOMOBİL ÜZERİNDEN ÇÖZÜLDÜ
Olayın gerçekleşmesiyle birlikte İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, Terör, İstihbarat, Asayiş ve Narkotik Şube dahil tüm birimleri harekete geçirerek, saldırının gerçekleştirildiği bölge ablukaya alındı, kamera kayıtları üzerinden çalışmaya başlandı.

Daha önce Emniyet'te eşkal ya da kimlikleri dahil haklarında hiçbir kayıt olmayan teröristleri ele veren ise 2022 yılında Türkiye'ye giriş yapan Polonya plakalı otomobil oldu. Emniyet ekipleri araç bilgilerini çıkardı. Aracı Türkiye'ye sokan kişiye ulaşıldıktan sonra, otomobilin kayıt dışı olarak birçok kez el değiştirdiği tespit edildi. Hatta aracın bir ara internetten de satışa konulduğu belirlendi. Otomobili devralan her isim tek tek tespit edildi. Alınan ifadelerin ardından, sonunda otomobilin son satıcısı üzerinden iki teröristin kimliklerine ulaşıldı. Adreslerinde bulunamayan bu kişilerle irtibatlı olan isimler tek tek tarandı ve sonunda ikametlerinden farklı bir adreste saklanan teröristler yapılan operasyonla 10 saatin sonunda gözaltına alındı.

2 SALDIRGAN VE ONLARLA İLİŞKİLİ 51 ŞÜPHELİ YAKALANDI
Kanlı saldırının ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı İstihbarat Şube Müdürlüğü ile TEM ekipleri tarafından yapılan operasyonlarda, saldırıyı gerçekleştiren Tacikistan uyruklu A.K. ve Rusya uyruklu D.T. isimli 2 şüphelinin de aralarında olduğu 51 şüpheli yakalanmıştı.

34 zanlı tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi

Saldırıyla ilgili savcılık işlemleri biten 34 şüpheli tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.

25 KİŞİ TUTUKLANDI
Mahkemeye sevk edilen şüphelilerden 25'i tutuklanarak cezaevine gönderildi. 9 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

ŞÜPHELİLERDEN BİRİ ATATÜRK HAVALİMANI SALDIRISIYLA BAĞLANTILI ÇIKTI
Sevk yazısında, Başakşehir Güvercintepe Mahallesi'ndeki bir adreste, saldırıyı gerçekleştiren zanlılardan David Tanduev ile bağlantılı oldukları değerlendirilen Edelkhan Inazhaev ve eşi Zharaidat Esmurzieva'nın yakalandığı, yapılan aramada 1 adet kurusıkıdan bozma silah ve boş vaziyette şarjörle ele geçirildiği belirtildi.

Edelkhan Inazhaev'in dijital materyallerinde, saldırıda kullanılan EL738FX yabancı plakalı araca ait görsellerin olduğu bilgisine yer verilen yazıda, bu şüphelinin, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda 28 Haziran 2016'da gerçekleşen bombalı ve silahlı saldırı eylemiyle bağlantılı oldukları değerlendirilen şahısların ikamet ettiği Başakşehir Kayabaşı Mahallesi'ndeki adrese yönelik 1 Temmuz 2016 tarihli operasyonda yakalanarak tutuklandığı aktarıldı.

Şüpheli Inazhaev hakkında ayrıca, yasa dışı yollarla Suriye'ye geçme arayışında olan DEAŞ terör örgütü mensubu Çeçen asıllı "İlyas" kod adlı şahıs olduğuna ilişkin bilgiler de bulunduğu kaydedilen yazıda, Inazhaev'in eşi Zharaıdat Esmurzieva'nın hakkında ise "DEAŞ terör örgütüne katılarak canlı bomba eylemi yapmak üzere gönüllü olduğu" şeklinde bilgiler bulunduğu ve "Abu Kasas Al Taciki" kod adlı Behruz Bobokalonov isimli şahsın eski eşi olduğu yönünde tespitler yapıldığı ifade edildi.

ATATÜRK HAVALİMANI SALDIRISI - 28 HAZİRAN 2016

ATATÜRK HAVALİMANI'NI KANA BULAYAN SALDIRI
Atatürk Havalimanı, Yeni İstanbul Havalimanı açılmadan önce kentin ve Türkiye'nin en önemli ulaşım terminallerinden biriydi. Tarih 28 Haziran 2016'yı gösterdiğinde, en yoğun günlerinden birini yaşayan Atatürk Havalimanı, ticari taksiyle gelen ve dış hatlar terminaline geçen 3 saldırganın, bombalı saldırıyla yaşattığı dehşete tanık oldu.

ATATÜRK HAVALİMANI SALDIRISI - 28 HAZİRAN 2016

Yaz mevsimi olmasına rağmen saat 21.00 civarında saldırganlardan birisinin uzun mont giyip şapka takması, terminalde görevli bir polis memurunun dikkatini çekti. Kontrol amacıyla durdurulan yabancı uyruklu saldırganlardan Rakhım Bulgarov, yanında getirdiği silahla polise ateş açarak karşılık verdi ve üzerine bağladığı bombayı patlattı.

ATATÜRK HAVALİMANI SALDIRISI - 28 HAZİRAN 2016

Aynı dakikalarda dış hatlar gidiş kapısından giren Vadım Osmanov ile kimliği tespit edilemeyen diğer saldırgan ise iki ayrı noktaya ayrıldı. Kimliği tespit edilemeyen saldırgan, uzun namlulu silahlarla güvenlik noktasına ateş açtı ve güvenlik görevlileri tarafından vurulduktan sonra üzerindeki bombayı patlattı. Yürüyen merdivenleri kullanarak yolcu karşılama salonuna yönelen Osmanov ise üzerindeki bombayı, o noktada patlattı.

ATATÜRK HAVALİMANI SALDIRISI - 28 HAZİRAN 2016

Atatürk Havalimanı'ndaki kalabalık, o güne kadar görülmemiş üçlü bombalı saldırı dehşetiyle sarsıldı. Bombaların patlamasıyla birlikte çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiği ve çok sayıda kişinin de yaralandığı, olayın hemen ardından yapılan incelemelerde anlaşıldı. Kalabalıklar korkuyla kaçışırken, patlattıkları bombalarla ölen saldırganların cesetleri de öldürdükleri kurbanların cesetlerine karıştı.

ATATÜRK HAVALİMANI SALDIRISI - 28 HAZİRAN 2016

DETAYLAR SEVK YAZISINDA ORTAYA ÇIKTI
Öte yandan saldırıya ilişkin yeni detaylar gelmeye devam ediyor.

Olaya ilişkin detaylara Savcılığın sevk yazısında ulaşıldı. Sevk yazısında, olay günü Santa Maria Kilisesi (Meryem Ana Doğuş Kilisesi) adlı ibadethanede rahiple birlikte yaklaşık 31 kişinin 'Pazar Ayini' yaptıkları, olay öncesi, olay yerinden keşif yaptıkları ve DEAŞ silahlı terör örgütü üyesi oldukları belirlenen şüpheliler Amirjon K. ve David T.'nin otomobille olay yerine geldikleri anlatıldı.

TABANCANIN ARA ARA TUTUKLULUK YAPTIĞI AKTARILDI
Şüphelilerin otomobili yakın bir bölgeye bıraktıktan sonra tanınmamak için yüzleri maskeli şekilde ve tabancalarla kilise kapısına geldiklerinin belirtildiği sevk yazısında, bu sırada Tuncer Cihan'ın kiliseden içeriye girdiği, kiliseye önden giren şüpheli David T.'nin tabancasının kabzası ile Cihan'ın kafasına vurduğu sonra kilisede bulunanlara hedef gözetmeksizin ateş etmeye başladığı aktarıldı.

