AK Parti, Almanya, Singapur, Rusya ve Avustralya örnekleri inceleniyor. 2017 yılında Almanya'da yürürlüğe giren sosyal medya düzenlemesine göre nefret söylemi içeren, başkalarının haklarını ihlal eden hesapların 24 saat içerisinde sosyal medya sağlayıcıları tarafından kaldırılması zorunluluğu bulunuyor. Paylaşımları kaldırmayan sosyal medya sağlayıcılarına 50 milyon avro para cezası veriliyor.
Singapur'da ise bu tür eylemde bulunan kişilere 10 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Rusya sosyal medya platformlarına bu tür paylaşımları 24 saat içerisinde silme zorunluluğu getirirken, bunu yapmayan sosyal medya sağlayıcılarına 1,5 milyon ruble cezası veriliyor. Avustralya'da ise sosyal medya sağlayıcılarına cirosunun yüzde 10'u kadar para cezası veriliyor. Bütün bunları değerlendiren AK Parti, Almanya modeline sıcak bakıyor.
Sosyal medya ile ilgili geçen yıl ilk adım atılmış, sosyal medya sağlayıcılarına Türkiye'de temsilcilik açma zorunluluğu getirilmişti.
BAŞKAN ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Başkan Erdoğan Bosna-Hersek ve Karadağ ziyaretleri dönüşünde gazetecilerin "Sayın Cumhurbaşkanım siyasette en fazla son dönemde yaptığınız açıklamalarda yalan terörüne çok ciddi anlamda eleştirilerde bulundunuz. Şu ifadeyi kullanmıştınız, "Türkiye CHP zihniyetine, yalan ve iftira zulmüne maruz kalmaktadır. Bu büyük bir sorun haline gelmiştir." AK Parti'nin bir çalışması olduğunu biliyoruz, yalan terörüyle ilgili. Türkiye'de de Almanya ve Fransa'da olduğu gibi yalanı yayan siyasiler, gazeteciler ya da içerik sağlayıcılara ciddi yatırımlar getirilmeli mi, bu yalan terörünü önleyebilir mi?" sorusuna şu cevabı vermişti.
"BEDEL ÖDEYECEKLER"
"Ülkemiz, benim "yalan terörü" olarak ifade ettiğim saldırılara çok sık maruz kalıyor. FETÖ'sünden PKK'sına, terör örgütleri her mecrada türlü yalanlarla ülkemizi hedef alıyorlar. Bakıyorsunuz CHP ve Bay Kemal başta olmak üzere muhalefet partileri de bu yalanlara çok teşne. Adeta yalan fabrikası gibi çalışıyorlar. Dijital terör deseniz, o da sürekli iş başında. Bunlara karşı yasal düzenlemelerimiz elbette oldu ama çok daha güçlü adımlar atmamız kaçınılmaz. Yalan terörüyle mücadele etmekte kararlıyız. Arkadaşlarımız Türkiye'deki verinin, Türkiye'de kalacağı, vatandaşlarımızın kişilik haklarını, verilerini koruyacak, gerek geleneksel gerek yeni iletişim mecralarındaki itibarsızlaştırma, karalama, yalan ve iftira kampanyalarına karşı duracak yeni bir yasa çalışması için teknik bir çalışma yürütüyorlar. En kısa zamanda hazırlıklar tamamlanacak. Meclis açılır açılmaz bu konu Meclis'imizin gündemine getirilecektir. Bu konu ülkemiz için çok önemlidir, demokrasimiz için önemlidir. Hem bireysel hak ve özgürlükleri koruyacak, hem de milletimize, devletimize yönelecek sistematik dezenformasyon ve yalan terörüne karşı milli güvenliğimizi koruyacak bir yasal zeminin ortaya konmasına katkı vereceğiz. Tabi sadece yalan olayı da değil. Twitter gibi sosyal medya platformlarının burada sadece kuru kuruya bir ofis açmasını kast etmiyoruz. Gelecekler, burada personeliyle her şeyiyle bulunacaklar ve herhangi bir ihlal durumunda cezası da verildiği zaman bu cezaları da tahsil edilecek. Şu an itibarıyla bakıyorsunuz Twitter'ın, Facebook'un hiçbirisinin herhangi bir yanlış iş yaptıkları zaman muhatap alınabilecek bir özellikleri yok. Biz bunlarla uğraşamayız. Bedel ödeyecekler. Başka çaresi yok bu işlerin.."