Başkan Erdoğan'dan CHP'ye başörtüsü tepkisi: Bunların yaptığı istismar siyaseti

Son dakika haberi! Başkan Recep Tayyip Erdoğan Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nde önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan, konuşmasında kadının toplumdaki önemine vurgu yaparken, "Anayasanın 10. maddesine 'Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliği sağlamakla yükümlüdür' ilkesini ekleterek başladık" dedi. Başkan Erdoğan, CHP'ye başörtüsü konusunda tepki göstererek "Bunların yaptığı istismar siyaseti" dedi.

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Başkan Erdoğan'dan CHP'ye başörtüsü tepkisi: Bunların yaptığı istismar siyaseti

Başkan Recep Tayyip Erdoğan Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nde önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan konuşmasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na başörtüsü konusunda tepki göstererek Anayasa değişikliği konusuyla ilgili "Niye kaçak dövüşüyorsun?" ifadelerini kullandı.

Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları
Zirvenin kadınlarla birlikte tüm insanlar için hayırlı olmasını diliyorum. Dünyadaki kadın hareketlerini şekillendiren en önemli etken kültürel farklılılardır. Batı medeniyetinin baskın karakteri, en çok kadına bakışta ortaya çıkmıştır. Bugün dünyanın her yerindeki toplumlarla aynı kadın rolü dayatılmaktadır. Ülkelerin pek çoğunda nüfusun kırsaldan şehirlere yığılması da bu dayatmayı beslemektedir. Bunun dışındaki her türlü davranış küresel bir lince tutulmaktadır.

"KABUL EDEMEYİZ"
Gelişmiş ülkelerin verdiği imajın tersine, kadına yönelik şiddette ciddi sorunlar yaşandığını biliyoruz. Biz ülkemizde sırf cinsiyeti yüzünden şiddete uğramasını, hayatını kaybetmesini kabul edemeyiz.

Zirvede geleceğe ışık tutacak sonuçlara ulaşılacağı anlaşıyor. Kadınların dışlandığı bir dünya insanlığın yarasından feragat etmiş demektir.

Yürüttüğümüz mücadelede en büyük desteği gördüğümüz kadınlarla her alanda başarılara ulaşacağımız bir gelecek bizi bekliyor. İnancımızın, medeniyetimizin, kültürümüzün gereği olarak bu mücadeleyi sizlerle omuz omuza sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız.

"ASIL DEĞİŞİMİ ZİHİNLERDE SAĞLADIK"
Ülkemize 20 yılda asırlık eserler kazandırdık derken mübalağa etmiyoruz. Türkiye demokrasi atağı ile geldiği seviyede, hep birlikte geleceğe güvenle bakabilmemizi sağlıyor. Asıl büyük değişimi zihinlerde sağladığımıza inanıyorum.

Anayasımızın 10. maddesinde, "kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir" ibaresini ekleterek işe başladık. Kadına yönelik şiddetle en etkin mücadele edeceğimizin sözünü daha hükümete gelmeden halkımıza vermiştik.

"ÇALIŞAN KADINLARIN ŞARTLARINI İYİLEŞTİRDİK"
Aile içi ve kadına karşı işlenen suçların cezalarını artırarak bu doğrultuda önemli adımlar attık. Çalışan kadınların şartlarını iyileştirdik. Gebelikten itibaren doğuma ve çocğun büyümesine kadar anneleri koruyan maddi olarak destekleyen işler yaptık.

Ülkemizin 81 iline yaygınlaştırdığımız şiddet önleme merkezlerimizle 1 milyon kadına hizmet verdik.

"BAŞÖRTÜLÜ KARDEŞLERİMİZİ KOVMADILAR MI?"
Yıllar yılı başörtünün düşmanı olan, üniversitelerde ikna odaları kuranların kimler olduğunu bilmiyor muyuz? Şimdi bu ikna odalarını kuranlar geldiler başörütsü sorununu çözelim diyorlar. Ben şimdi bir teklifte bulundum, bakalım seçimlerde kaç tane başörtülü milletvekili adayı çıkartacaksın. Meclis'te bir zamanlar bunların ağababaları TBMM'de başörtülü kardeşimizi kovmadılar mı?

"BUNLARIN İŞİ İSTİSMAR SİYASETİ"
Biz diyoruz gel yeni anayasa yapalım. Ayrım yapmadan bütün kadınlarımız bu süreci yaşansınlar. Şimdi arkadaşlarımız ziyarete gittiler, şu an gerek yok seçimden sonra çalışalım dediler. Sen bir gece çıktın düzenleme yapalım diyorsun, biz de gel diyoruz. Niye kaçak dövüşüyorsunuz. Bunların işi her zaman istismar siyaseti.

Çeyrek asır önce hayal bile edilemeyecek şu özgürlük iklimini dizayn ederken nelerle karşılaştığımızı millet çok iyi biliyor. Bu mücadelelerde, vesayetin başını çeken bir partinin başkanı başörtüsü konusunu yeniden gündeme getirdi. Kadınlarımızın başını örtmesi tabii bir durumdur. Devletin tüm kurumlarında başörütüsü kardeşlerimiz var. Hakimimiz, savcımız, polismizi valimiz var. Yaptık da ne oldu? Türkiye yıukıldı mı? Tam aksine şimdi hepsi 'çok daha rahatız, huzurluyuz.' diyor. Yeter ki biz ön açalım. Ön açtığımız zaman bu ülke geleceğe yürüyecektir. Son tartışma vesilesiyle gördük ki, ülkemizde kökünün kurudğunu düşündüğümüz habis zihniyet duruyor.

Esasen kadınlarımızın başlarının açık veya örtük olması bir haktır. Su, hava gibi kadınlarımızın başlarını örtmesi tabii bir durumdur. Bunun için ne Anayasa'da ne kanunlarda düzenleme yapmaya ihtiyaç yoktur. Devletin tüm kurumlarında başörtülü kardeşlerimiz var mı, hakimlerimiz, savcılarımız, polisimiz, askerimiz, valimiz var mı?

Yeter ki biz ön açalım. Ön açtığımız zaman bu ülke çok daha güçlü şekilde geleceğe yürüyecektir. Bir kez daha gördük ki ülkemizde kökünün kuruduğunu umduğumuz habis zihniyet pusuda beklemekte. Bu meseleyi anayasal güvenceye kavuşturmakla cevabımızı verdik. Bu konuda samimiyetimizi ortaya koyduk. Gerekirse referanduma gidelim. Millet en doğrusunu söyler. Bakalım millet ne diyor? Millete gitmeyi de bunlar kabul edemez. Millete gidileceği zaman sandıktan neler çıkabileceğini iyi biliyorlar. Kapsamlı bir uzlaşma sağlanabilirse kadınlarımız ve ülkemiz karlı çıkacaktır. Uzlaşma sağlanamazsa bu meseleyi milletimizin takdirine sunmanın yollarını arayacağız."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN