Kurban Bayramı ne zaman? 2021 Kurban Bayramı tatili kaç gün olacak? Sokağa çıkma yasağı…

Gündemde tüm illerden vatandaşlar Kurban Bayramı ne zaman? Sorusunun yanıtını merakla araştırır oldu. İslamiyet’te büyük yeri olan dini bayramlarımızdan Ramazan Bayramı bugün idrak edilmeye başlandı ve koronavirüs gölgesinde evlerde geçiyor. Müslüman alemi şimdiden 2021 Kurban Bayramı tatili kaç gün olacak? Sorgulamasını yapmaya başladı, yine sokağa çıkma yasağı ile geçip geçmeyeceğini merak ediyor. İşte 2021 Kurban Bayramı tarihi…

Giriş Tarihi 13 Mayıs 2021, 16:15 Güncelleme 13 Mayıs 2021, 16:16
Kurban Bayramı ne zaman? 2021 Kurban Bayramı tatili kaç gün olacak? Sokağa çıkma yasağı…

İÇİNDEKİLER

Kurban Bayramı ne zaman? 2021 Kurban Bayramı tatili kaç gün olacak? Sorgulamaları arama motorları üzerinden sıklıkla yapılır oldu. Milyonlarca Müslüman vatandaş geçtiğimiz yıl koronavirüs gölgesinde geçen Kurban Bayramı'nın bu yıl nasıl olacağını, sevdikleriyle bir arada olup olamayacaklarını merak ediyor. Diyanet'e göre 2021 yılında Kurban Bayramı'nın hangi güne ve tarihe denk geldiği belli oldu. İşte detaylar…

2021 KURBAN BAYRAMI NE ZAMAN?

Kurban Bayramı arefe günü 19 Temmuz Pazartesi gününe denk geliyor. Sokağa çıkma yasağının yapılıp yapılmayacağı henüz belli değil

Kurban Bayramı 2. Günü: 20 Temmuz Salı

Kurban Bayramı 2. Günü: 21 Temmuz Çarşamba

Kurban Bayramı 3. Günü: 22 Temmuz Perşembe

Kurban Bayramı 4. Günü: 23 Temmuz Cuma

KURBAN İBADETİNİN MAHİYETİ VE HÜKMÜ NEDİR?

Sözlükte yaklaşmak, Allah'a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban dinî bir terim olarak, Allah'a yaklaşmak ve O'nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usûlüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, IX, 452). Kurban bayramında kesilen kurbana udhiyye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir.

Akıl sağlığı yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını kesmekle hem Cenab-ı Hakk'a yaklaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadır (Serahsî, el-Mebsût, XII, 8; İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, 197). Bu ibadetin ruhunda Hakk'a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban, bir müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.

Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir (İbn Rüşd, Bidâye, I, 429). Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 146). Kurban, -fıkhî hükmü ne olursa olsun- müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır.

KURBANIN DİNİ DAYANAĞI NEDİR?

Kurban, Kur'an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur'an-ı Kerim'de deliller mevcuttur. Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail'in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir (Sâffât, 37/107).
Kurbanın meşruiyetine işaret eden başka âyetler de vardır: "Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin." (Hac, 22/28), "Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık." (Hac, 22/34), "Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık.

Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Allah'a ulaşacak olan ancak, sizin O'nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir." (Hac, 22/36-37)
Bu âyetlerde zikredilen hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açıktır. Et ve kanların Allah'a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat âyetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.s.), meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir (Tirmizî, Edâhî, 11; bkz. Buhârî, Hac, 117, 119; Müslim, Edâhî, 17).
Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlerde, Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dâhil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade edip; bu ibadetin Allah rızası için yapılmasını tavsiye etmiştir (Tirmizî, Edâhî, 1; İbn Mâce, Edâhî, 3).
Ayrıca hicretin ikinci yılından itibaren bugüne kadar müslümanların kurban kesmeleri, bu konuda görüş birliği olduğunu da göstermektedir (İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, 360).