Rusya'dan Türkiye'ye kritik Suriye ziyareti ve ABD'den F-16 kararı! Tüm bunlar ne anlama geliyor?

Son dakika haberi | Türkiye yarın önemli bir ziyaretçiyi ağırlıyor. Putin'in Suriye temsilcisi yarın Türkiye'ye gelerek önemli temaslarda bulunacak. Öte yandan ABD'nin Türkiye'ye F-16 satışıyla ilgili de önemli bir adım atıldı. Yaşanan bu gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar değerlendirdi.

Giriş Tarihi 07 Aralık 2022, 14:03 Güncelleme 07 Aralık 2022, 14:50
Rusya’dan Türkiye’ye kritik Suriye ziyareti ve ABD’den F-16 kararı! Tüm bunlar ne anlama geliyor?

İÇİNDEKİLER

Uzun süredir konuşuluyor. Suriye'ye kara harekatı başlayacak mı? Ne zaman başlayacak ve kapsamı ne olacak? İşte bu soruların ışığında Türkiye önemli kritik bir ziyaretçiyi ağırlayacak. Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev yarın Türkiye'ye geliyor.

Bu da Ankara – Şam ilişkilerinde her an önemli gelişmelerin olabileceğinin de bir göstergesi olarak ifade ediliyor. Rus diplomatın gündeminde elbette ki Suriye gündem maddesi ön planda olacak. İstanbul'da yarın ve sonraki gün önemli gelişmeler yapacak.

ABD Kongresinin iki kanadından senatör ve temsilcilerin yer aldığı konferans komitesi, 857 milyar dolarlık savunma bütçesini de içeren NDAA tasarısına son halini verdi. Anadolu Ajansı, kongrenin iki kanadının genel kurulunda oylanacak tasarı metninin son haline ulaştı.

Tasarının son halinde, Rum lobisine yakınlıklarıyla bilinen New Hampshire Temsilcisi Demokrat Chris Pappas, Florida Temsilcisi Cumhuriyetçi Gus Bilirakis, New York Temsilcisi Cumhuriyetçi Nicole Malliotakis ve New Jersey Temsilcisi Demokrat Frant Pallone dahil 18 temsilci tarafından sunulan ve tasarının Temsilciler Meclisi versiyonuna eklenerek kabul edilen Türkiye'ye F-16 satışlarını kısıtlayıcı koşullara bağlayan maddeler yer almadı.

Peki Rusya'dan gelen temsilci ne anlama geliyor? ABD'nin F-16 kararı ne ifade ediyor? Bölgede bundan sonra ne olacak? Türkiye'nin hedefi ne? 3 bölgede istenen ne? Türkiye-Suriye arasında bir diyalog gerçekleşecek mi?

Abdullah Ağar'ın öne çıkan değerlendirmeleri:
"Türkiye'nin ortaya koymuş olduğu o kudretli hava akınları terör örgütü PKK/YPG üzerinde büyük bir etki ortaya koydu. Özellikle terör örgütünün Esad rejimine ve Türkiye'ye kullanmaya çalıştığı altyapı büyük şekilde tahrip oldu. ABD'nin himayesindeki bir görüntüyle birlikte bir inisiyatif oluşturmaya çalışıyorlardı. Şimdi Türkiye'nin her etkisinde olduğu gibi bir takım değişiklikler kendisini gösterdi. Teröristler 'Suriye rejiminin askeri parçayız' gibi söylemlere yöneldi.

Türkiye ile Esad rejimi arasında bir ortak etki olabilir mi? Bu etki demografik yapının düzelmesi yol olur mu? Biz bunun arayışı içindeyiz. Biz Türkiye olarak Suriye'nin toprak bütünlüğünde gözümüz olmamakla birlikte bir terör örgütünün Suriye'de bir siyasi inisiyatif geliştirmesine kabul edecek değiliz. Bu dönemde bunun görüşüldüğü yerler; Tel Rıfat, Münbiç ve Ayn El Arap. Bura üzerinden ortak bir çözüm gösterebilir mi? Herkesin merak ettiği soru da bu zaten.

Esad rejiminin rengi PKK/YPG konusunda çok belli değil. 'Siyasi yapıyla ilgili bizi tehdit ediyorlar ama bize kurşun sıkmadılar' yönünde bir takım açıklamaları var. Rusya, Ukrayna savaşıyla birlikte Suriye'deki inisiyatifini kaybetti. Hakimiyet anlamında alanları İran'a kaptırıyordu. İşte bu noktada Rusya tekrar inisiyatifini kazanmak istiyor. Rusya, Esad rejimi ve Türkiye ile ilişkilerin gelişmesini de istiyor. İnisiyatifi kaptırmamak hepsinden önemli. Bu açılardan bakıldığında önemli bir dönemin içindeyiz.

Rusya İdlib konusunda hassas. Tel Rıfat, Münbiç ve Ayn El Arap konuşulmaya başlandığı zaman işin için İdlib giriyor, Şii milisler giriyor. Bunun yanında bir de İran işin içine giriyor. Bununla ilgili bir müzakere sürecinin içerisindeyiz. Biz burada demografik ve topografik bir adalet arıyoruz. Türkiye varlığını tedhit edecek terör yapısını ortadan kaldırmak istiyor. Türkiye terör örgütü PKK/YPG'yi ne silahlı ne siyasi olarak bölgede istemiyor.

ABD'NİN F-16 KARARI
ABD'nin Türkiye'nin hassasiyetlerini değersizleştirmek ve sonrasında bir müzakere masası kurmak gibi temel bir eğilimi var. Bunu da hep görmemiz gerekiyor. Türkiye mücadele ettiği takdirde ABD'nin menfaatlerine de olan bu kazınımı bir şekilde elde edecek. Elde edemezse zaten sadece Türkiye kaybetmeyecek. Asıl ABD kaybedecektir.

Bu sadece bir silah platformunun tedariki değil ABD ile Türkiye arasında jeopolitik bağın devamlılığın ile ilgili ve ABD'yi de çok kurcalayan bir konu. Onlar açısından bir sağduyu gerekiyor. Bu silahı bize satmamanın bedellerini bize göstermiyorlar ama kendi aralarında konuşuyorlar. Bu açıdan bakıldığında son derece önemli bir eşik. Bir damar daha mı kopacak? Bu açıdan daha önemli."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN