
HİSAR A+ üzerinde bir katman üzerinde yer alacak olan sistemlerinin de bu yılın başında yapmış oldukları teslimatlarla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine girdiğini anlatan İkinci, şunları kaydetti:

"Bunun bir sonrasında Hisar O+ ve sonrasında Siper şeklinde devam ediyor. En son Siper-Blok-1'in atışları başarıyla yapıldı. Siper-Blok-1'deki amacımız hızlı bir şekilde bu sistemin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanımına girmesini sağlamak. Bu anlamda yapmış olduğumuz çalışmalar planladığımız şekilde devam ediyor. Bu sistemlerin, Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyacını karşılaması için var gücümüzle çalışıyoruz ve buradaki planlamayı mümkün olduğunca geriye çekerek hızlı bir şekilde teslimatlarını sağlamak istiyoruz.

Siper gibi bir sisteme sahip olan ülkelerin sayısı çok değil. Hava savunma sistemleri dünyada gerçekten çok talep gören sistemler. Siper bizim yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz bir hava savunma sistemi olacak. Hem ihracat potansiyeli açısından baktığımızda hem de bundan sonraki kabiliyetlerinin çeşitlendirilmesi ve artırılması konusunda üzerine yatırım yapılarak, teknolojilerinin de geliştirilerek uzun vadede de Silahlı Kuvvetlerimize çok farklı alanlarda hava savunma desteği sağlayacağını değerlendiriyoruz. Siper'in ilk versiyonu 2023 yılında inşallah teslim edilecek."

"HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİNİN İHRACATI ÇOK BÜYÜK BİR POTANSİYEL TAŞIYOR"
İkinci, bu versiyonla beraber Siper sisteminin bitmeyeceğini belirterek, "Üzerine yeni füzeler, sistemler, kabiliyetler kazandırılarak devam edecek. Çünkü hava savunma dediğimiz konsept hiçbir zaman tamamlanan biten bir şey değil. Devamlı yetenekleriyle, özellikle menzil artışlarıyla, farklı füze seçenekleriyle, farklı radar seçenekleriyle geliştirilen, üzerine yatırım yapılan bir alan." değerlendirmesinde bulundu.
Siper gibi hava savunma sistemlerinin ihracatının çok büyük bir potansiyel taşıdığını dile getiren İkinci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemize hem ekonomi anlamında hem de savunma sanayimizde kaynak anlamında çok büyük katkı sağlayacak bir alan. Çünkü hava savunma, dünyada da özellikle talebi giderek artan ve genellikle de ülkelerin çok paylaşmak istemedikleri sistemler. Onun için Türkiye'nin dost ve kardeş ülkelerimiz başta olmak üzere yakın ilişkili olduğu ülkeler açısından da çok önemli bir ihtiyacı karşılayacağını, ihracat potansiyelinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum.

Öte yandan LEVENT, hava savunma sistemimizin en son ürünlerinden bir tanesi. LEVENT'in kullanım alanı, savaş gemilerimiz üzerinde özellikle güdümlü mermilere karşı ve yakın hava tehditlerine karşı kullanılacak bir hava savunma sistemi gerçekleştirilmesini sağlamak. LEVENT'in ilk versiyonu Sungur Hava Savunma Füzelerimizi kullanarak gerçekleştirilecek ve Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına sunulacak. Bunlar savaş gemilerinin üzerinde yakın hava savunma hizmeti verecek olan sistemler olacak. Sungur füzemizden sonra daha gelişmiş olan versiyonu, Levent Sistemi'nin en önemli füzesi olarak da inşallah Sungur'la beraber devreye girecek ve tek başına otonom olarak herhangi bir platformda hava savunma desteği sağlayacak. 3 yıl içerisinde en son versiyonunu hava savunma sistemi olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına sunacağız."
"SİHA'YLA MÜHİMMATLARIN BERABER SATILMASI İHRACAT POTANSİYELİNİ ARTIRIYOR"
ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, ROKETSAN ve Baykar arasında çok güzel iş birliği olduğunu belirterek, "Bizim şu anda geliştirmiş olduğumuz mühimmatlarımızın hepsi savunma sanayimizde yer alan birçok firmamızın bir araya gelerek oluşturduğu kabiliyetlerin bir sonucu. ROKETSAN'ın kendi öz kaynaklarıyla gerçekleştirmiş olduğu projeler bunlar. Oyun değiştirici bir teknoloji olarak şu anda karşımıza çıkıyor. Hem SİHA'lar hem bunların üzerinde yer alan akıllı mühimmatlar bundan sonraki süreçte de oyun değiştirici özellikleriyle devam edecekler." diye konuştu.