Son dönemde Teknoloji ve İnovasyon Fonunu, Bölgesel Kalkınma Fonunu, Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Fonunu kurduklarını anımsatan Bakan Varank, sadece bu fonların büyüklüğünün 1,5 milyar liraya ulaştığını bildirdi.
Varank, fonların fonu Tech-InvesTR programı çerçevesinde 2,8 milyar liralık kaynağı harekete geçirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Şu ana kadar 57 girişim, bu fonlardan 677 milyon liranın üzerinde yatırım aldı. Sadece son 4 yılda sermaye piyasasına kayıtlı 1,3 milyar dolar büyüklüğünde 86 fon ülkemizde kuruldu. İşte çarpan etkisiyle girişimcilik ekosistemine yapılan yatırımların miktarı da son yıllarda katlanarak artıyor. 2020 yılında Türk start-up'larının aldığı yatırım 154 milyon dolardı. 2021'de bu rakam 10 kattan fazla artarak 1,6 milyar dolara ulaştı. 2022 yılında da 1,7 milyar doları yakaladık. 4-5 sene evvel unicorn, yani 1 milyar dolar değerlemeye ulaşan Türkiye'de hiçbir şirket yokken, son dönemde Turcornlarımızın sayısı da 6'ya ulaştı."
"GİRİŞİMCİLİK YENİ BİR EVREYE GEÇİYOR"
2019'da Sanayi ve Teknoloji 2023 stratejisini ilan ettiklerinde ve 2023 yılına kadar Türkiye'den en az 10 unicorn çıkacak dediklerinde kendileriyle dalga geçildiğini söyleyen Bakan Varank, "Dediler ki 'Bu ekosistemden unicorn falan çıkmaz.' İşte bugün geldiğimiz noktada Türkiye'nin 6 tane unicornu var ve inşallah bu sene içerisinde bu rakamlar artmaya devam edecek. Biz şunu biliyoruz ve inanıyoruz ki Türkiye'de artık girişimcilik yeni bir evreye geçiyor. Geçtiğimiz haftalarda Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisini ve Turcorn100 programını kamuoyuna ilan ettik. Hedefimiz dünyanın en gelişmiş 20 ekosistemi arasında yer alabilmek. Yine 2025 yılı için 5 bin melek yatırımcı, 2,5 milyar lira kitlesel fonlama, 5 milyar lira kamu desteği ve 2,5 milyar dolar girişim sermayesi yatırımı, 15 turcorn ve 5 decacorn hedefi koyduk."
"İŞ DÜNYASININ GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİNE EĞİLMESİ LAZIM"
Bakan Mustafa Varank, teknoloji tabanlı girişimlerin Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasında, Türkiye Yüzyılını inşa etmede lokomotif görevi göreceğini, yeniliğe ve dönüşüme, özgün ve yenilikçi ürünlerin üretilmesine liderlik edeceğini dile getirdi.
Girişimcilik ekosisteminin yazdığı başarı hikayesinin yurt dışında ciddi manada ses getirdiğini vurgulayan Varank, "Artık yabancı fonlar, 'Türkiye'ye gelerek biz nerelere yatırım yapabiliriz' bunun peşine düşmüş durumdalar ama şunu da itiraf etmemiz lazım; yurt dışından bu kadar ilgi varken, Türkiye'deki geleneksel iş insanları bunun bu kadar farkında mı? Maalesef bu kadar farkında değil. Zaman zaman bir araya geldiğimizde buradaki imkanları, fırsatları kendilerine (yabancı fonlar) anlatıyoruz ama aslında Türkiye'deki iş dünyasının da Türkiye'de girişimcilik ekosistemine eğilmesi lazım." diye konuştu.
Varank, 2 sene önce Almanya ziyaretinde Siemens'e gittiğini, Siemens'in sadece kendi içerisinden çıkacak yeni start-uplar için tam 3 milyar dolarlık fon ayırdığını vurgulayarak, "Bizim iş insanlarımızın da bu alana mutlaka yatırım yapması lazım. Bu fırsatları değerlendirmesi lazım. Biz bu manada Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak girişimcilik ekosisteminin önünü açmaya devam edeceğiz. Bu alanda öncü olmaya devam edeceğiz. Verdiğimiz desteklerle, teşviklerle, mevzuatta yapacağımız düzenlemelerle Türkiye Yüzyılı'nı aynı zamanda bir 'girişimcilik yüzyılı' inşallah yapacağız." şeklinde konuştu.
BAKAN VARANK'TAN TURKUVAZ MEDYA'DA FLAŞ AÇIKLAMALAR I VİDEO İZLE
TARIMDA TÜRKİYE YÜZYILI
Turkuvaz Medya Grubu'nun düzenlediği "Türkiye Yüzyılı Zirvesi & Para Sohbetleri" bugün Turkuvaz Medya Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci 2030 yılında su kaynaklarımızın yüzde 25 azalacağını, ancak yapılacak iyi bir çalışmayla su tüketiminde yüzde 50 oranında tasarrufun mümkün olduğunu söyledi.
Turkuvaz Medya Grubu'nun düzenlediği 'Türkiye Yüzyılı Zirvesi & Para Sohbetleri'nde konuşan Bakan Kirişçi, Türkiye'nin tarım politikalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Kirişci, "Dünya gündeminden hiç düşmeyen konu tarım ve devamında gıda, ikinci olarak su, üçüncü olarak enerji. Aslında bunların gündemden düşmemesi bir tesadüf değil. Tamamıyla hayatın olağan akışı içinde dünyanın da ülkelerin de vazgeçilmezleridir" dedi.
BAKAN KİRİŞCİ'DEN TURKUVAZ MEDYA'DA FLAŞ AÇIKLAMALAR | VİDEO İZLE
Su verimliliği seferberliği ve suda sıfır kayıp seferberliğini başlattıklarını hatırlatan Bakan Kirişci, şu rakamları paylaştı: "112 milyar metreküp suyumuz var, 58 milyar metrekübü şu anda kullanılıyor. Yüzde 77'si tarımda sulama amaçlı olarak, yüzde 12'si çeşmelerimizden akıttığımız, geri kalan yüzde 11'i de sanayide endüstride kullanılan sular. Bunlarla ilgili 8,5 milyar hektar teknik ve ekonomik olarak sulanabilir alanımız var. 7 milyon hektara getirdik. 7 milyon hektara getirirken yüzde 60'tan fazlasını 20 yıllık iktidarımız döneminde gerçekleştirdik. Hali hazırda yüzde 50 verimlilik var. Tarımsal sulamada yüzde 50 verimlilik. Sanayiyle ilgili olarak da eğer iyi bir çalışma yürütülürse yüzde 50 tasarruf yapma imkânımız var. İçme kullanma sularına gelince yerel yönetimlere büyük bir görev düşüyor. DSİ'nin temizlenmiş, arıtılmış, borulara verdiği 6,2 milyar metreküp suyun 2,1 milyar metreküpü kayıpla kaçakla yok oluyor. Kişi başına 1.323 litre su potansiyelimiz var. 2030'da Türkiye'deki su kaynaklarının yüzde 25 azalacağı öngörülüyor. Kişi başı potansiyelin de 730 litreye düşeceğini söylemek durumundayım. Buna göre hareket edeceğiz. Evlerde kullandığımız suyun maalesef yüzde 75'i gri su… Yani bulaşık makinesi, duş, traş olurken ya da klozetlerde, sifona bastığınızda tükettiğiniz su. Bu gri suyu tekrar kazandıran bir sistemi inşa ediyor olmamız gerekir."
Gıda ve tarım ürünleriyle ilgili konuyu iki şekilde halletmenin mümkün olduğunu anlatan Bakan Kirişci, şunları söyledi: "Bunlardan birincisi ve doğru olanı yapılabilirse ülkenin yerli ve milli kaynaklarının kullanılması suretiyle üretimin gerçekleştirilmesi. Bu arzu edilen bir husustur. Gıda için tarım esastır dedik. Demokratik bir ülkede her alanda olduğu gibi tarımla ilgili faaliyetlerde ve devamında gıda için bir mevzuat olmalıdır. Dünyada tarımı gelişmiş ülkelerin uyguladığı bu mevzuatı, 2006 yılında yürürlüğe koyduk. Türkiye'de bizden önceki dönemde sadece 2001 krizi sonrası, malum hükümet döneminde destekleme uygulaması vardı, ancak o da alan bazlı bir destekti. Desteklerden de kimsenin haberi yoktu. Bugün desteklerimiz üreticilerimize yoğun şekilde ulaştırılıyor. 2002 yılında 1,8 milyar lira olan destekler, 2022'de 40,1 milyar liraya yükseldi. 128,6 milyon ton bitkisel üretimle rekor kırdık. 9,9 milyon olan büyükbaş hayvanımız 18 milyona çıktı. 32 milyon olan küçükbaş hayvan sayımız 58,5 milyona çıktı. Hem sayıyı artırıp hem verimliliği artırmak istiyoruz. Akarsuları olan bir ülke olmamıza rağmen, Türkiye'de Türk somonundan kimsenin haberi yoktu. 62 bin ton olan üretim miktarı 2022 sonu itibarıyla 525 bin tona yükseldi. Su ürünleri alanında 1,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Tarımda planlı bir döneme geçiş yapacağız. Tarla, ahır, kümes sahibinin kendi isteğine göre değil, bizim onların ne üretmesini istediğimizden hareketle planlı üretim sağlayacağız. Bizim geldiğimiz günden beri sürekli ifade ettiğimiz sloganımız var; 'sen üret, yeter' diyoruz. Toprak ve suyla ilgili kısıtları olan bir ülkeyiz. O zaman bizim mutlaka kendi ürünlerimizi üretmemiz lazım. Bizim ihtiyaçlarımız belli. Dolayısıyla arz güvenliğini sağlamamız gerekiyor. Bu nedenle Arz Güvenliği Daire Başkanlığı'nı oluşturduk. Diğer konu da dijitalleşme. 'Tarım Cebimde' diye mobil uygulamaya geçtik ve böylece üreticimizin zaman kaybından kurtulmasını sağladık. Bir haftada yapılan işlem, şimdi 2 dakikada yapılabilir hale geldi."
KENT TARIMI YAYGINLAŞACAK
Planlı üretimin daha büyük bir hızla devam edeceğini anlatan Bakan Kirişci, kent tarımını yaygınlaştıracaklarına dikkat çekti. İstanbul'un 76 ilden sebze ve meyve tedariki sağlayan bir şehir olduğunu belirten Kirişci, "Bunlar 2021 yılı verileri. 270 bin kamyonla meyve ve sebze taşınıyor, 140 milyon kilometre yol kat ediliyor. Egzoz emisyonu 117 bin ton. Tüketiciye gelmesi 4 gün sürüyor. Tazeliğini kaybediyor ve lojistik maliyetler öne çıkıyor. Zincir uzadığı için fiyatlar da başını alıp gidiyor. Dolayısıyla bunun da mutlaka kent tarımı marifetiyle üstesinden gelinmeli. Aile işletmeciliğini, kırsala dönüşü teşvik ediyoruz. Modern kırsal yaşam alanları oluşturmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'yla çalışmalar yürütüyoruz. Bir de orman ayağımız var, 20 yılda 6,5 milyar fidanı toprakla buluşturduk. Orman alanlarını yüzde 11 artırdık. Orman yangınlarıyla mücadele konusunda çok şey tartışıldı, ama şu anda Tusaş'la birlikte montajı yapılan sikorsky helikopterini envanterimize kattık, Gökbey helikopterimize de kendi envanterimizde yer veriyoruz. Artık kiralayarak değil, satın alarak envanteri geliştiriyoruz. Yapay zekayı kullanıyoruz, 8 tane İHA kullanıyoruz, akıllı kulelerimiz var." ifadelerini kullandı.
6'LI KOALİSYONA İNTİHAL TEPKİSİ
Gündeme ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bakan Kirişci, 6'lı koalisyona dikkat çekerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Altı artı bir diyor sayın Cumhurbaşkanımız. Gerçekten üzüldüğüm yegâne şey şu; bir çalışma olur, altı artı bir parti bir araya gelir, ya hiç mi dikkat etmezsiniz, hiç mi okumazsınız, neler yapıldı insan bunlara bir bakar ve bu baktıklarını bir yere not eder. Mesela diyor ki; biz ürünlerin fiyatlarını önceden açıklayacağız. Allah aşkına sekiz ay sonra pazar bulacak bir ürünün fiyatını kim nerede, nasıl açıklayacak. Dostlar alışverişte görsün, laf olsun. 219 kalem yazmışlar alt alta. Bazılarında intihal var. Hırsızlıktır intihal. Bize ait olan bir şeyin çalınmasıdır. Bizim hali hazırda yaptığımızın ifade edilmemesidir. Biz gelirsek, şu destekleri vereceğiz diyorlar. Günaydın derler adama. Geldiğimiz yer şurası; 'Allah ne verirse hayırlısını versin' deriz, muhalefetin de hayırlısını versin. Demokraside muhalefet iktidardan daha önemli. Önce siz bu ülkedeki insanlarımızın oyunu alacaksınız. Size aferini önce bu ülkenin insanları versin. Bu ülkenin insanlarının neyi istediğine, neyi talep ettiğine, nasıl mutlu olacağına dair bir çalışmanız olsun. Ama ellerindeki bütün oyuncaklar alındı, çalakalem 219 kalem yazıldı. 'Sorun var dediğiniz kırsala, köylüye, üreticiye ben tek başıma gelmeye hazırım. Kimseyi yanıma almayacağım, lütfen istediğiniz yere birlikte gideriz' dedim. Ancak şu ana kadar altılı masadan ses seda yok."