Daha sonra şüpheli David T.'nin Cihan'ın kafasına ateş ederek olay yerinde öldürdüğü, kilisede bulunanlara yönelik ateş etmeye devam etmek istediği ancak tabancanın ara ara tutukluluk yaptığı kaydedildi.

KİLİSEDE YÜKSEK SESLE BİR ŞEYLER SÖYLEMİŞ ANCAK ANLAŞILAMAMIŞ
Sevk yazısında, şüpheli David T.'nin kilise içerisinde yüksek sesle bir şeyler söylediği ancak kamera kayıtlarının sesli kayıt yapmaması ve kilisedekilerin de şüphelinin konuştuğu dili anlamaması nedeniyle ne söylediğinin tespit edilemediği de belirtildi. Diğer şüpheli Amirjon K.'nni de kilisede ayinde bulunanlara yönelik hedef gözetmeksizin ateş ettiğinin ve tabancasının ara ara tutukluluk yaptığının belirtildiği sevk yazısında, Cihan dışında ölen ya da yaralanan olmadığı, şüphelilerin ise kiliseden çıkarak olay yerine geldikleri otomobille olay yerinden kaçtıkları kaydedildi.

Şüphelilere araç temin eden; saklanma ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşılayan ve olay öncesinde 2 şüpheli ile bağlantılı oldukları tespit edilen kişilere yönelik operasyon yapıldığının aktarıldığı sevk yazısında, olay sonrası ormanlık alanda tabancaya ait kabza, sürgü, şarjör, şarjör kabağı ile kamufle amaçlı giydikleri maske, mont gibi kıyafetlerin ele geçirildiği kaydedildi.

KAYSERİ'DE ÖRGÜTSEL TOPLANTI YAPTIKLARI BELİRLENDİ
Güvenlik ve istihbarat birimleri, hücrenin Kayseri ilinde 5 Ocak'ta içeriği tam olarak tespit edilemeyen, ancak örgütsel olduğu değerlendirilen söz konusu illegal faaliyetin arkasını araştırırken, zanlıların izine 7 Ocak'ta aynı şehirde bir kez daha rastlandı.

Buna göre saldırıyı gerçekleştiren şebekenin kilit isimlerinden David T., Amırjon K. ve birlikte hareket ettikleri değerlendirilen Abdulaziz A., Rasul A., İslam M., Omadbek K.D. ile Temurbek M.U.E., eylemden günler önce 5 Ocak tarihinde buluşarak 34 LP ve 34 FOU plakalı 2 araçla İstanbul'dan yola çıktı.

Şifreleri yavaş yavaş çözüme kavuşan hücrenin, Kayseri'ye geçtikleri anlaşılan hücre üyelerini, orada karşılayan "Abdullah" kod adlı Amenullah H., Kayseri'nin Kocasinan ilçesi Yenidoğan Mahallesi'ndeki bir adreste götürdü. Söz konusu adreste örgütsel toplantı gerçekleştirdikleri saptanan şüpheliler, bu kez 7 Ocak tarihinde 05.36 ve 17.18 saatleri arasında Kayseri Melikgazi'de güvenlik güçleri tarafından bilinen bir otelde buluştukları kaydedildi.

Otelde Amırjon K. ile beraberindeki Rasul A., Davıd T., Omadbek D. ve Temurbek E. adlı hücre üyeleri 205 numaralı odada, Omadbek D. ve Temurbek E.'nin ise otelin 305 numaralı odasını bir araya geldikleri tespit edildi.

