Yaşadığım bu tatsız olayları sosyal medyada dillendirmek istedim. Konuştuğumuz konu mağdur edebiyatı gibi algılanabiliyor ama bu aslında bir benlik savaşı. Ben bundan rahatsızsam söyleyebilirim, içimden geldiği gibi de yazdım. Biz olalım artık; sen, ben, değil. İnsanları böyle ayrıştırmakla medeni olunmuyor, bu tamamen cahillik. Ben herkesin yaşam biçimine saygı duyuyorum. Kimseye neden bikini giyiyorlar, neden alkol alıyorlar diye sormuyorsam; başkaları da bana karışmamalı. Bu arada gerçekten iyi olan mekanlar, oteller bu tarz muhabbetlere girmiyor. Mesela bir mekana gittik, çok güzel ağırlandık. Şef geldi masaya içinde alkol olan yiyecekler konusunda bizi uyardı.
Bu hikaye sadece bana mahsus değil, binlerce kadın yaşıyor. Psikolojik şiddet gördüğü için tatile gidemeyenler var. Hep kadına şiddeti konuşuyoruz ya, bu da bir tür şiddet. Şarkıcı Gülşen de açık bir kıyafet tercih ettiği için eleştirilmişti. Ne olursa olsun kadın her şekilde eleştiri alıyor; çok süslense de, örtünse de, bakımsız olsa da, iyi giyinse de... Ben güzel yaşamamı engelleyecek herkese karşıyım. Kimsenin yaşam biçimi, inancı kimseyi ilgilendirmez. Biz başörtülüyüz diye siyasi görüşümüzü sergilemiyoruz, inancımızı yaşıyoruz.
AÇIĞI-ÖRTÜLÜSÜ BİZ BİR MOZAİĞİZ BİNLERCE RENGİZ
Sabah'ta yer alan habere göre, Aslan, "Benim başörtülü kardeşlerim; doktor, mühendis, bilim insanı... Onların bu ülkeye kattığı değeri görmezden gelemezsiniz. Turkuvaz Medya ailesi bizi görmezden gelmediği, haber olarak yer verdiği için çok mutlu olduk. Bu durum artık son bulsun, bunu da birlikte başarabiliriz. Artık açık-örtülü ayrımı yapmadan ünlüsü ünsüzü birleşmeliyiz. Biz mozaiğiz, binlerce rengiz, açığı-örtülüsü, öğretmeni influencer'ı. Örtülü olduğumuz için "Bizi dünyaya rezil ettiniz" diyorlar, asıl bu düşünceler bizi rezil ediyor. Ben işim gereği daha önce dünyaca ünlü gazetelere röportaj vermiştim ama onlar da başörtülü kadınların evde oturan, çocuğuna bakan insanlar olduğunu sanıyorlarmış, üretimimizi görünce şaşırdılar." dedi.