GENÇLERE TARIM YAPMA FIRSATI
Bakan Kirişci'nin konuşmasının hemen ardından A Haber Ana Haber Spikeri Salih Nayman'ın moderatörlüğünde düzenlenen 'Yeni Yüzyılın Tarımı' panelinde, Tarım Kredi Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Bademli, Tarım Reformu Genel Müdürü Burhan Demirok ve Kaanlar Gıda Sanayi Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Kaan önemli değerlendirmelerde bulundu. Tarım Reformu Genel Müdürü Burhan Demirok, "Şu anda kişi başına düşen tarım toprağımızın miktarı 2,8 dekar. İlerleyen zamanlarda bu rakam 1,7 dekara düşecek. Bu nedenle arazimizi korumamız gerekiyor. Bizim artık su kaynağını artırma şansımız olmadığına göre, elimizdeki kaynağı tasarruflu kullanmamız gerekiyor. Tasarruf yapacağımız en büyük alan da tarım. Bizim önceliğimiz de gıda üretimi, gıda güvenliği ve gıda üretiminde sürdürülebilirliğin sağlanması." dedi.
A Haber Ana Haber Spikeri Salih Nayman, Tarım Reformu Genel Müdürü Burhan Demirok, Tarım Kredi Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Bademli, Kaanlar Gıda Sanayi Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Kaan
Kaanlar Gıda Sanayi Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Kaan ise şunları söyledi: "Yeni bir dünya düzeni kuruluyor. Gençler tarım yapmak istiyor ama AVM'ye, kafeye de gitmek istiyor. Geçimim kadar 25-30 bin lira bir maaşım olursa, ben bu işi yaparım diyor. Araziler kırsalda olduğuna göre şehirdeki yapılaşmanın da dikey veya yatay olması konuşulduğuna göre, biz diyoruz ki bunun içinde tümü kendi kendine yetişen bir şehir anlayışı geliştirelim. Tüm sistemin küçük bir yönetim şehri olacağı bir yapılanma. Kent tarımı güzel bir ifade. 21 ilimizi açıklamıştık. İşin stabilize olması için üretim yatırım ve ticaretin senkronizasyonu gerekir, sanayicinin de işin içinde olması gerekir. Aynı zamanda yurtdışı yatırım fonlarının ve emeklilik fonlarının da buna yatırım yapacağını düşünüyoruz. İkinci hedefimiz de şehirleri markalaştırmak."
Tarım Kredi Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Bademli ise, şu bilgileri paylaştı: "Çiftçimize gübre, ilaç, tohum, yem veriyoruz, aynı zamanda birliğin ve kooperatifin ortağı olan üyelerimiz bunları üretme aşamasına geçiyor. Harman sezonunda ürünün değerlendirilmesinde de varız. Girdileri alan çiftçimiz isterse ürünü satabilir, isterse bize verebilir. Ürünleri lisanslı depolarda depoluyoruz. Kendi tesislerimizde ya da partnerlerimizin fabrikalarında değerlendiriyoruz. Nihai ürünleri marketlerimizde kullanıcılarımızla buluşturuyoruz ve ihracat yapıyoruz. Sözleşmeli ürettiğimiz ürünü alıyoruz, kendi iştiraklerimizle işliyoruz ve marketlerimize gönderiyoruz. 250 bakkalla beraber 2.200 noktadayız, martta 2.900 noktada olacağız. Bir evin temel ihtiyaçları olan gıda maddelerinde 600 üründe 4 ay boyunca piyasanın en uygun ürünü olacağımızı taahhüt ettik. Nisan sonuna kadar 600 ürünü artırarak devam edeceğiz. Zincir marketleri regüle etme şansımız yok gibi görünüyordu, ama biz yola çıktıktan sonra peşimizden geldiler."
Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Feride Cem, Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ayhan Zeytinoğlu
TÜRKİYE ARTIK 'YAPAN ADAM' KONUMUNDA, YENİ DÖNEMDE SANAYİ DAHA DA GÜÇLENECEK
'Türkiye Yüzyılı Zirvesi & Para Sohbetleri'nin önemli gündem maddelerinden biri de sanayi oldu. Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Feride Cem'in moderatörlüğünde düzenlenen 'Yeni Yüzyılın Sanayisi' panelinde, Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan ve İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye'nin lokomotif sektörü hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Türkiye'nin Anadolu sanayiinde çok daha iyi ilerlediğini söyledi. Konukoğlu, "Türkiye'nin geneline baktığımızda sanayide yapılamayacak hiçbir şey yok. Türkiye sanayisi ileri gitti. Türkiye'nin geleceğinden eminim. Türkiye'de bu kadar işsiz varken yurtdışında tesis kurup oradaki insanları işe almak içime sinmiyor. 14 sektörde iş yapıyoruz tüm sektörlerimizin merkezi Gaziantep'te" dedi. Konukoğlu, şöyle devam etti: "Diğer ülkelerin bizim kadar hızlı hamlesi kalmadı. Duraklama dönemine girdiler. Gaziantep'te pandemide kimse tesis kapatmadı. İhracatta sıçradık. Çünkü bir malı bulamadığınızda, araştırır yapan adamı bulursunuz. Türkiye şu anda yapan adam durumunda. Avrupa'da sanayiler küçülmeye başladı, bir sipariş en erken sekiz ayda geliyor. Ama Türkiye'ye siparişi verdiğiniz an, mesela tekstilde en fazla 3 hafta sonra mağazanızda ürünü görebilirsiniz. Bunun da nedeni Türkiye'nin genç, daha çalışkan, daha dinamik oluşu. Türkiye yüzyılında sanayinin yeri daha güzel olacak."
MOBİLYADA HEDEF DÜNYADA İLK 5'E GİRMEK
Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, şu anda 85'i yurtdışında 700 mağazayla, 45 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Bu dönemde devleti hep yanlarında hissettiklerini anlatan Doğan, "Sanayide verilen teşvikler çok önemli, dünya markası olma yolunda kalite destekleri de çok önemli. Doğtaş, Kelebek, Kelebek Mutfak, Ruum Store ve Lova Yatak olmak üzere beş markamız var. Biz 35 metrekarelik bir atölyeydik. Bugün 3.220 kişi çalışanımız var, ilk 100 şirket arasındayız. Bunun dışında yurtdışında Senegal'de mobilya fabrikası kurduk. Şubatta açılış yapacağız" dedi.
Mobilyada Türkiye'nin şu anda dünyada 7'nci sıraya yükseldiğini belirten Davut Doğan, "Şimdi hedefimiz dünyada ilk 5'te yer almak. Bunu yapabilecek güçteyiz" diye konuştu.Yedi mobilya markasıyla bir araya gelerek, dışarıda ortak projeler geliştirmek için şirket kurduklarını anlatan Doğan, şöyle devam etti: "Türkiye'nin en büyük mobilya fabrikasını kurmuş olduk. Oturup ağlamanın anlamı yok. Dünya pazarlarına girmek lazım. Yeter ki üretin, sanayicinin önü her zaman açık. Yabancı ortaklıklar da yapıyoruz. Doğru iş modeliniz varsa dünyada imkanlar var."
GÜMRÜK BİRLİĞİ'Nİ GELİŞTİREREK YENİ FIRSATLAR İSTİYORUZ
İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, İKV'nin 1965 yılında kurulduğunu hatırlatarak, "Amaç Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme prosesini hızlandırmaktı" dedi. 2002'de yıllık bazda Türkiye'ye 590 milyon dolar yabancı sermaye geldiğini belirten Zeytinoğlu, şöyle konuştu: "2007 yılında 22 milyar dolara çıktı. Türkiye'nin önünde birçok sorunlar ve fırsatlar var. Önümüz çok açık ama yapısal sorunlarımız var ve bunları çözmemiz lazım. Kocaeli Körfezi'nde 36 limanımız var. Türkiye'nin dünyayla rekabet etme açısından en uygun bölge olduğunu görüyoruz. Sanayi odası üyelerimizin yüzde 10'u yabancı sermayeli. Yabancıların da üretmek için geldiği bir bölgeyiz. Ancak Gümrük Birliği'nin güncellenmesinde haksızlığa uğruyoruz. Biz AB'nin değer zincirlerinin bir parçası olduk. Gümrük Birliği'ni geliştirerek yeni fırsatlar istiyoruz."