EYLEMDEN SONRA SAKALLARINI KESTİĞİ BELİRTİLDİ
2 şüphelinin kullandıkları aracı belirlenemeyen bir noktada olay sonrası terk ettiklerinin aktarıldığı yazıda, ayrıca şüphelilerden ele geçirilenler arasında tıraş makinesi ile yeni kesilmiş uzun sakalların bulunduğu, şüpheli David T.'nin ise eylemden sonra uzun sakallı olduğu ancak yakalandığı sırada sakalları kesilmiş halde olduğu kaydedildi. Şüpheli David T.'nin , sakalını yakalanmamak için kestiği de kaydedildi.

ASIL HEDEFLERİ NEYDİ?
Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, yaşananlar incelendiğinde saldırının bir 'Yalnız Kurt' eylemi olduğunu söyleyerek asıl hedefleri hakkında şunları yazdı:

Olayla ilgili kafaları karıştıran bir başka soru, ayine katılan Polonya Konsolosu'nun takip edilerek özel olarak onun hedef seçilip seçilmediği idi. DEAŞ'lı teröristler Polonya Konsolosu'nun takip edilmediği hatta orada olduğunu da bilmediklerini söylediler.

Amaçlarının DEAŞ liderinin talimatı doğrultusunda kiliseyi hedef almak olduğunu anlatan teröristlerin ellerindeki silahı ayine katılanlara değil de kilise duvarlarına doğrultmasının cevabı ise, teröristlerin diğer büyük DEAŞ saldırılarında olduğu gibi Suriye ve Irak'ta çatışma alanlarında bulunmamış olması şeklinde veriliyor.

MERKEZE UZAK YAŞAM

Öte yandan 2 teröristin, yardım yataklık yaptıkları ve örgütün aynı hücresi içerisinde yer aldıkları iddiasıyla gözaltına alınan 25 Tacik ile yine kaçak ve oturum izni olmayan 23 Tacik'in tamamına yakını Başakşehir'in "getto" olarak nitelendirilen mahallesi Güvercintepe'de gözaltına alındı. İşte bu mahallenin hikâyesi...

İstanbul'un kenar yerleşim birimlerinden biri olan önce Küçükçekmece sonra da ilçe olan Başakşehir'e bağlanan Güvercintepe, ilçe ve karakol merkezlerine uzak olması nedeniyle geçmişte de şiddet ve asayiş olaylarıyla gündeme gelen bir yerdi.

Bir dönem komşu mahallesi Bayramtepe ile bölücü örgüte yataklık yapan Güvercintepe'nin resmi nüfusu 80 bin iken bu sayı göçmenlerle 90 bine kadar çıktı. Anadolu'da büyük 2 ilçeye eş nüfuslu mahallede yaklaşık 10 bin göçmen yaşıyor. Afgan, Özbek, Suriye'den gelenlerin çoğunluk olduğu Güvercintepe Mahallesi'nde son 5 yılda Tacik nüfusu da artmaya başladı. İstanbul genelinde düzenlenen DAEŞ operasyonlarında da sık sık gündeme gelen Güvercintepe içinde de "bölgeleşme" mevcut. İstihbarat raporlarına göre "Tacik bölgesi"nde DAEŞ'lilerin hücre yöntemiyle polis baskın ve kontrollerinden korunduğu, mahallenin "eski mahalle" adı verilen diğer bölümüne ise bölücü örgüt mensuplarının hakim olduğu ifade ediliyor.

KOLAY KAMUFLE
Mahalleye yapılan operasyonlar, alınan önlemlere rağmen gettolaşan bu bölgede yaşayanlar, aynı kimlikten geldikleri kişilerden alışveriş ve ticaret yapıyor, neredeyse kendi mahallesi dışında başka bir yere gitmeye ihtiyaç duymuyor. Bu da mahallede kaçak yaşayanların tespit ve takibini zorlaştırıyor. Bu durum da terör örgütlerinin kendilerini kamufle etmelerine ortam sunuyor. Uzmanlar, İçişleri Bakanlığı'nın 2022'de uygulamaya koyduğu, İstanbul olmak üzere Türkiye'de göç alan 16 ili kapsayan seyreltme projesinin düzenli şekilde uygulanmasının bu soruna çözüm olacağı görüşünde.

TERÖRİSTLER HÜCRELERDEN
Milliyet'te yer alan habere göre, DAEŞ, Türkiye'ye son 10 yılda başta Zeytinburnu Yeşiltepe ve Sümer, Nuripaşa ile Fatih Molla Gürani, Molla Hüsrev ve Atikali gibi merkez mahalleri olmak üzere, Başakşehir Güvercintepe, Pendik Şifa, Kağıthane, Sancaktepe ve Tuzla'da oluşturulan bu tür gettolar içinde kamufle olan hücrelerle Türkiye'nin en büyük terör saldırılarını düzenledi. İşte onlardan bazıları...

* DAEŞ, Sarıyer'deki son saldırıyı Güvercintepe'de oluşan getto içinde saklanmayı başaran Tacik hücresine yaptırdı.

* DAEŞ'ın 2017'de yılbaşı gecesi 39 kişinin ölümüne 70 kişinin yaralanmasına neden olan Reina baskınını da Zeytinburnu'ndaki Nuripaşa ve Sümer mahallerinde saklanan Özbeklere yaptırmıştı.

* DAEŞ, 27 Ocak 2016'de Sultanahmet Meydanı'nda 11 kişinin ölümüne 16 kişinin de yaralanmasına neden bombalı intihar saldırısını da Fatih'teki gettolarda saklanmayı başaran Suriye hücresine yaptırmıştı.

* 28 Haziran 2016'da 45 kişinin hayatını kaybedip 163 kişinin de yaralandığı Atatürk Havalimanı baskınını ise yine Fatih Cami ve Horhor Mahallesi etrafında kendi içlerinde kapalı bir hayat süren Türkiye selefilerine yaptırdığı kayıtlara geçmişti.

PKK-YPG DE AYNI YÖNTEMİ KULLANDI
Son saldırıdan önceki terör saldırısı da İstiklal Caddesi'nde aynı yöntem ve farklı örgüt tarafından işlendi. 13 Kasım 2022'deki 6 kişinin ölümüne 81 kişinin de yaralanmasına neden olan İstiklal Caddesi saldırısı da terör örgütü PKK/YPG tarafından Suriye'den gönderilen ve Suriyelilerin gettolaştığı Esenler, Kazım Karabekir Mahallesi'nde 2 ay hazırlık yapıp harekete geçen örgütün Suriyeliler hücresi tarafından yapıldığı adli kayıtlara geçmişti.

TÜRKİYE GENELİNDE 3000'İN ÜZERİNDE ÖRGÜT ÜYESİ YAKALANDI
Suriye, Irak ve Horasan olarak adlandırılan (Orya Asya kökenli Türki, Farsi, Kafkas kökenli şahıslar) 3 kol halinde kurulan ve Türkiye selefilerinden de destek aldığı bilinen DAEŞ'a yönelik 1 Ocak 2023 ile 26 Ocak 2024 arasında Türkiye genelinde gerçekleştirilen 1600 operasyonun yarısına yakınını İstanbul polisi düzenledi. Emniyet istatistiklerine göre finansöründen, eleman temincisine, uzman bombacıdan örgüt yöneticisine kadar yurt genelinde yakalanan 3000'in üzerindeki örgüt mensubu ve iltisaklının da yine yarısına yakını İstanbul'da yakalandı. İstanbul'da DAEŞ'a yönelik haftada en az 2/3, ayda enaz 10/12 operasyon düzenleniyor. Operasyonların büyük bölümünü de Başakşehir, Esenyurt, Bağcılar, Pendik ve Sultanbeyli ilçelerinde gerçekleştirilen baskınlar oluşturuyor. Güvercintepe'ye ayda en az 2 operasyon düzenleyen emniyet yetkilileri bütün bu çabalara rağmen çözümün "seyreltme" projesinde olduğunu ifade ediyor.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN