Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğiyle ilgili flaş açıklama

Son dakika haberi! İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğiyle ilgili konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Finlandiya kabul ederse sürecin ayrı değerlendirilebileceğini açıkladı.

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğiyle ilgili flaş açıklama

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelik sürecinin başından bu yana Türkiye'nin Finlandiya ile daha az sorunu olduğunu dile getirdiğine işaret ederek, "Sonuçta şimdi, sorunlu olan ülke ile daha az sorunlu olan ülke arasında ayrım yapmak bana göre adaletli bir tutum olacak." dedi.

Bakan Çavuşoğlu ve Portekiz Dışişleri Bakanı Joao Gomes Cravinho yaptıkları görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "(NATO'ya üyelik) Biz icabında Finlandiya'yla ilgili farklı bir mesaj verebiliriz. Finlandiya'yla ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak. Ama Finlandiya'nın da aynı yanlışı yapmaması lazım." açıklamasına dair soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanı'mızın açıklaması, sürecin başından beri gerek Sayın Cumhurbaşkanı'mızın gerekse benim dışişleri bakanı olarak yaptığımız açıklamaların bir teyididir." ifadesini kullandı.

Finlandiya ve İsveç'in NATO üyelik sürecinin başından beri Türkiye'nin Finlandiya ile daha az sorunu olduğunu vurguladığına işaret eden Çavuşoğlu, ancak gerek bu iki ülkenin gerekse NATO ve bazı NATO müttefiklerinin iki ülkenin üyelik sürecinin birlikte ilerlemesini istediğini söyledi.

"NATO'NUN GENİŞLEMESİNE KARŞI DEĞİLİZ"
Çavuşoğlu, Madrid'de imzalanan üçlü ahitnameyi anımsatarak, şöyle devam etti:

"O günden bu yana Finlandiya tarafından olumlu açıklamalar geldi ve Türkiye'ye yönelik yaptırımlar ile ilgili, savunma sanayi ürünlerinin ihracatındaki kısıtlamalar diyelim, daha doğrusu ihracat izinleri ile ilgili olumlu gelişmeler de olduğunu söyleyebiliriz. Ama İsveç'teki gibi provokasyonlar da gerçekleşmedi. Orada da Finlandiya'nın üyeliğini engellemek isteyen radikal gruplar var. Sadece PKK iltisaklıları kastetmiyorum, onların kendi içinde de farklı ideolojilere sahip siyasiler de var, Fin siyasiler. Onlar da olmasını istemiyor.

Ama sonuçta biz Türkiye olarak NATO'nun genişlemesine karşı değiliz. Başından beri bugüne kadar üye olmak isteyen ülkelerin de üye olması gerektiğini de her toplantı vesilesiyle söyleyen bir ülkeyiz. Diğer NATO müttefikleri karşı çıkarken bile bunu her toplantıda hatırlatıyoruz, NATO'nun genişlemesi."

"TÜRKİYE'NİN ENDİŞELERİNİN DE SADECE ANLAŞILMASI YETMEZ KARŞILANMASI GEREKİYOR"
İkinci olarak da Türkiye'nin Finlandiya ve İsveç ile kategorik olarak problemleri olmadığını dile getiren Çavuşoğlu, "Üç, onların güvenlik endişesini anlıyoruz, meşrudur. Ama bugün NATO'nun belgelerinde iki tehdit var; birisi Rusya, bundan dolayı bir endişe duyuyorlar anlıyoruz ama diğeri de terörizm. Dolayısıyla Türkiye'nin endişelerinin de sadece anlaşılması yetmez karşılanması gerekiyor. İşte bu nedenle üçlü ahitnameyi imzaladık." dedi.

Çavuşoğlu, üçlü ahitnamedeki bu unsurlar konusunda İsveç'te anayasa değişikliği, kanun değişikliği gibi bazı adımlar atıldığına işaret ederek, "Ama somut olarak maalesef İsveç'in NATO üyeliğini engellemek isteyen grupların provokasyonları sayesinde geri adımlar var. Şimdi ahitnameye baktığınız zaman İsveç, PKK ve FETÖ gibi örgütlerin finans, para toplama yani aynı şekilde insan devşirme, aynı şekilde terör propagandası gibi adımlarını önleyecekti, şimdi önleyebiliyor mu? Bunlar üyeliklerini engellemek için her gün provokasyon yapıyor. PKK paçavralarıyla yapıyorlar. Bölücü başının posterleriyle yapıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

"AMACIMIZ, NATO İÇİNDE BİR BÖLÜNME YA DA BURADA BİR BOŞLUK OLUŞTURMAK DA DEĞİLDİR"
Ahitnamede bu tarz eylemlerin hepsinin engelleneceğinin taahhüt altına alındığını anımsatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Sonuçta şimdi, sorunlu olan ülke ile daha az sorunlu olan ülke arasında ayrım yapmak bana göre adaletli bir tutum olacak. Biz Türkiye olarak eğer NATO ve bu ülkeler de böyle bir karar alırlarsa, bunu ayrı ayrı değerlendirebileceğimizi düşünüyoruz ve her zaman söylediğimiz gibi Sayın Cumhurbaşkanı'mız da 'Finlandiya konusunda İsveç'e göre daha farklı bir değerlendirmemiz olabilir' diyor. Ama öncelikle NATO'nun ve bu ülkelerin karar vermesi lazım.

Burada da bizim amacımız bu iki ülke arasında, yani bir ayrım yapmak falan değildir. NATO içinde de bir bölünme ya da burada bir boşluk oluşturmak da değildir. Bu tamamen endişelerimizin karşılanmasıyla ilgili objektif değerlendirme ve bunun sonucunda sergilenen bir tutumdur. Bu konuda da adil olmamız gerekiyor, o nedenle de Sayın Cumhurbaşkanı'mız gençlik toplantısında buna vurgu yapmıştır."

Bakan Çavuşoğlu, "Dün akşam Cumhurbaşkanı'mızın açıklamaları yayınlandıktan sonra Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto ile de bu konuda bir değerlendirme yaptık telefonda." dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Portekizli mevkidaşı Joao Gomes Cravinho ile gerçekleştirdikleri ikili görüşmede ticaret, savunma sanayisi, ikili ve bölgesel gelişmeler dahil birçok konuyu ele aldıklarını ve Türkiye ile Portekiz arasında kurulan hükümetlerarası zirve mekanizmasının ikinci zirvesini Türkiye'de yapmak istediklerini bildirdiklerini söyledi.

Türkiye ve Portekiz'in bu yıl diplomatik ilişkilerinin tesisinin 180. yılını kutladığını ve iki ülke arasındaki ilişkilerin her zaman "mükemmel" düzeyde seyrettiğini belirten Çavuşoğlu, 2012'de oluşturulan hükümetlerarası zirve mekanizması ile de ilişkilerin en üst düzeye çıkarıldığını anımsattı.

Çavuşoğlu, söz konusu zirvenin ilkinin 2015'te gerçekleştirildiğine işaret ederek, "Görüşmemizde 2. zirveyi Türkiye'de gerçekleştirmeye hazır olduğumuzu dostum Joao'ya bugün söyledim ve bu toplantı için de tabii ki Portekiz Başbakanı (Antonio) Costa'yı ve Portekiz Cumhurbaşkanı Marcelo Rebelo de Sousa'yı da ağırlamaktan memnuniyet duyacağız. Sayın Cumhurbaşkanı'mız (Recep Tayyip Erdoğan) gönderdikleri tebrik mektubunda Portekiz Cumhurbaşkanı'nı ülkemize davet etmişlerdi." ifadelerini kullandı.

Portekiz Parlamentosunda Türkiye Dostluk Grubu'nun tesis edilmesinden memnuniyet duyduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, "Parlamentolararası diyaloğu biz dışişleri bakanları olarak teşvik ediyoruz. Tüm bunları niye söylüyorum? İlişkilerimiz mükemmel seviyede ama karşılıklı ziyaretler ve aramızdaki temasları daha düzenli, daha sık yapmamız gerekiyor. Bu konuda da bugün mutabık kaldık." bilgisini paylaştı.

Çavuşoğlu, görüşmede ticari ilişkilerden savunma sanayisine, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerden bölgesel gelişmelere kadar birçok konuyu ele aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Portekiz ile ticaret hacmimiz 3 milyara yaklaştı geçen sene ve ciddi bir potansiyel var. Bunu değerlendirdiğimiz zaman daha büyük hedeflere ulaşabileceğimize inanıyoruz. Şirketlerimizin de Portekiz'de ciddi yatırımları olmaya başladı. Özellikle çimento sanayi, liman işletmeciliği ve müteahhitlik sektörlerinde önemli yatırımları var, yaklaşık 1,6 milyar avroluk bir yatırım miktarı var. Portekizli firmaların da Türkiye'deki yatırım miktarı 764 milyona ulaştı. Daha da artacağına inanıyoruz. Bugün firmalarımızı karşılıklı yatırımlar için teşvik etme konusunda mutabık kaldık."

"BAYKAR İLE PORTEKİZ ARASINDA GÖRÜŞMELER BAŞLADI"
Cravinho'nun daha önce de Portekiz Savunma Bakanı olarak görev yaptığını anımsatan Çavuşoğlu, "Denizcilik alanında önemli bir ülke olan Portekiz ile bu alanda da işbirliğimizi daha da geliştirmek istiyoruz. Geçen hafta Baykar firmamızı ziyaret etmiştik, Baykar firması ile Portekiz arasında da bu anlamda savunma sanayisi işbirliği alanında görüşmelerin başladığını da öğrenmiş oldum. Yani hem devletler arasında hem de özel sektörler arasında bu ilişkilerimizi daha da geliştirmek istiyoruz." mesajını verdi.

Çavuşoğlu, Portekiz ile eğitim alanında da ilişkilerin güçlü olduğunun altını çizerek, "Öğrenci değişim programları kapsamında 2014'ten bu yana 800'den fazla Portekizli öğrenci Türkiye'ye geldi. Bu, Türkiye'ye olan ilginin bir göstergesidir ama Türk öğrencilerin Portekiz'e olan ilgisi daha da büyük ve o tarihten bu yana 6 binden fazla öğrencimiz eğitim görmek için Portekiz'e gitti ve şu anda halen öğrencilerimizin bazıları orada." dedi.

"TURİST SAYISI BAKIMINDAN KOVİD ÖNCESİ DÖNEMİ YAKALAMIŞ DURUMDAYIZ"
Türkiye'nin en köklü üniversiteleri arasında yer alan Ankara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve İzmir Yaşar Üniversitesinde Portekizce eğitim verildiğine işaret eden Çavuşoğlu, "THY'nin Lizbon ve Porto'ya gerçekleştirdikleri 21 sefer, karşılıklı temaslarımızı da artırıyor. Turist sayısını da artırıyor. Turist sayısı bakımından Kovid öncesi dönemi yakalamış durumdayız. Bu potansiyeli de iki önemli destinasyon olarak daha da geliştirmek ve işbirliğimizi artırmak istiyoruz." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Portekizli mevkidaşı ile Ukrayna'daki savaş konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını aktararak, "Finlandiya ve İsveç'in NATO üyelikleri süreci ile ilgili gelişmeleri de değerlendirdik ve Türkiye olarak bu konudaki düşüncelerimizi ve üçlü mekanizmanın uygulanması ile ilgili son durum hakkında da bilgi verdim." ifadelerini kullandı.

Afrika'da Portekizce konuşan ülkelerin olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Tüm Afrika genelinde Portekiz ile siyasi istişarelerimiz var ama daha yakın işbirliği içinde olma konusunda mutabık kaldık. 3'lü toplantılarla, mekanizmalarla Afrika'da terörle mücadele eden ülkelere ve ekonomik kalkınması için çaba sarf eden ülkelere ve de bölgenin istikrarı için, özellikle bazı bölgelerde ülkeler arasında da tansiyon ara sıra yükseliyor, Portekiz ile daha yakın bir işbirliği içinde olacağız." mesajını verdi.

Bakan Çavuşoğlu, görüşmede Kafkasya'daki gelişmeler, Azerbaycan-Ermenistan, Türkiye-Ermenistan normalleşme süreçleri ve Güney Kafkasya'nın istikrarı ve bölgedeki son gelişmelerle ilgili de görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.

Portekiz'de Türkiye'nin AB üyelik sürecine partilerüstü destek olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Biz AB'ye üye olmak için önemli adımlar attık ve bu, bizim için hala stratejik hedeftir ama AB'nin de karar vermesi lazım. Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi, vize serbestisi gibi çok önemli alanlar var ve yüksek düzeyli diyalog mekanizmalarımız var. Bu konuda AB'nin daha geri durduğunu bir kez daha söyledim. Portekiz gibi bu süreçleri destekleyen ülkelerin daha aktif olması, bu süreçlerin tekrar canlandırılması bakımından önemli olacaktır."

Çavuşoğlu, Türkiye'nin 2014'ten bu yana gözlemci üyesi olduğu Portekizce Konuşan Ülkeler Topluluğu kapsamında da Portekiz ile işbirliğini güçlendirmek istediğini belirterek, "Türkiye olarak biz sadece uluslararası ve bölgesel örgütlerde, üye olamadığımız örgütlerde bir statü elde etmek istemiyoruz, nerede bir statü elde ettiysek o örgütlerin çalışmalarına da katkı sağlamaya çalışıyoruz ve o örgüte mensup ülkelerle ikili ilişkilerimizi de geliştirmek için çalışıyoruz." dedi.

Cravinho ile bugün verimli ve samimi bir toplantı gerçekleştirdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, mart ayındaki Antalya Diplomasi Forumu'nda da Portekizli mevkidaşını ağırlamaktan memnuniyet duyacağını sözlerine ekledi.

SÜREÇ DURDURULMUŞTU
İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, Türkiye-İsveç görüşmelerine ara verildiğini açıkladı.

İSVEÇ RESMEN AÇIKLADI SÜREÇ DURDU | VİDEO İZLE




SÜREÇ DURDURULDU

Billström NATO üyelik süreciyle ilgili açıklamada bulundu. Billström, "Süreç 'geçici' olarak durduruldu" dedi.



DİKKAT ÇEKEN "14 MAYIS" VURGUSU
A Haber Muhabiri Fatih Özyar, A Haber canlı yayında Türkiye - İsveç arasında yaşanan gerilimi ve alınan NATO kararına dair son notları aktardı.

Türkiye'de seçimlerin yapılacağı 14 Mayıs tarihine dikkat çeken Özyar, "NATO üyeliğinin askıya alınıp alınmayacağı konusunda net bir bilgi yoktu. Fakat yapılan açıklamalara bakıldığında hem İsveç Başbakanlığı ve İsveç Dışişleri'den Türkiye'nin taleplerini karşılayacak yönde açıklama gelmedi. İsveç'te yapılan provokasyonlar Türkiye-İsveç ilişkilerini germe noktasına getirdi. Tam bu noktada İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström bir açıklama yaptı. Gerilimim tırmandığını görerek NATO üyelik sürecini dondurma kararını aldıkları duyurdular. Ve bunu 'geçici olarak durdurduk' dediler. Büyük bir ihtimalle Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak olan 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi sonra tekrar bu gündeme gelecek." bilgilerini paylaştı.



TOPLANTILAR SÜRESİZ BİR ŞEKİLDE İPTAL EDİLMİŞTİ
Ankara'nın talebi üzerine Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasındaki üçlü mekanizma toplantı 24 Ocak'ta süresiz bir şekilde iptal edilmişti.

İptal kararı, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsveç'e NATO kapısını kapatmasının ardından alındı. Bir sonraki toplantı Şubat ayında Brüksel'de yapılacaktı.

AĞLAMAYA BAŞLADILAR
Türkiye'nin kararı sonrası konuşan İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, "NATO üyeliği konusunda işleyen bir diyaloğa geri dönmek istiyorum." diyerek adeta yalvardı.

Kristersson, yaşananlar sonrası yaptığı açıklamada, ülkesindeki skandal eylemlerin 'provokasyon' olduğunu dile getirdi. Türkiye'ye saygı duymaları gerektiğini vurgulayan Kristersson, "Bugün, bizim için NATO'ya girmekten daha önemli bir ulusal güvenlik meselesi yok. Bazı provokatörlerin eylemleri, NATO üyeliğimizi geciktirdi. Türkiye ile yeniden işleyen bir diyaloğa girmek istiyoruz." diye konuştu.

"NATO'YU İSTİYORSAK YAPTILARIMIZI DÜŞÜNMELİYİZ"
"Anlaşma iyi gidiyor, ama her şeyde hemfikir olmadığımız açık." itirafında bulunan İsveç Başbakanı, "İsveç yasaları uygulanmalı. İsveçli siyasetçilerin idamını gösteren bir kukla asılsaydı biz de kötü hissederdik. Türkiye'nin görüşleri tamamen makul. İsveç'in NATO üyeliğini istiyorsak yaptıklarımız hakkında düşünmeliyiz. 28 ülke kendi için kararlar verdi. Türkiye de kendi için kararlar veriyor." ifadelerini kullandı.

"BU YAŞANANLARIN İSVEÇ GÜVENLİĞİNE ETKİSİ OLACAK"
Türkiye'nin kararında tuhaf bir şey olmadığını söyleyen Kristersson, "Bu olayların İsveç güvenliğine etkisi olacak. Son derece gergin ortam güvenliğimize zarar verir." dedi.

KABİNE SONRASI BAŞKAN ERDOĞAN AÇIKLAMIŞTI: "NATO KONUSUNDA HERHANGİ BİR DESTEK GÖREMEYECEKSİNİZ"
Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Başkan Erdoğan İsveç'teki alçak eyleme ilişkin şu ifadeleri kullanmıştı:

"Böyle bir kepazeliğin yaşanmasına sebebiyet verenlerin NATO'ya başvuru konusunda artık bizden herhangi bir hayırhahlık beklemeyeceği açıktır. Terör örgütlerinde caddelerinizde, sokaklarınızda cirit attıracaksınız ondan sonra bizden NATO'ya girmesi için destek bekleyeceksiniz. Yok böyle bir şey. Madem terör örgütleri mensuplarını ve İslam düşmanlarını bu kadar seviyorsunuz, savunuyorsunuz, koruyorsunuz, öyleyse kendilerine ülkelerinin savunmalarını da onlara havale etmeleri tavsiyesinde bulunuyoruz. Biz bir şeyi söylediğimiz zaman dürüst söyleriz, birileri de bize namussuzluk yaptığı zaman, alçaklık yaptığı zaman onlara da haddini bildiririz. İsveç yönetiminin bizlere kalkıp hak ve özgürlükten hiç bahsetmesine gerek yok. Eğer hak ve özgürlüklere bu kadar saygılıysanız önce Türkiye Cumhuriyeti'nin veyahut Müslümanların dini inancına saygı göstereceksiniz. Eğer bu saygıyı göstermiyorsanız, kusura bakmayın bizden de NATO konusunda herhangi bir destek göremeyeceksiniz."

Erdoğan'ın sözleri uluslararası Haber ajansları tarafından 'acil' kodu ile anbean abonelerine servis edilirken pek çok gazetede birinci manşet oldu.

BCC bu gelişmeyi 'Erdoğan, İsveç'e NATO'dan destek beklememesini söyledi' başlığı ile duyururken İngiliz Guardian gazetesi haberinde şu ifadelere yer verdi;

İki ülke arasındaki gerilim, hafta sonu Stockholm'de düzenlenen bir protestoda Kuran'ın yakılmasının ardından daha da alevlendi.'

The Wall Street Journal haberinde 'Erdoğan, Kur'an yakma nedeniyle İsveç'in NATO'ya girişini engellemekle tehdit etti' denildi.

Al Jazeera 'Erdoğan'dan uyarı' başlığını tercih etti ve 'Türkiye cumhurbaşkanı, İsveç'in askeri ittifaka katılma hedefinde Ankara'nın desteğini beklememesi gerektiğini söyledi' dedi.

YUNAN GAZETEDEN SKANDAL İFADELER
Yunan In.gr Türkiye'nin tutumunu skandal bir sözlerle okurlarına servis etti. Gazete 'İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusu komediye dönüşmek üzere' yorumunda bulundu.

Haberde 'Ankara, neredeyse tüm Batı başkentlerine açıkça şantaj yapıyor ve Washington'un hedef ve özlemlerini pervasızca görmezden geliyor' ifadelerine yer verildi.

ABD merkezli Fox News bu gelişmeyi 'Stockholm protestosunda Kuran'ın yakılmasının ardından Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğine karşı çıkacak' sözleri ile okurlarına sundu.

ABC News ise haberinde 'Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç'in İslam karşıtı protestoların ardından Ankara'nın NATO'ya katılma desteğini beklememesi gerektiğini söyledi' ifadesine yer verdi.

İSVEÇ BASINI: ERDOĞAN HAYIR DEDİ
İsveç basını yaşanan olaylar sonrası NATO kapısının kapandığını yazdı.

İsveç merkezli Aftonbladet 'Erdoğan hayır dedi' başlığı ile okurlarının karşısına çıktı. Haberde Rasmus Paludan'ın Türkiye'de büyük bir öfkeye yol açtığının altı çizildi ve şu ifadeye yer verildi;

'Kısa bir süre önce Erdoğan, protestolar nedeniyle İsveç'in NATO üyeliğini desteklemeyeceğini açıkladı.'

Bir Başka İsveç gazetesi Svenska Dagbladet 'İsveç'in NATO başvurusuna destek yok' başlığı ile çıktı. Gazete 'Kuran yakmak NATO şansını mı öldürdü?' başlıklı bir de analiz yayınladı.

Dagens Nyheter 'Erdoğan, İsveç'in bu hafta sonu Stockholm'deki ülkenin büyükelçiliği önünde Kuran'ın yakılmasından sonra Türkiye'den NATO uygulamasına destek beklememesi gerektiğini söyledi' dedi.

Paludan'ın geçtiğimiz yılın Nisan ayında İsveç'te düzenlediği bir mitingde çıkan çatışmalarda 40 kişi yaralanmıştı. Protestocular taşlarla saldırdıkları polislerin 4 aracını ateşe vermişti.

'BAŞBAKAN 2 CİDDİ DARBE ALDI'

Sydsvenskan, İsveç Başbakanı Kristersson'un NATO sürecinde Åkesson ve Erdoğan arasında sıkıştığını yazdı.

Haberde 'Başbakan Ulf Kristersson, İsveç'in NATO üyeliği peşinde Pazartesi akşamı iki ciddi darbe almak zorunda kaldı' denildi.

FRANCE 24'TEN SKANDAL ALGI OPERASYONU
France 24 skandal bir algı operasyonuna soyundu.

Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim yakılması sonrası Başkan Erdoğan'ın İsveç'e NATO kapılarını kapatmasını haberleştiren kanal şu ifadeleri kullandı;





"Erdoğan'ın öfkeli yorumları, İsveç ve Finlandiya'nın Türkiye'de Mayıs ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesinde Batı savunma ittifakına katılma ihtimallerini daha da uzaklaştırdı"

Skandallarla dolu haberde Avrupa'daki PKK/YPG'liler 'Kürt gruplar' olarak aklanmaya çalıştı.

France 24 ek olarak Türkiye ve Macaristan'ı Rusya yanlısı NATO üyeleri olarak ilan etti.


REUTERS
Merkez üssü İngiltere'nin başkenti Londra'da olan Reuters gelişmeyi, "Erdogan to Sweden: Don't expect Turkish support for NATO bid after Stockholm protest" başlığıyla duyurdu.

Haberde "Erdoğan Pazartesi günü yaptığı açıklamada, hafta sonu Stockholm'deki Türk büyükelçiliği önünde Kur'an'ın yakılması da dahil olmak üzere düzenlenen protestoların ardından İsveç'in Türkiye'den NATO üyeliğine destek beklememesi gerektiğini söyledi" ifadelerine yer verildi.


BLOOMBERG
Başkan Erdoğan'ın İsveç'e verdiği NATO vetosunu ABD merkezli Bloomberg de gündeme getirdi.

"Sweden Shouldn't Expect Turkey Support in NATO Bid, Erdogan Says" başlığıyla (Erdoğan: İsveç NATO Hedefinde Türkiye'den Destek Beklememeli) duyurulan haberde şu ifadeler kullandı;

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Pazartesi günü İsveç'in başkenti Stockholm'de İslam'ın kutsal kitabının yakılmasına öfkesini dışa vurarak, Türkiye'nin İsveç'in Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne katılma hedefini desteklemeyeceğini söyledi.



İTALYAN BASINI BAŞKAN ERDOĞAN'IN O SÖZLERİNE DİKKAT ÇEKTİ

İtalya'da yayın yapan ANSA MED isimli haber sitesi "No Sweden in NATO if it doesn't respect Islam, says Erdogan" başlığını kullandı.

İlgili haberde Erdoğan'ın "Hiç kimsenin Müslümanların inancına hakaret etme özgürlüğü yoktur" sözlerine dikkat çekildi.



ABC NEWS
New York merkezli ABC News, "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç'in İslam karşıtı protestoların ardından NATO'ya katılmak için Ankara'dan destek beklememesi gerektiğini söyledi" ifadeleriyle ilgili haberi okuyucularına servis etti.



ASSOCIATED PRESS
Bir başka ABD'li Associated Press ise "Türkiye Cumhurbaşkanı, İsveç'in NATO üyelik hedefine destek vermediğini söyledi" sözleriyle gelişmeyi manşete taşıdı.

İSVEÇ'TE İKİNCİ SKANDAL
Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan'ın Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği yakındaki provokasyonunu izleyen fotomuhabiri Orhan Karan, daha önce de Paludan'ın benzer eylemlerinden tanıdığı ve aşırı sağcı liderin arkadaşı olduğunu bildiği kişinin, 21 Ocak'taki eylem sırasında kendisine aniden saldırgan tavırla yaklaştığını ve sözlü tacizde bulunmadan önce saldırmakla tehdit ettiğini söyledi.

Karan, "Sözlü tacizini fiziksel saldırıya çevirdi. Olay yerine gelen polisler, olaya şahit olduğundan onu hemen gözaltına aldı. Daha sonra bana, (saldırganın) bölgeden uzaklaştırıldığını söylediler." dedi.

Orhan Karan, olaydan kısa süre sonra Paludan'ın bölgeye geldiğini, ancak polise gözaltındaki arkadaşını serbest bırakmadıkları sürece aracından çıkmayacağını söylediğini belirtti.

SUÇA VE ŞİDDETE KARIŞMIŞ KİŞİ SERBEST BIRAKILDI
Polisin, Paludan'ın talebine boyun eğdiğini ve bu kişiyi provokasyonun gerçekleştiği yere geri getirdiğini kaydeden Karan, "yani bir suça ve şiddet eylemine karışmış kişiyi serbest bıraktıklarını" ifade etti.

PALUDAN'DAN ALÇAK EYLEM | VİDEO İZLE

Karan, gözaltına alınan kişinin, Paludan'ın Kuran-ı Kerim'i yakmasını canlı yayınlamakla görevlendirildiğini kaydetti.

Paludan'ın eylemini gerçekleştirmesine izin veren polisler hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyleyen Karan, polisin söz konusu kişiyi serbest bıraktıkları için daha sonra kendisinden özür dilediğini ifade etti.

Polisin tepkisine şaşırdığını ifade eden Karan, normal şartlarda gözaltına alınan diğer kişilerin karakola götürüleceğini aktardı.

KUR'AN-I KERİM'İ YAKAN IRKÇI RASMUS PALUDAN YENİ PLANI İÇİN ADRES GÖSTERDİ
Öte yandan Paludan, kendisine 'terörist' diyen Çeçenistanlı Hamzat Çimayev'e yanıt olarak, "Kitaplarını Rusya Büyükelçiliği önünde de yakabilirim" dedi.

Sosyal medya hesabından Çeçenistanlı İsveç vatandaşı sporcu Hamzat Çimayev'e yanıt veren Paludan Rusya'nın Stockholm Büyükelçiliği önünde de Kur'an-ı Kerim yakacağını söyleyerek, "Hamzat'ın bana hakaretine karşılık ve tüm Çeçenlere özel bir selam olarak kitaplarını Rusya Büyükelçiliği önünde yakabilirim" dedi.

İsveç'te Kuran-ı Kerim yakan Paludan'a tepki gösteren Çimayev, Danimarkalı siyasetçi için 'terörist' demişti.

Rusya-Ukrayna savaşının ardından NATO'ya girmek isteyen İsveç ve Finlandiya'ya Türkiye'den veto gelmiş, iki İskandinav ülkesinin teröre destek vermeyeceklerini belirtmesinin ardından ise Türkiye NATO yoluna yeşil ışık yakmıştı.

Ancak sonrasında PKK sempatizanlarının skandal hamlelerine bir de aşırı ırkçı Rasmus Paludan'ın eylemleri eklenmişti. Paludan, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmıştı. Kalabalık polis korumasında gerçekleştirilen eylem sırasında Paludan'ın yanına kimsenin yaklaşmasına izin verilmemişti.

Nitekim Paludan hafta içi eyleminin günü ve saatiyle ilgili bilgi vermiş aynı zamanda hükümetten izin talep ettiğini de ifade etmişti. Yaşanan rezalete Türkiye'den tepkiler gecikmedi. İsveç ise yaşananlardan dolayı resmen birbirine girdi. Bir kesim bunun 'ifade özgürlüğü' olduğunu savundu.

Olaylar sonrasında açıklama yapan Başkan Recep Tayip Erdoğan,İsveç'e "NATO konusunda herhangi bir destek göremeyeceksiniz" sözleri ile rest çekti. Başkan Erdoğan'ın sözleri dünya gündemine damga vurdu.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN