Kızıldeniz'de gerilim yükseliyor! ABD Yemen’deki Husuler’i bahane ederek "Deniz Görev Gücü" kuruyor | Ortadoğu'da ne hedefliyor?

Kızıldeniz’de gerilim yükselmeye devam ediyor. Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, günlük basın toplantısında, Yemen’deki Husi güçlerinin Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası “Deniz Görev Gücü” kurulması için görüşmeler yaptıklarını açıkladı. Yaşanan bu gelişmeleri Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Cihan Günyel A Haber ekranlarında değerlendirildi. Yemen’de Husiler’in saldırıları ticaret rotalarını değiştirir mi? ABD Yemen’deki Husuler’i bahane ederek Ortadoğu’da ne hedefliyor? İşte detaylar...

Giriş Tarihi 06 Aralık 2023, 01:17 Güncelleme 06 Aralık 2023, 01:38
Kızıldeniz’de gerilim yükseliyor! ABD Yemen’deki Husuler’i bahane ederek Deniz Görev Gücü kuruyor | Ortadoğu’da ne hedefliyor?

İÇİNDEKİLER

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Yemen'deki Husi güçlerinin Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası "Deniz Görev Gücü" kurulması için görüşmeler yaptıklarını açıkladı.



Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, günlük basın toplantısında, Orta Doğu'daki gelişmeleri değerlendirdi.

Ryder, ABD'nin ortakları ve müttefikleriyle Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarına karşı bir Deniz Görev Gücü kurma konusunda görüşmelerde bulunduğunu belirterek, "Husilerin uluslararası sularda ticari gemilere yönelik saldırılarının uluslararası bir sorun olduğunun altını çizmek önemli." dedi.



Söz konusu görev gücü konusunda bir çerçevenin oluşturulduğunu ve detayların daha sonra açıklanacağını söyleyen Ryder, bunun 38 istekli ülkeyi kapsayan bir koalisyon olacağını ve herhangi bir üye ülkeden belirli bir düzeyde katılım öngörülmeyeceğini aktardı.

Ryder, "Bölgedeki ortaklarımız ve müttefiklerimizle kesinlikle burada harekete geçmeyi düşünüyoruz." diye konuştu.

Yemen'deki İran destekli Husiler, önceki gün, Babu'l Mendeb Boğazı'nda "Unity Explorer" ve "Number Nine" adlı iki İsrail gemisini hedef aldıklarını duyurmuş, gemilerden birinin insansız hava aracıyla (İHA) diğerinin deniz füzesi ile vurulduğunu aktarmıştı.



ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) X sosyal medya platformundan yapılan açıklamada da, Kızıldeniz'in güneyindeki uluslararası sularda 3 ticari gemiye 4 saldırı düzenlendiği belirtilmişti.

Açıklamada, Kızıldeniz'in güneyinde ABD donanmasına bağlı "USS Carney" destroyerinin ticari gemilerin yardım çağrısına yanıt verdiği, destroyerin gemilere yardım ederken kendisine doğru ilerleyen 3 İHA'yı düşürdüğü ifade edilmişti.



Husilerin lideri Abdülmelik el-Husi, 14 Kasım'da televizyondaki konuşmasında, Kızıldeniz'de İsrail gemilerini füze ve İHA ile hedef alabilecekleri tehdidinde bulunmuştu.

A HABER EKRANLARINDA ÇARPICI AÇIKLAMALAR
Yaşanan bu gelişmeleri Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Cihan Günyel A Haber ekranlarında değerlendirildi.



ABD, ORTADOĞU'DA NE HEDEFLİYOR?
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Cihan Günyel : Yemen'deki çatışmalar aslında İsrail'in soykırım yapmasından mütevellit, burada Yemen'inde, Husiler'inde tepkisini görüyoruz. Buranın şöyle bir önemi var dünyanın büyük oranda gemi taşımacılığı yapılıyor. Ticaretin yüzde 60 buradan gerçekleşiyor. Süveyş kanalı kullanılmasa dünya ticareti büyük bir krizle karşı karşıya kalır.

Dünya için büyük bir krizin getirmeyeceğini söyleyen Günyel, ABD'nin bir bahane aradığını söyledi. Günyel, "Ben aslında bunun bir bahane olduğunu düşünüyorum. ABD tarafından burada bir deniz gücünün konuşlandırılması konuşuluyor. Muhtemel olarak burada bir güç kullanacak" dedi.



"BU İŞİN BAHANESİ"
ABD'nin bahanesi olduğunu belirten GÜnyel, "Yemen'deki saldırganların gücü ne kadar olabilir ki, ne kadar saldırabilir ki koca Amerikan gemilerine. Bu işin biraz bahanesi. Aslında hem ticareti almak hem aslında gelişecek Çin ve Rusya'ya karşı Süveyş Kanalı'nı kendi kontrolünde tutması demek. Burda Amerika ve Batı güçleri kendini güçlendirmek isityor" ifadelerini kullandı.



Akademisyen Prof. Dr. Serhat Ulağlı:
Bütün bunların hepsinin arkasında enerji politikaları büyük ölçüde bulunuyor. Bir de olayın kitleleri ayakta tutan bir psikolojik bir değeri var. Bazı toplumlar kendi tarihi değerleri ile ayakta dururlar. Mesela Ermeni toplumunu bir arada tutmaya yaratan şey sözde Ermeni soykırımı iddiaları üzerine tutunmaktır.

İsrail'i ise sözde devlet yapan kavram, kendilerine vadedilmiş topraklar üzerinde kurulacak bir imparatorluktur. Bu yüzyıllardan beri yaklaşık 4 bin 5 bin asırlık bir süreçten beri devam etmiştir. Bu aslında sadece enerji değil, İsrail'in gerçekleştirmek istediği imparatorluğa giden bir yol olarak görülüyor.



Olaya genel hatları ile baktığımızda Siyonist yapının dünyadaki yönetimini burada görüyoruz. Şu anda İsrail'in bu radikal duruşuna karşı İslam ülkeleri arasında iki tane güçlü ses çıkıyor. Bir tarafta İran kendi cephesinde farklı bir boyutu ile çıkartıyor. Diğer tarafta ise diplomasi ve hukuk anlamında Türkiye sesini yükseltiyor.İsrail'in bölgedeki küresel hedefine ulaşmasına yönelik engellerden bir tanesi de İran. Dikkat edecek olursanız ABD'nin sürekli hedefinde olan bir ülkedir.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN