"ÖYLE BİR HİZMET EDİN Kİ AYRILDIĞINIZ HER İLÇEDE İSMİNİZ YADİGAR OLARAK KALSIN"
Devletin vatandaşa dönük adaletli, merhametli, güler yüzlü kaymakamlarının, sorumluluk alanlarının en ücra köşesine kadar uzanan şefkat ve yardım eli olmak mecburiyetinde olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kariyer olarak kendinize böyle bir mesleği seçtiğinize göre şu gerçeği de biliyorsunuz demektir. Kaymakamın mesaisi olmaz. Gecesi gündüz olmaz. Tatili, hafta sonu olmaz. Sabah 9 gibi işe başlayıp akşam 5-6 civarında kapısını çekip çıkan kişiden de yönetici zaten hiç olmaz.
Mülki idare amirliği mesai saatleri arasında yapılacak, hükümet konağının duvarları arasına hapsedilebilecek bir meslek değildir. Bizi temsilen görev yaptığınız ilçelerimizde sizlerden günün 24 saati, haftanın 7 günü, yılın 365 günü çalışacak, koşacak, koşturacak bir tempo ve motivasyonla işinize sarılmanızı bekliyorum. Ben Cumhurbaşkanı olarak böyle çalışıyorum. Uykum 5 saat, bilemediniz 6 saat. Gece eve gidişlerim bazen 12 bazen 1, bazen 2, böyle çalışıyorum. Aksi takdirde bu iş, bu devlet yürümez.
Dolayısıyla ilçelerdeki cumhurbaşkanı olarak da sizlerden bunu bekliyorum, başka türlü ne milletle güçlü bir ilişki kurabilirsiniz ne de geride hayırla, şükranla, özlemle yad edilecek bir miras bırakabilirsiniz. Ataların dediği gibi 'At ölür meydan kalır, yiğit ölür, şan kalır.' Siz de öyle bir çalışın, öyle bir hizmet edin ki ayrıldığınız her ilçede isminiz yadigar olarak kalsın. Milletimiz arkanızdan ne desin? 'Ya burada bir zamanlar bir kaymakam vardı. İlçenin çehresini değiştirdi. Allah ondan razı olsun' desin. Bunu istemez misiniz? Bunu yapmanız lazım."
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı'nın inşasına kimse set vuramayacaktır ancak ülkemizin bu kararlılığının birilerinin uykusunu kaçırdığı anlaşılıyor." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "108. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni"nde yaptığı konuşmada, kaymakamlara seslenerek, "Adınız her kesimden insanımızın kalbinde 'efsane kaymakam, efsane vali' olarak kazınsın. Sizden öncekilerden devraldığınız emaneti daha da yüceltmenin, çıtayı çok daha yukarılara taşımanın gayretinde olun. Adı unutulan değil, halk tarafından sizden sonrakilere örnek gösterilen bir kaymakam olmaya gayret edin." tavsiyelerinde bulundu.
Kaymakamlardan, ilçelerindeki ahalinin tümüyle iletişim içinde olmalarını, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri, esnaf, iş adamı ve tüccarıyla temasta kalmalarını isteyen Erdoğan, vatandaşlarla olan ilişkilerde, yetkilerden önce muhatabın haklarını, ona karşı görev ve yükümlülüklerini hatırlarında tutmalarını istedi.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Her zaman söylüyoruz, insanı yaşatmadan devleti yaşatamayız, insanı yüceltmeden devletimizin istikbalini garanti edemeyiz. Halktan, sorunlardan kopuk, çarşıdan, pazardan, sokaktan bihaber, hepsinden önemlisi hizmetle mükellef olduğu ilçesinin gerçeklerinin idrakinde olmayan bir yönetici profilini biz reddediyoruz.
Eski Türkiye'de olduğu gibi devlet ve millet arasında aşılmaz duvarlar ören vesayetçi anlayışı da kabul etmiyoruz. Devletimizin yönetim merkezi olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi nasıl milletin evi ise hükümet konakları da ilçelerdeki milletin evidir. Sizlerden bulunduğunuz ilçelerde bu hassasiyetle çalışmanızı özellikle istiyorum. Görevinizi yerine getirirken mali, idari, hukuki veya bürokratik bazı zorluklarla karşılaşmanız gayet tabidir. Bunlar sizin gözünüzü korkutmamalı, sizi asla yıldırmamalıdır. Zorluklara aldırmayacak, tıpkı hedefe kilitlenmiş ok misali projelerinizi gerçekleştirmeye odaklanacaksınız. Bahane üretmek yerine sorunların üzerine cesaretle giderek, çözüm yolları geliştirerek, engelleri aşmaya çalışacaksınız."
"GEÇMİŞİN ACI HATIRALARININ İZLERİNİ SİLECEK, GELECEĞİMİZE OLAN UMUDUMUZU TAHKİM EDECEĞİZ"
Her genç kaymakamın, bunu başaracak yeteneğe, iradeye ve samimiyete sahip olduğuna inandığının altını çizen Erdoğan, 108. dönem kaymakamları olarak Türkiye'nin tarihi açısından anlamlı bir yıl dönümünde göreve başlayacaklarını anımsattı.
Erdoğan, bu sene 1000 yıllık vatan topraklarında kurulan son devlet Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, "Yeni bir başlangıcı temsil eden bu önemli tarihi, her açıdan manasına uygun şekilde kutluyoruz, kutlayacağız. Esasen bu yıl yaptığımız her etkinlikte 100. yıl coşkusunu ilmik ilmik ördük." dedi.
Yıl sonuna kadar tertip edilecek farklı programlarla Cumhuriyet'in 100. yılında maziden atiye kurulan köprüyü daha da kuvvetlendireceklerini ifade eden Erdoğan, "Millet olarak birlik ve beraberliğimizi perçinleyecek, geçmişin acı hatıralarının izlerini silecek, geleceğimize olan umudumuzu tahkim edeceğiz. Böylece, bizleri Türkiye Yüzyılı'na daha hızlı ulaştıracak iklimi inşallah ülkemizde tesis etmiş olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Milletimizin asırlık hayallerinin sembolü olan Türkiye Yüzyılı'nı sizlerin de gayretleriyle hayata geçirmekte kararlıyız. Türkiye Yüzyılı ile aynı zamanda istiklal ve istikbalimiz uğrunda can veren aziz şehitlerimize olan vefa borcumuzu da bir nebze olsun ödeyeceğiz. Allah'ın izniyle Türkiye Yüzyılı'nın inşasına kimse set vuramayacaktır ancak ülkemizin bu kararlılığının birilerinin uykusunu kaçırdığı anlaşılıyor. Görüyorsunuz, sözde milletvekili ama terörist müsveddesi, benim kahraman askerime, Mehmetçiğime nasıl laflar atıyor, nasıl hakaretler ediyor herhalde televizyonlarda izlediniz. Bunlara gereken dersi devlet olarak da yargı olarak da bizim verme mükellefiyetimiz var.
Biz, ikinci sınıf demokrasiye 'evet' demiyoruz, birinci sınıf demokrasi. İkinci sınıf demokrasi hak ve özgürlüklere, ikinci sınıf ekonomiye mahkum ve mecbur edenler, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzdan ciddi manada rahatsızlık duyuyor. Yüzyıllardır mazlumların yer altı kaynaklarını sömürerek kendilerine refah düzeni kuranlar ve onların içerdeki temsilcileri küresel adaleti savunan bir Türkiye gerçeğine tahammül edemiyor. Turizmde, ticarette, yatırımlarda, diplomaside ve savunmada sürekli ölçek büyüten Türkiye'yi engellemek için beşinci kol faaliyetleri dahil her yol deneniyor. Hepsinden öte, düşünün, İHA'larımızı, SİHA'larımızı, Akıncı'larımızı niçin hazmediyor, bunlara tahammül edemiyorlar? Çünkü Gabar'ı, Cudi'yi, Tendürek'i inlerinde bu teröristleri vurdukları için tahammül edemiyorlar. İster etsinler ister etmesinler, biz adil bir devlet olarak görevimizin gereği neyse bunu sonuna kadar yaptık, yapıyoruz ve yapacağız."
"YALAN VE MANİPÜLASYON GÖRÜNTÜLER ÜZERİNDEN FİTNE ATEŞİ YAKILMAK İSTENİYOR"
Sön dönemde özellikle sosyal medya mecralarından körüklenen, milleti karamsarlığa sürüklemeye yönelik çabaların bunun örneklerinden olduğunu belirten Erdoğan, "Çoğu yalan ve manipülasyon ürünü olan görüntüler üzerinden bir fitne ateşi yakılmak isteniyor. Yurt dışındaki firari FETÖ'cüler ve PKK'lılar başta olmak üzere ülkemizin düşmanı olan çevrelerin başını çekip, alevlendirdiği bu fitne girişimlerine maalesef içerdeki kimi siyasiler de destek veriyor." dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"FETÖ'cülerin ve PKK'lıların kukla gibi oynattığı bu şahıslar, bilerek veya bilmeyerek ülke ve millet düşmanlarının değirmenine su taşıyor. Yıllardır Avrupa'daki gurbetçilerimize reva görülen aşağılayıcı söylem ve tavırları ülkemize de sirayet ettirmeye çalışıyorlar. Sokakta, otobüste, okulda, üniversitede, çarşıda, pazarda hayatını sürdüren insanları tahkir ve tahrik eden hatta işi fiziki saldırıya kadar götüren bazı kendini bilmezlerin olduğunu görüyoruz. Oysa ne Türkiye böyle bir devlettir ne de milletimiz böyle bir millettir.
Bizim milletimiz, yüreği Anadolu coğrafyası kadar geniş bir millettir. Bu millet, bırakın kendi insanına veya misafirlerine hor gözle bakmayı, tüm dünyada hoşgörüsüyle, alicenaplığıyla, gönlünü açmasıyla maruf, necip bir millettir."
"MİLLETİMİZİN BEKASINA YÖNELİK HER BİR TEHDİDİN ÜZERİNE TİTİZLİKLE GİDECEĞİZ"
Başkan Erdoğan, Türk tarihinin hiçbir döneminde sömürgecilik lekesi, ırkçılık ve faşizm ayıbının olmadığını belirterek, milleti, köken, mezhep, meşrep, ideoloji ve benzeri ayrımlarla birbirine düşürme çabalarının da daima boşa çıktığını vurguladı.